Çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi güçlendirebilmeniz için 10 alışkanlık

İlişkilerde yakın bağlar, çocuklarımız için olduğu gibi biz ebeveynler için de gereklidir. Çocuğumuzla aramızdaki ilişki güçlü olduğunda aynı zamanda da sevgi doludur – yani verdiğimiz kadar karşılık görürüz. İşte bu, ebeveynlik süreci boyunca verdiğimiz çabanın ve uğraşların karşılığıdır.

Bu bağ aynı zamanda çocuklarımızın kurallarımıza kendi istekleriyle uymalarının tek sebebidir. Ebeveynlerine güçlü bir şekilde bağlı olan çocuklar, iş birliğine açık olurlar. Kendileri için en iyinin ne olduğunu bildiğimize güvenir, daima yanlarında olduğumuzu bilirler.

Ancak hepimiz insanız. An gelir, elimizden gelen tek şey çocuğumuzun yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılamak olur. Ebeveynlik dünyadaki en zor iştir; tüm gün başka bir işte çalıştıktan sonra elimizde kalan boş zamanlarda yapabildiğimiz bir iş. Çocuklarımızla aramızdaki güçlü bağın kopmasını engellemenin tek yolu, günlük ilişki alışkanlıkları edinmektir. Peki, ne tür alışkanlıklar?
1. Çocuğunuza her gün 12 kez sarılın

Çocuğunuza sabah uyandığınızda, hoşça kal derken, tekrar bir araya geldiğinizde, akşam yatarken sarılın. Ergenlikteki çocuğunuz kapıdan içeri adım attığında ilk iş olarak sarılma girişimlerinize olumsuz yanıt veriyorsa eğer, yaşı büyük çocuklar söz konusu olduğunda bağlantı kurabilmek için yavaş ve dikkatli bir şekilde hareket etmek gerektiğini hatırlayın. Soğuk bir içecekle sakinleşmesini sağlayın ve hafif fiziksel temaslarla sohbet etmeye başlayın.

2. Geçişlerden önce bağlantı kurun

 

Çocuklar bir şeyden diğerine geçiş yaparken zorluk yaşarlar. Çocuğunuzun gözlerinin içine bakarak, adını söyleyerek ve biraz kıkırdamasını sağlamak için onunla oyun oynayarak geçiş boyunca kendini idare edebilmesi için ihtiyacı olan içsel kaynaklara eriştiğini garantileyebilirsiniz. Uyanma vakti geldiğinde çocuğunuza beş dakika boyunca sarılarak, uykudan giyinme ve diş fırçalama gibi yürütme işlevlerine geçişini kolaylaştırabilirsiniz.

3. Oyun oynayın

Kahkaha ve eğlence, her ikinizde de endorfin ve oksitosin hormonlarını uyararak çocuğunuzla temas halinde olmanızı sağlar. Oyun oynamayı günlük bir alışkanlık haline getirmek, çocuğunuza yalnız hissetmesine ve bu yüzden daha fazla yaramazlık yapmasına neden olacak endişeleri aşması için bir şans verir. Ve oyun, çocukların işbirliğine olan heveslerini arttır.

4. Çocuğunuzla bağlantı kurarken tüm teknolojik aletleri kapatın

Çocuğunuzu dinlerken telefonunuzu ya da çalan müziği kapadığınızda, çocuğunuz ebeveynleri için ne kadar önemli olduğunu hissedecek ve emin olun ki bunu hayatı boyunca unutmayacaktır. Bu durum özellikle araba içerisinde çok önemlidir; çünkü arabada göz temasından yoksunluk baskıyı azaltarak çocukların daha rahatça açılmalarını ve düşündüklerini paylaşabilmelerini sağlar.

5. Özel zaman ayırın

Her gün, her çocuğunuz için ayrı ayrı 15 dakika. Bu süre boyunca hem kendinizin hem çocuğunuzun isteklerini değişimli olarak yapmaya çalışın. Onun günlerindeyken, siz yalnızca sevginizi gösterin ve bırakın çocuğunuz yönlendirsin. Kendi günlerinizde ise zamanı aktivitelerle doldurma dürtüsüne direnin. Bunun yerine çocuğunuzun sorunlarını çözmesini yardımcı olacak tedavisel oyunlar oynayın.

6. Duyguları hoş karşılayın

Bazı anlarda uygunsuz olabilir; ancak çocuğunuz duygularını ifade etmeye ihtiyaç duyar. Aksi takdirde bu duygular davranışlarını etkilemeye başlar. Bu yüzden çocuğunuzun duygu patlamalarını kabullenin, öfkenin sizi tetiklemesine izin vermeyin ve öfkenin ardında gizlenmiş olan gözyaşlarını ve korkuları hoş karşılayın. Unutmayın ki çocuğunuz size yanınızda ağlayacak ve kimseye göstermek istemediği yönlerini açık edecek kadar güveniyor.
7. Dinleyin ve empati kurun

İlişki dinlemeyle başlar. Kimi şeyleri çocuğunuzun bakış açısından görebilme alışkanlığı çocuğunuza saygıyla yaklaşmanızı ve karşılıklı fayda sağlayacak çözüm arayışlarınıza girmenizi sağlayacaktır. Çılgına dönmenize sebep olan davranışların ardındaki nedenleri görmeniz kolaylaşacaktır. Aynı zamanda empati kurmayı öğrenerek kendi duygularınızı kontrol etme konusunda da gelişeceksiniz.

8. Yavaşlayın ve anın tadını çıkarın

Çocuğunuzla anı paylaşın; çilekleri yemeden önce koklamasına izin verin, ellerinizi akan suyun altına koyun ve birlikte akan suyunu serinliğini hissedin. Saçlarını koklayın, kahkahasını dinleyin. İçinde olduğunuz anın görkeminde bağlanın.

9. Yatakta sohbet edin

Karanlıkta sarılıp sohbet edebilmek adına çocuğunuzun yatma vaktini biraz erkene alın. Bu samimi, güvenli anlar, çocuğunuzun anlatmak istemediği sorunlarını yüzeye çıkarmasına teşvik eder. O anda yapabileceğiniz bir şey olmasa da yalnızca dinleyin. Duygularını tanıyın. Ona endişelerini ve korkularını anladığınızı, yarın birlikte çözüm arayacağınızı söyleyin.

Exit mobile version