Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarı ve bilinmeyen hikâyesi

1933 yılında Türkiye’nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin, Aydın’ın Çine İlçesi, Karpuzlu Bucağı’nın muhtarlığını iki yıl boyunca yapmıştır.
Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da büyük başarı elde etmişti.

SEVİNÇLE KARŞILANDI

11 Aralık 1933’te Halkevi Gazetesi’nde çıkan haber ‘Büyük inkılabın ilk kadın muhtarı, vazifen kutlu ve mutlu olsun’ manşetiyle verilmiş. 32 yaşında muhtar seçilen Gül Esin, yaklaşık 500 oy alarak bu görevi üstlenmiş.
Gül Hanım’ın seçimleri kazanması ve Türkiye’nin ilk kadın muhtarı oluşu kasaba halkı tarafından sevinçle karşılanmıştır. Bu önemli olayı kutlamak için üç gün üç gece davullar çalınarak şenlikler yapılır. Aydın ve Karpuzlu kadınları da özellikle kendi içlerinden birinin Türkiye’nin ilk kadın muhtarı seçilmesi nedeniyle büyük mutluluk duyduklarını dönemin tek yerel gazetesi olan Ant Gazetesi’ne telgraflarla bildirmişlerdir. Çine Karpuzlu Demircidere Köyü Muhtarlığına Gül Hanımın seçilmesi ve bu sonucun onu Türkiye’de ilk kadın muhtar yapması yeni birtakım tartışmaları da beraberinde getirdi. Örneğin 15 Teşrin-i Sani 1933 tarihli Anadolu gazetesinde Menemen Kaymakamı Ali Nihat Bey Türkiye’de ilk kadın muhtarın Çine Karpuzlu’dan Gül Hanım olmadığı Menemen’den Kudret Hanım’ın Türkiye’de seçilen ilk kadın muhtar olduğunu belirten bir yazı yazmıştır. Aydın’dan bu iddialara ise yanıt gecikmemiştir. Gül Hanım’ın ilk kadın muhtar olmadığıyla ilgili Menemen Kaymakamı’nın iddialarına Aydın’dan verilen yanıtta Gül Hanım namına ‘Birinin’ tabirinin kaymakam mertebesinde olan bir kişi tarafından kullanılmasının garipsendiği belirtilerek Menemenli Kudret Hanım’ın şecaatinden bahsedilmesinin anlaşılamadığı kaydedilmiştir. Aydın’dan Anadolu Gazetesi’ne gönderilen cevabi yazıda ayrıca “Millî Mücadele’de erkeklerle yan yana harbeden, erkeklerin bile zor başaracakları birçok cephe gerisi işlerini gören kadınlarımız pek çoktur. Hem ne hacet; ordulara kumanda eden, milletlere başbuğ olan Türk kadınlarından tarih bol bol bahsediyor” denilmiştir.

TEK BAŞINA KÖYÜ KALKINDIRDI

Gül Hanım muhtarlık yaptığı dönem içerisinde kendini yalnız simgesel bir görüntü olmayı kabul etmemiştir. O kasabanın sosyal ve ekonomik hayatına yönelik ciddi çalışmalarda bulunmuştur. Söz konusu çalışmalardan ilki; Çine- Karpuzlu arası ulaşımın daha rahat olması amacıyla taş döşemeli yol ve köprü yaptırmasıdır. Yolun açılışına büyük hayranlık duyduğu Atatürk’ü de davet eder. Atatürk, Gül Hanım’ın davetini kabul etmiş ancak işlerinin yoğunluğu nedeniyle açılışa katılamamıştır. Gül Hanım’ın muhtarlığı döneminde diğer bir icraatı ise; köyle ilgili işlerin konuşulup tartışılabileceği bir mekânın hayata geçirilmesidir. Gül Hanım’a göre köy işleri evlerde veya kahvehanelerde toplanılarak değil, köye ait belirli bir yerde toplanılarak yapılmalıydı. Bunun için köylünün de onayı alınarak bir köy odası yapılması kararı alınır. Düşüncelerini hayata geçirebilmek için köylünün ürünlerinden elde ettikleri gelirleri bir araya getirilip satılır. Elde edilen gelirle bir taraftan köy odası projesi hayata geçirilirken, diğer taraftan da köylülerin kendi aralarındaki dayanışma düşüncesi güçlendirilmiştir. 1930’ların başlarında Çine Kaza merkezinde bile köy odasının olmadığı düşünüldüğünde Gül Hanım’ın yenilikçi ve aydınlanmacı önderliği daha iyi anlaşılmış olur.

EVLENECEK GENÇLER ONA DANIŞIRDI

Gül Hanım köylü arasındaki dayanışmayı artıran ve köyün diğer merkezlerle ulaşımını sağlayan uygulamalarının yanında köydeki gençlere yönelik birtakım girişimlerde de bulunmaya çalışmıştır. İlk olarak gençler için zararlı gördüğü kahvehanelere girişi yasaklar. Nahiye halkı zor bir karar olan bu yasaklamaya destek vermesi onların Gül Hanım’ın bilgisine olan saygılarının bir ifadesiydi. Gül Hanım’ın muhtarlığı döneminde gençliğini yaşamış olanlarla yaptığımız görüşmelerde Karpuzlu’da yaşayan gençlerin Gül Hanım’ın muhtarlığı döneminde kahvehaneye giremediklerini yalnızca kahvehanelerin camlarından içeriye bakmakla yetindiklerini anlatmışlardır. Dönemin kangren haline gelmiş olaylarından biri de kız kaçırma olaylarıydı. Gül Hanım bu meseleye de el atmış, kızların ve kız ailelerinin oldukça mağdur olduğu bu olayı önleyebilmek için de ciddi bir çabanın içine girmiştir. Gül Hanım meseleyi çözmek için gençler ve aileleriyle toplantılar yapmış, onları bu sorunun kız kaçırmayla çözülemeyeceğine ikna etmeye çalışmıştır. Evlenmek isteyen gençlerin kaçmak ve kaçırmak yerine, önce kendisine başvurmalarını istemiş, muhtar olarak aileleri ikna etmeye ve gençlerin evlenmelerini sağlayacağını taahhüt etmiştir. Gül Hanım’ın muhtarlık yaptığı süre içinde onun sözünü yerine getiren birçok genç muhtarlığa başvurmuş, Gül Hanım da kendisine müracaat eden gençlere yardımcı olarak, evlenmeye hazır olan kızların ailelerin istenmesinde aracı olmuştur. Gül Hanım, eğitim faaliyetlerine de büyük destek vermiştir. Eğitime yönelik en önemli uygulamasını, köy çocuklarının özellikle de kız çocuklarının okutulabilmesi için aileleri ikna etme çabaları olmuştur. Gül Hanım bu düşüncesini hayata geçirebilmek amacıyla bütün köydeki kız çocuğu olan aileleri tek tek dolaşıp çocukların okula yazılmaları için ikna etmeye çalışmıştır.

İLGİSİZLİKTEN YAKINIRDI

Gül Hanım’ın, Atatürk’ün yolladığı mektuplar ve kartlar Çine’deki evlerinin yanması sonucunda yok olmuş. Kendisi 1955’ten 1990’a dek, esasen halası iken evlat alarak annesi olduğu Cumhuriyet Hanım ve eşiyle birlikte yaşamış. Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olmasına karşın kendisini arayan soran olmamasından yakınmıştır. 1990 yılında, 89 yaşında vefat eden Gül Esin, Eğriboyun Mezarlığı’na defnedilmiş.

DİĞER KADIN MUHTARLAR

26 Ekim 1933’te köy kanununda yapılan değişiklikle kadınlara köylerde muhtarlık ve ihtiyar heyeti seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verilmesinden sonra bu tartışmaları ve konuyla ilgili haberler peş peşe basında görülmeye devam etmiştir. Haberlerin özellikle Batı Anadolu bölgesi çıkışlı olması ise bu bölgede kadınların seçme ve seçilme mücadelesinde daha aktif olduklarını göstermektedir. Seferihisar Doğanbey Nahiyesinde Agoma Köyü’nde yapılan muhtar seçimlerinde ihtiyar heyeti azalıklarına Emine ve Fatma Hanımlar seçilmişlerdir. Tespitlerimize göre Türkiye’de köy ihtiyar heyetlerine seçilen ilk kadınlar İzmir Seferihisar Doğanbey Nahiyesinden olmuşlardır. 1930’lu yılların ortalarında yayınlanan ulusal ve yerel gazetelerde çıkan haberlerde kadınlara muhtar ve ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkının verilmesi konusuna vurgu yapılırken, kadınlara bu hakkın Cumhuriyet idaresi tarafından bahşedildiği ve seçilen kadınların ‘Erkekler kadar’ bu işi yapmaya muktedir olduğu belirtilmiştir. İzmir’de yayınlanan Anadolu Gazetesi’nde çıkan bir haber de ise Ödemiş’in Bağemir Köyü muhtarlığına Ümmü Hanım’ın seçildiği bildirilirken, kendisinin bir erkek kadar kuvvetli, düşünceli ve ileri görüşlü olduğu ifade edilmiştir.

Exit mobile version