Dağıtılmayı bekleyen aşuremiz, paylaşmayı bekleyen komşumuz olsun

Arapçada “aşere” on, “âşir” onuncu demektir. Halkımız onuncu gün mânasına gelen “âşir”i, aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe “aşure günü” ismi vermiş, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir. Aşure Muharrem ayı içerisinde yer alır. Bu ay hicri takvimin başı olmakla önem kazanmıştır. Bunun yanında bazı tarihî olaylara sahne olmakla da ayrı bir özellik kazanmıştır.

Dört haram/ muhtereme aylardan biri olarak da eskiden beri bir ayrıcalığa sahiptir. Hz. Aişe’nin bildirdiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Ramazan’dan sonra en çok oruç tuttuğu ay olarak da bilinir. Müslim’in rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ramazan ayından sonra oruç için en faziletli ay Muharrem ayıdır. (Müslim, Sıyam, 202-203)” diye buyurmuştur.

10 HİKMETİ VAR

Aşure İsminin 10 Hikmeti Kaynaklarda geçtiğine göre ise bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunduğu içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

Yukarıdaki hikmetlere inanç sebebiyle, İslâm ülkelerinde, 10 Muharrem’de çeşitli tahıllarla yapılan aşure tatlısı gelenekselleşmiştir. Aşure, damak lezzetinden öte komşuluğun, paylaşmanın ve dini inanışların bir sembolüdür aslında. Öyle hemen çıkacak bir lezzet değildir. Ayrıca belirli kuralları, püf noktaları ve incelikleri vardır sosyal mesaj anlamında.

Aşure yapmaya niyetlenen hanenin malzeme almak için kullanacağı paranın helâlinden olması, borçla falan alınmaması makbul olandır. Geleneklerimizdeki o naiflik aşure geleneğinde de sergilenmektedir. Örneğin hangi gün, hangi hanede aşure pişirileceği önceden belirlenir, mahallede herkes aynı günde aşure pişirmez. Bu naif davranışla Muharrem ayı süresince mahalledeki tüm evlerde aşure olur. Bu naif düşünce komşuluk bağlarını kuvvetlendirecek çok güçlü bir sosyal mesajdır aynı zamanda. Bir gün önceden malzemeler hazırlanır, temizlenir.

Aşure pişirme öncesi tatlı telaş yaşanır hanelerde; nohutlar-fasulyeler ıslatılır, aşure hazır olduğunda hanenin küçük afacanları süslesin diye narlar, fındıklar, fıstıklar ayıklanır. Aile içerisinde dayanışma ve birliktelik ile hazırlanan aşurenin lezzeti de, bereketi de bir başka olur. Aşure pişirme anı ile ilgili kültürümüzde bazı ritüeller vardır. Erkenden, günün bereketini kaçırmadan, geceden ıslatılmış buğday kaynatılmaya başlanır. Anadolu kültüründe buğday yumuşayınca ilk suyundan evin hanımı bir kaşık alıp “Senden aldık, sana veriyoruz.” diyerek şükran duygusuyla bir ağacın dibine toprağa döker. Özellikle bu işlemi evin hanımının yapması gerekir zira Anadolu kültüründe evin hanımı evin bereketini temsil eder. Aşure ritüellerinden bir diğeri de kuşlara ikramdır.

Tane buğdaydan bir kaşık alıp soğutulur, pencere kenarına kuşlar için bırakılır. Aşure kültüründeki paylaşma duygusu bu güzel davranışlarla ortaya çıkar. Buğday piştikten sonra en geç pişen malzemelerden başlanılarak içine atılır ve kaynatılır.

Aşurenin suyunun rengi duru olmalıdır. İncir önceden küçük küçük doğranıp bir taşım haşlanırsa aşurenin suyunu karartmaz. İçerisindeki malzemelerin piştikten sonra da görünümünün bozulmaması, renginin aynı kalması ve kokusunun güzel olması aşurenin şahsına münhasır bir özelliğidir. İçine sevgi ve dua katıldığında ise lezzetine doyum olmaz.

Aşure piştikten sonra sıra evin sevimli afacanlarına gelir, onların eli değerse bereketi kat be kat artar. Ayıklanan narlar, fındık içleri ve değişik süs malzemeleri ile görsel bir şölene dönen aşure artık paylaşmaya hazırdır. Hanenin küçük afacanlarının paylaşma duygusunu, yardımlaşmayı öğrenmeleri için bulunmaz bir sosyal öğretidir aşure dağıtımı.

Ertesi gün bize komşularımızdan boşalıp gelen aşure kaselerinde sevgi, pozitif enerji, çoğalan muhabbet geri gelir. Yeter ki dağıtacak aşuremiz, paylaşacak komşularımız olsun.

YAZARIMIZ NURİYE ATASEVEN’DEN AŞURE TARİFİ

Malzemeler:

Tercihe bağlı olarak kuş üzümü, aşurelik fıstık, fındık, doğranmış elma, vanilya vs… malzemeler de kullanabilirsiniz

Aşurenizi yaparken 13 litre su kullanın. Aşure yaparken kettle da kaynar suyunuz hazır bulunsun. kıvamı ayarlamak için kademeli olarak kullanılıyor. Dövme bolca su ile birlikte geniş bir tencereye alınır ve kaynamaya bırakılır. Dövmeler açılıp yumuşayınca nohut ve fasulye eklenir. Ara ara karıştırarak pişirmeye devam edilir. Yıkadığımız kuru kayısı, kuru üzüm ve incir küçük küçük doğranır ve tencereye alınır. İyice özleştikten sora, süt‚ ilave edilir, biraz kaynadıktan sonra şekeri eklenir. lyice koyulaşıp kıvam alana kadar karıştırılarak pişirilir. Ocaktan indirmeye yakın vanilya, limon ve portakal rendesi eklenir. Tencerede biraz dinlendikten sonra kaselere alınır. Ceviz, tarçın, nar tanesi vs. . istenilen malzeme ile süslenir.

Afiyet olsun

Exit mobile version