Keder ile neşe ikiz kardeş gibiler. Bizzat yaşanan aylardır bir gerçekte hepimizin nasibi olduğu için üzücü hakikatleri tekrar etmiştir. Ama gelin hep beraber iliklerimize işleyen şanlı tarihimizin en yakın tarihimizdek,i günümüzdeki müjdesini bizzat büyük bir coşkuyla yaşarken rüyalarıma bile giren ifadelere dikkatinizi çekmek istiyorum. Evet, evet Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u –İslambol’u- karadan fethetmişse cennetle müjdelenmenin tadını yeni bir çağ açarak tarihte ve dünyada da ihya oldu. Ama fethin denizaltındaki fatihi Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’dır. Onları da tarih özellikleri, güzellikler ilmiyle yazacaktır. Geçen gece bir rüya gördüm. Tayyip oğlumla görüşüyorum ve biraz şaka yollu ona diyorum ki, “Oğlum oğlum biz yutmayız böyle numaraları, denizaltına asfaltı çektin transit Ayasofya’nın kapısına varayım diye, değil mi? Yine sana nasip oldu. Yahu araştırıyorum hangi dualarla insan iki cihanını da ihya eder?”
ANNE DUASI
Ağlayarak samimi gözyaşlarımla işin aslına dalış yapıyorum ve şöyle bir hakikate varıyorum. Bu hakikatte büyük bir ders var: Anne duası… Anne duası almak. Aynı çatı altında oturduk yıllarca. Şahit oldum ki o zamanlar İstanbul belediye başkanıydı. Abdestsiz, duasız yere basmaz. Şahit olduğum bir hakikat. Gece ve gündüz Allah’tan ve onun habibi Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den hemen eline bir edep ölçüsü içinde çalışırdı. Annesine ayırdığı mekânın kapısına önce gider, onun ayağını bile öper, o özel hürmete layık alınan bir tebessümüne canını verirdi. Sevgilisi ki bu ülkede içinden aşk geçmeyen nice haneler var, ona, ailesine, dört kıymetli, büyük zorluklar içinde büyüttüğü iki kız iki erkek pırıl pırıl evlatları hediye eden Emine’sine teşekküre, giderdi.
Bugün dünyanın tanıdığı, takdir ettiği bir Recep Tayyip Erdoğan varsa böyle soylu asil bir ananın, Allah onu rahmetiyle karşılar inşallah, dualarıyla, seçkin, özel aile hayatıyla rabbim onu ihya etti. Örnek kişiliğiyle hepimizin önünde gidiyor. Allah’ım razı olsun. Maşallah suphanallah barekallah.
İHYA EDİLMİŞ
Gelelim Ayasofya’nın yeniden dirilişine, ihyasına. Hazreti İsa’nın peygamberi mucizesi, rabbimin lütfu ikramıyla, bazı ölüleri diriltmiş, ibreti alem için onları konuşturmuştur. Bugün Ayasofya yeniden dirilmişse bende varım diye ayağa kalkmışsa kınayanın kınamasına aldırmadan daha nice ebedi hayatı hatırlatacak eser dirilişe geçmişse Hz. İsa’nın Recep Tayyip Erdoğan’a el vermesiyle nasibini almıştır. Hani bilir misiniz, Ahilik teşkilatında Anadolu’da ustalar, ustalık aşamasında gelmişse bir çırak ustalık diplomasına bu ifadeyle layık görülürler. Ustası ona el vermiştir. Ayasofya’nın tarihine dikkat edildiğinde bir insanın ömründeki aşamalar sanki size olanca görkemiyle gerçekleri sunar. Evet, inanca dayansa da tahrik edilmiş bir dinin yaşaması için ihya edilmiş bir eserdir Ayasofya. Orada doğdu bu zafere gidiş. Bir ömür örneğiyse bu kıyamete kadar ebedi hayatımıza madalyalar da takılıyor. Kendilerine rabbimiz tarafından gerçek hayatın sonuçları bunlar.
Bu muazzam konuyu tekrar işleyelim inşallah. Allah’a emanet olun.