Bazı Besinlerle Kanınızı Kolaylıkla Sulandırabilirsiniz

Kanın pıhtı oluşturması ve bunun sonucunda damar tıkanıklığının önüne geçmek için kullanılan kan sulandırıcı maddeler, bazı sebze ve meyvelerin içeriğinde de bulunuyor.

Kan, insan yaşamındaki en önemli sıvıdır ve yaşamın devamı için belirli bir yoğunlukta olması gerekir. Kanın gereğinden fazla yoğun olması pıhtı oluşturabilir ve bu pıhtılar bazen damarları tıkayarak bu damardan beslenen bölgelerin besinsiz kalıp ölmesine yol açabilir. Kan sulandırıcılar veya daha tıbbi adıyla antikoagülanlar, kanın pıhtı oluşturma yeteneğini azaltan maddeler olarak kullanılırlar.

Doğuştan kalp kusurları gibi bazı tıbbi rahatsızlıkları olan kişiler, kalp krizi veya felç riskini azaltmak için kan inceltici ilaçlara ihtiyaç duyabilir. Gerektiği durumlara bu ilaçları kullanmak, kalp krizi riskini düşürmek için çok önemlidir.

Tüketilen gıdalar da kanın pıhtılaşma yetenekleri üzerine etki edebilir. Bazı besinler, kan sulandırıcı özellikle maddeler içerir. İşte bunlardan bazıları:

Zerdeçal

İnsanlar uzun zamandır zerdeçal olarak bilinen altın baharatı mutfak ve tıbbi amaçlar için kullanmışlardır. Zerdeçaldaki aktif bileşen, anti-inflamatuar ve kan inceltici veya antikoagülan özelliklere sahip olan kurkumindir. Çorbalara, baharat karışımlarına eklenebilir veya çay halinde tüketilebilir.

Zencefil

Zencefil, kanın pıhtılaşmasını durdurabilecek başka bir anti-inflamatuar baharattır. Salisilat adı verilen doğal bir asit içerir. Bu madde ilaç içeriklerindeki maddenin bir benzeri olmakla beraber eşdeğer oranda değildir. Zencefili suyunu elde ederek veyahut taze veya kuru olarak pişirdiğiniz yemeklere ekleyerek kullanabilirsiniz.

Acı biber

Acı biber de salisilat içeriği açısından zengindir ve kan inceltici etkisi olabilir.

E Vitamini

E vitamini kanın pıhtılaşmasını birkaç farklı şekilde azaltır. Bu etkiler, bir kişinin aldığı E vitamini miktarına bağlıdır. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanımı esnasında yüksek dozlarda E vitamini kullanımı dozajı etkileyebileceğinden risklidir. E vitamini takviyeleri yerine gıdalardan almak daha güvenli olabilir. Badem, aspur yağı, ay çekirdeği ve kepekli tahıllar doğal E vitamini kaynakları olarak kullanılabilir.

Sarımsak

Sarımsak, lezzetinin yanı sıra, doğal antibiyotik ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bazı çalışmalar, etkileri küçük ve kısa ömürlü olmasına rağmen, kanı inceltebileceğini öne sürüyor.

Tarçın

Tarçın, güçlü bir kan inceltici madde olan kumarin içerir. Bununla birlikte, kumarin açısından zengin tarçının uzun süreli olarak alınması karaciğer hasarına neden olabilir. Normal bir beslenme düzeninde tatlandırcı olarak kullanılan tarçın miktarı ise buna sebep olmaz.

Gingko

Geleneksel Çin tıbbı uygulayıcıları binlerce yıldır Ginkgo Biloba ağacının yapraklarını kullandılar. Gingko bazı kaynaklara göre kanı inceltir ve fibrinolitik etkiye sahiptir. Bu, kan pıhtılarını çözebileceği anlamına gelir.

Üzüm çekirdeği

Üzüm çekirdeği ekstresini kan damarlarını koruyabilen ve yüksek tansiyonu önleyebilen antioksidanlar içerir ve ayrıca doğal bir kan inceltici görevi görebilir.

K Vitamini’ne dikkat!

Reçeteli kan sulandırıcı ilaçlar kullanırken K vitamininden zengin besinler tüketmek ilacınızın etkisini azaltabilir. Bu yüzden ilaç kullanırken kanın pıhtılaşmasını sağlayan K vitaminini içeren ıspanak, brokoli, marul gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri ve yeşil çayı tüketmekten kaçınmalısınız.

Uyarı

Gıdalar, ilaçlar kadar yoğun olmasa da etkin maddeler içerebilir ve etken madde miktarını tam olarak ölçmek mümkün olmayacağından dolayı fazla kullanımları bazı istenmeyen etkilere yol açabilir. Doğal kan sulandırıcı özelliklere sahip meyve ve sebzeler reçete edilmiş bir ilacın yerini tutmayacağı gibi, kanın zaten fazla akışkan olduğu durumlarda bu besinleri fazla tüketmek durumu şiddetlendirebilir. Doğal olmalarına rağmen bazı maddeler ve yiyecekler, özellikle ilaçlarla birlikte alındığında kanı çok fazla seyreltebilir ve bu, kanama riskini artırabilir. Sağlığınızı etkileyebilecek herhangi bir ilaç, gıda takviyesi veya tedaviye başlamadan önce daima doktorunuzla konuşun. Bu yazı bilgi vermek amaçlıdır ve tıbbı tavsiye içermez.

 

 

Exit mobile version