Kırmızı et tüketimi Kurban Bayramı ile birlikte artış göstermektedir. Artan et tüketimine tatlı ve şekerinde eklenmesi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir.
Bayram sürecine uzun tatil günleri de eklenince, kırmızı et tüketiminin sıklığının ve miktarının normal zamanlara göre artışı, beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenlerinin altını çizerek daha da belirgin bir şekilde gündeme getiriyor. Sağlıklı beslenme prensiplerine göre etin kontrollü bir şekilde tüketimi ve pişirme metotları bu dönemde ekstra önem kazanıyor.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çağlıkülekçi bayram boyunca et tüketimi konusunda dikkat edilmesi gerekenleri hatırlatarak, uyarılarda bulundu.
Kurban Bayramında et tüketirken dikkat edilmesi gerekenler:
- Sindirimi zor olan protein kaynağı kırmızı etin, özellikle yağsız bölgelerinden tercih edilmesi, kısıtlı ve kontrollü miktarda tüketilmesi en önemli uyarıların başında geliyor. Özellikle kalp-damar hastalığı, diyabet (şeker hastalığı) ve yüksek tansiyonu olan kişilerin bunu mutlaka dikkate alması gerekiyor.
- Kurban etlerinin yeni kesim olmasından dolayı sert olması, hem pişirmede hem de sindirimde zorluğa yol açabileceği için, özellikle mide-bağırsak hastalığı olan kişilerin kurban etlerini hemen tüketmemesi bekleme koşullarına uygun bir zamandan sonra tüketmesi daha doğrudur.
- Kesim yapılan etlerin tüketimi için birkaç gün buzdolabında bekletilmesi daha sonra, haşlama ya da ızgarada pişirme yöntemiyle tüketilmesi sağlıklı beslenme için daha uygundur.
- Kurban Bayramında en çok tercih edilen kavurma etinin tadımlık ve keyif verecek porsiyonlarda abartıdan uzak olarak tüketilmesine özen gösterilmelidir.
- Kızartma, yağda kavurma, tandır, yüksek ateşte mangal vb. pişirme yöntemlerinin midede oluşabilecek rahatsızlıklara karşı risk faktörü oluşturması muhtemel olacağı için tercih edilmemeli ya da minimum tercih edilmelidir.
- Etlerin pişerken içine ayrıca yağ ilave edilmemesi, kendi yağında pişirilmesi önemlidir. Özellikle kuyruk yağı veya tereyağı kullanımından kaçınılması daha uygun olur.
- Pişirilirken, etle ateş arasındaki yöntemin eti çiğ bırakmayacak ya da yakmayacak şekilde ayarlanması sindirim sistemi için çok önemlidir. Bazı hastalıkların çiğ veya az pişmiş, ya da fazla yanmış (kömürleşmiş) etin yenmesiyle bulaştığı unutulmamalıdır.
- Et menülerinin yanında mevsimine uygun olarak sebze ve salataların hazırlanması hem yemeklere zenginlik katacak hem de aşırı et tüketimine karşı sağlıklı ve dengeli bir beslenme sunacaktır.
- Kurban etlerinin doğru tüketilmesi ve besin değerinin kaybolmaması ya da vücudumuza zarar vermemesi için doğru koşullarda saklanması, korunması da olmazsa olmazımız. Bunun içinde pişirme öncesi buzdolabı poşetlerine ve yağlı kağıtlara sarılarak saklanma yapılması, tüketilelecek kadar kullanıma hazır porsiyonlar halinde hazırlanması önemlidir.
Kırmızı et ve işlenmiş et ile kanser riski arasındaki ilişki incelendiği ve Lancet dergisinde yayınlanan makalede işlenmiş etin kanserojen olduğu ve kırmızı etin ise olası kanserojenik etki taşıdığı belirtilmektedir. Dana eti, koyun eti, kuzu eti, keçi eti kırmızı et grubuna giren et türleridir. İşlenmiş et ise kırmızı etin raf ömrünü uzatmak ve aromasını artırmak için çeşitli baharatlar ya da yöntemler yoluyla yapılmaktadır. Jambon, sucuk, salam, sosis gibi ürünler bu gruba girmektedir.
Bugüne kadar yapılan çalışmalara göre, yüksek miktarda kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi ile mide ve kolon rektum kanserleri arasındaki ilişki incelenmiş ve işlenmiş etin kırmızı etten daha fazla kansere neden olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle işlenmiş et ‘kesin, şüphesiz’; kırmızı et ‘muhtemel, olası’ sınıflandırmaları içerisinde yer almıştır.
Örneğin işlenmiş ve tütsülenmiş et aynı grupta bulunmasına rağmen, tütsülenmiş et tüketiminin işlenmiş ete göre her yıl 6 kat daha fazla kansere yol açtığı belirtilmektedir. Özellikle kırmızı etin kansere neden olup olmadığı tam olarak anlaşılmasa da, etin yüksek sıcaklıklarda pişirilmesi veya diğer işleme yöntemlerine başvurulmasının oksidatif stres ve DNA hasarına yol açarak kansere yol açabileceği belirtilmektedir. Kırmızı etlerin yüksek sıcaklıklarda pişirilmesinin (örneğin kızartma veya mangalda pişirmenin) kanser riskinin artmasına katkıda bulunduğu düşünülmektedir
Tüm bu öneriler yapılırken kırmızı etin kaliteli bir protein kaynağı, demir, çinko ve selenyum gibi minerallerden ve B12 vitamininden zengin bir besin olarak yer alması gerektiği de unutulmamalıdır.