Bambaşka Bir Dünyaya Açılan Kapılar

Dünyanın en önemli yeraltı şehirlerinde yeni bir dünyayı keşfetmeye hazır mısınız?

İnsanlar tarih boyunca bazen doğal afetlerden korunmak, bazen düşmanlardan saklanmak, bazen de kutsal bir nedene hizmet etmek için yerin metrelerce altında bulunan şehirler inşa etti. Ülkemizde de Kapadokya bölgesi, sadece peri bacalarıyla değil, ürkütücü bir gizeme sahip yeraltı şehirleriyle de ünlü.

Bambaşka bir dünyanın kapısını aralayan bu şehirleri ziyaret ettiğimizde, insanların nasıl şartlar altında yaşadığını görmek gerçekten çok çarpıcı bir deneyim oluyor. İşte Türkiye ve dünyadan, en ünlü ve en ilginç yeraltı şehirleri!

Derinkuyu

Nevşehir’e 30 kilometre uzaklıktaki Derinkuyu yeraltı şehrinin tarihi MÖ 8’inci yüzyıla uzanıyor. 8 kattan oluşan Derinkuyu, havalandırma şaftları, kuyular, mutfaklar, okullar, yağ depoları, hamamlar, şaraphane ve 20 bin kişilik bir yaşam alanı ile adeta bağımsız bir şehirmiş zamanında. Şehrin her girişi, olası bir saldırı riskine karşı tek yönlü olarak yuvarlak taş kapılarla kapatılabilecek bir şekilde tasarlanmış.

Kaymaklı

Kapadokya’nın turistik açıdan en popüler diğer yeraltı yerleşimlerinden biri de Kaymaklı. Burası 1964 yılında ziyarete açılmış. Toplam sekiz kattan oluşan şehrin yalnızca ilk dört katı ziyarete açık. Zamanında 5 bin kişinin yaşamasına imkan sunan şehir, ziyaretçilerini ağırladığı dördüncü katında müthiş bir adrenalin yaşatıyor.

 

Mucur

Kırşehir’in en önemli turistik noktalarından biri olan Mucur Yeraltı Şehri, tüf kayaların oyulmasıyla inşa edilmiş. Bazı bölümleri üç kata kadar inen bu şehrin, erken Hıristiyanlık döneminde sığınma amaçlı yapıldığı biliniyor.

Petra, Ürdün

Indiana Jones filmiyle, burayı henüz ziyaret etmemiş kişilerin bile hafızasında yer eden Petra, güney Ürdün dağlarına yontulmuş kaya mezarları ile dünyanın en ihtişamlı antik yapıları arasında yer alıyor. 20 bin kişiye ev sahipliği yaptığı düşünülen Petra antik kenti, kumtaşı yamaçların göz kamaştırıcı tapınaklara ve mezarlara çevrildiği bir alan sunuyor. Petra’nın en önemli yapısını 40 metre yüksekliğe sahip Al Khazneh yani Hazine cephesi oluşturuyor.

Wieliczka, Polonya

Polonya’nın Wieliczka Tuz Madeni, Krakow’un eteklerinde yer alan büyük bir yeraltı odası olarak ziyaretçilerini büyülüyor. Wieliczka’nın tarihi, kaya tuzu bulmak için açıldığı 1200’lü yıllara dayanıyor. Madenciler yerin altından yalnızca tuz çıkarmakla kalmamış büyüleyici odalar, kiliseler, heykel ve Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosunun replikası da dahil olmak üzere sayısız rölyefler de yaratmış. Maden toplam 300 kilometre yürüyüş alanından oluşuyor.

Orvieto, İtalya

Yerin üstünde kartpostallara yakışır bir mimariye sahip Orvieto kasabası, yerin altında ise bir labirenti andıran bambaşka bir dünyaya ev sahipliği yapıyor. Bölge halkı volkanik kayaları oymaya, antik çağlarda kuyular ve sarnıçlar yapmak için başlamış. Sonra aradan geçen yüzyıllarla beraber, bu yeraltı yerleşimi 1200 tünel, mağara ve galeriden oluşan bir yere dönümüş. Odaların bazılarında Orta Çağ’dan kalma zeytin presleri gibi aletler görmek mümkün.

Exit mobile version