15 TEMMUZ’DA NE OLDU?

15 Temmuz, klişe olacak ama hiçbir şeyin eskisi olmayacağını gösteren bir tarih. Türkiye’nin doğusunun batısıyla kenetlendiği, teröre karşı birlikte karşı duruş sergiledikleri bir milat oldu.

Terör insan hayatını hem fiziksel hem de ruhsal olarak şiddetli bir şekilde etkileyen kaotik bir durum. Ve hiçbir şekilde kabullenilebilecek ve alışılabilecek bir şey de değil… Türkiye uzun yıllardan beri terör saldırılarına maruz kalan bir ülke ama 15 Temmuzda yaşadığı darbe girişimi, hiçbir terör olayına benzemiyor. Sivil bir cemaatin orduyu ele geçirip darbe yapmaya çalışması, herkesin üzerinde şok etkisi yaptı. Hiçbir şey yokken, insanlar işlerine, okullarına, alışverişlerine giderken; kısaca gündelik hayatlarına devam ederken birden darbe haberiyle karşılaşınca birçok kişi sokağa döküldü. Cumhurbaşkanımızın“Sokağa çıkın!” çağrısından işin ciddiyetini anlayan diğer vatandaşlar da kalabalığa katıldı. Böylelikle Türkiye’de bir ilk yaşanmış oldu; devlet milleti göreve çağırdı, terörle mücadele için ve millet de hiç göz kırpmadan bu çağrıya uydu. 15 Temmuz, klişe olacak ama hiçbir şeyin eskisi olmayacağını gösteren bir tarih. Türkiye’nin doğusunun batısıyla kenetlendiği, teröre karşı birlikte karşı duruş sergiledikleri bir milat oldu. Aynı zamanda bütün illerde eş zamanlı direniş mitingleri yapıldı.

Hatta Türkiye’nin doğusu daha bir heyecanlı ve hararetliydi. Yıllarca PKK zulmü çeken insanlar, FETÖ’nünde planın bir parçası olduğunu görünce, her kanaldan kandırıldıklarını ve kullanıldıklarını anladılar. Bu darbe girişiminin -eğer polyanacılık oynayacak olursak- hayırlı yanı oldu; Türkiye’nin batısını ve doğusunu birleştirmiş oldu istemeden FETÖ.

Püskürtülen darbe girişiminden sonrası, ya da şölen havasında geçen direnişlerden sonra sanırım hepimiz yalnız kalınca işin ciddiyetini bir kez daha anladık.

Sağcısından solcusuna, ateistinden dindarına kadar her kesimin bilerek veya bilmeyerek o güne kadar birlikte oldukları cemaatin vatan haini olması insanların ruh sağlığını da bozdu. Kanal kanal dolaşan ve FETÖ örgütünü deşifre eden itirafçılar, sinirlerin daha da çok bozulmasına neden oldu. Akşam FETÖ ile yatıp sabah FETÖ ile kalkıyoruz.

Fetullah Gülen hakkında her gün yeni bir şeyler öğrenip şok oluyoruz. Yediden yetmişe herkes terör uzmanı olmuş durumda. Kahvelerde, kadın günlerinde, otobüs duraklarında tek konu FETÖ.

Uzaktan yakından tutuklananları duyduğumuzda “Aaa bu da onlardanmış! Falancanın kızı, falancanın damadı, hangi holding, hangi şirket derken iyice paranoyak olduk. Birçoğumuzun uykuları düzensizleşti, son terör olayları da tuzu biberi oldu. Uyuyunca sanki birileri kalkıp bir şeyler yapacakmış gibimize geliyor. Darbe girişiminin üzerinden iki ay geçmesine rağmen izleri ve acıları insanların üzerinden geçmedi; öyle kolay kolay geçecek gibide değil.

Örgütün farklı oyunlarla hala ülkeyi yıpratmaya çalışması, pusuda bekleyen tilki misali sürekli yeni planlar içerisinde olması, insanların huzursuzluğunu artırsa da sürekli tetikte olmasını da sağlıyor. Koca bir örgütün oyununu tek başına bozan Cumhurbaşkanına halkın verdiği destek, Cumhuriyet Tarihinde görülmemiş bir olay.

Türk halkı demokrasi sınavından başarıyla geçti. Kahramanca tankların önüne atılması, kadını, çocuğu ve yaşlısıyla sokağa dökülmesi hiç kimsenin beklemediği bir şeydi. 21 yüzyıl, tanklara, roket atarlara bombardımanlara, sopayla karşılık veren Türk halkının gerçekleştirdiği mucizeyi gördü.

15 Temmuz, halkın iradesine nasıl sahip çıktığının bir göstergesidir. Ülkemiz insanının değiştiğinin en güzel kanıtıdır. Aynı zamanda demokrasiye ve özgürlüğümüze ne kadar önem verdiğimizi, bütün dünyaya bu darbeyi önlemekle ispat etmiş olduk.

Türk halkının darbeye karşı gösterdiği bu mukavemet bütün dünyayı şaşırttı. Demokratik geçinen batı, şaşkınlığını uzun süre üzerinden atamadı. Doğal olarak darbeyi kınaması gerekirken, Türkiye’ye yine o bildik bilgiçliğiyle akıl vermeye başladı: Darbe destekçilerine adil davranılmasından dem vurmaya başladı.  Nice zaman sonra darbenin başarısızlığından iyice emin olunca, darbeyi kınama mesajları geldi. Çifte standardın kitabını yazan batı, söz konusu Müslüman ülkeler olunca nedense suçluları mağdurmuş gibi gösterme eyleminde… Ülke olarak bir kez daha batı tarafından yalnız bırakıldığımızı anlıyoruz. Türkiye ilk defa bir darbenin karşısında direndi ve onu engelledi. Kendi seçtiği hükümete sahip çıktı. Bu bize ülkemizin ne kadar geliştiğini, insanımızın ne kadar bilinçlendiğini gösterir. FETÖ kendine itaat eden kitlesine güvenerek yola çıktı çıkmasına ama halkı hiç hesaba katmadı yani halkımızın bu gelişimini.

Türkiye’de oluşan birçok hareket (Solcu hareket, Kemalist vs.) halktan bağımsız, halk için yapılan hareketler oldu. Halk nedense hep aptal yerine konuyor bazı kitleler tarafından. Oysa halkın feraseti her zaman çok iyi eğitim almış kişileri yeniyor. Halk, kimin doğru kimin yanlış yaptığını ayırt edebilecek durumda çok şükür. Ve bu seferde doğrudan yana tavrını koydu.

Ülkesi için birçok kişi canını feda etti. Sadece FETÖ değil bütün dünya olayı şaşkınlıkla seyretti. Tankların önüne yatan, bayrakla tank durduran, askerleri ikna etmeye çalışan çeşit çeşit yöntemlerle darbeye karşı duran bu halkı ciddiye almak lazım. Görünen şu ki halka rağmen halk için dönemi bitti.

Artık halk kendisi için daha iyi olanı biliyor, aslında hep biliyordu da belki bu kadar özgüvenli değildi. Ama şimdi alıştığı ve sevdiği bir düzen var. Avrupa standartlarında seyreden bir hayatı var; neden bundan vazgeçsin? Ve bu imkânları ona sunan bir lideri neden yarı yolda bıraksın? FETÖ bunu hesap edemedi.  FETÖ halkı kendi cemaati gibi bir koyun sürüsü sandı. Oysa ben inanıyorum bu saatten sonra kim yanlış yaparsa halk onun karşısında olacaktır. Türkiye’de insanlar şunu anlamalı, organize olmamış, çok farklı inançlara sahip olan halk, gerektiği zaman gerektiği yerde beraber olabiliyor ve ne istediğini gayet iyi biliyor… Kimse halkı kandırabileceğini sanmasın bence. Yurt dışına gidenler bilir (nerdeyse Türkiye de artık yurtdışına çıkıyor) bundan 30 yıl önce yurtdışına çıktığınız da zaman yolculuğu yapmış gibi hissediyordunuz. Oysa bugün gelişmiş ülkelerle aramızdaki fark neredeyse kapanmış gibi. Kim ve neden durup dururken rahatını bozsun? Niçin bu kadar emeği görmezlikten gelsin? Nasıl gerçek dururken yalana inansın?

Bu sorulara halk doğru cevap verdi ve biz bir darbenin kıyısından Allah’a çok şükür döndük.

 

Exit mobile version