Deprem Kuşağı Olarak Da Bilinen Pasifik Ateş Çemberi İle İlgili Daha Önce Hiç Duymadığınız 9 Bilgi

Gün geçmiyor ki doğa ana bizleri şaşırtmasın! Gezegenimiz, hala çözemediğimiz pek çok gizemle dolu. Pasifik ateş çemberi de bunlardan biri. Volkanlarla çevrili bu çember, Pasifik deprem kuşağı olarak da biliniyor. Pasifik ateş çemberi ile ilgili ilginç bilgileri sizler için araştırdık. Yaklaşık 40 bin kilometrelik bu çemberin sakladığı sırları öğrenince çok şaşıracaksınız! İşte Pasifik ateş çemberi ile ilgili daha önce hiç duymadığınız 9 bilgi…

Dünyadaki volkanların üçte ikisi Pasifik ateş çemberi üzerinde yer alıyor

Son 11 bin 700 yıl ateş çemberi için oldukça yoğun geçti. Zira bu süre zarfında çember boyunca yaklaşık bin volkan aktifleşti. Holosen döneminde yaşanan en büyük dört volkanik patlama burada gerçekleşti. Ek olarak insanlık tarihinde kaydedilen 350’den fazla volkanik patlamanın da bu sınırlar içerisinde olduğunu görüyoruz.

Gezegenimizde gerçekleşen depremlerin %90’ı bu bölgede meydana gelir

Gezegenimizdeki en büyük depremlerin %81’i burada gerçekleşti. Pasifik ateş çemberinden sonra en fazla sismik aktiviteye sahip olan Alpide kuşağı ise dünyadaki depremlerin yalnızca %5’ine ev sahipliği yapıyor.

Ateş çemberinin sınırları konusunda evrensel bir anlaşma yoktur

Zira sismik ve volkanik aktivitelerin nasıl oluştuğu sınırların belirlenmesinde etkilidir. Uzmanlar, Alp kuşağı, Antartika yarımadası ve Batı Endonezya’nın Pasifik ateş çemberine dahil olup olmadığı konusunda tartışmaya devam ediyorlar.

Çemberin uzunluğu yaklaşık 40 bin kilometredir

Ateş çemberi, gezegenimizin büyük bir kısmını kaplar. Yeni Zelanda çevresinde başlayan bu çember kıyı şeridi boyunca devam eder ve Bering Boğazı’na dek uzanır. Aslında bir çemberden ziyade at nalını andırır.

Pasifik ateş çemberi sınırları içerisinde 15’ten fazla ülke bulunuyor

Çember, Yeni Zelanda’da başladıktan sonra dümdüz kuzeye ilerlemez. Bunun yerine Papua Yeni Gine, Endonezya ve Filipinleri kapsayan kara parçalarını takip eder. Oradan kuzeydoğu Rusya’ya doğru ilerler ve teğet geçerek Japonya’ya ulaşır. Bununla da sınırlı kalmaz! Oradan Alaska’ya ve Amerika’nın batı kıyısına uzanır. Kıyı boyunca devam ederek Şili’yi de sınırlarına dahil eder.

Çemberin içi nispeten daha güvenlidir

Ateş çemberini bu denli önemli kılan şey çember boyunca aktif volkanların olmasıdır. Çemberin kenarlarından merkeze doğru ilerlediğinizde sismik faaliyetler azalır. Hawaii de ise yeniden aktifleşirler. Halkadan uzaklaşmak ne yazık ki pek de mümkün değildir. Zira ateş çemberi hemen hemen tüm Pasifik Okyanusu’nu kaplar.

Ateş çemberi Pasifik levhasının hemen sınırında yer alır

Gezegenimizin yüzeyi sürekli hareket eden tektonik plakalarla kaplıdır. Bu büyük kara levhaları dünyanın çekirdeğinin üzerine otururlar. Plakalar arasında bir boşluk oluştuğunda bu boşluklardan dışarı magma çıkar. Haliyle en fazla sismik ve volkanik aktivite bu plakaların sınırları boyunca gözlemlenir. Ateş çemberi de Pasifik levhasının hemen sınırında yer almaktadır.

Sanılanın aksine bu çemberde yer alan volkanlar birbiriyle bağlantılı değildir

Ateş çemberi boyunca gerçekleşen volkanik aktivitelerin birbirleriyle bağlantılı olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. İnsanlar bir yanardağ patladığında yakındaki diğer yanardağların da patlayacağına inanır. Elbette bu son derece mümkün, ancak bunun ardında yatan neden birbirleriyle bağlantılı olmaları değil. Tamamen tesadüf! 😊

Dünyanın en derin çukuru bu çemberin sınırları içerisinde yer alır

Tektonik plakaların arasındaki etkileşim yalnızca sismik ve volkanik aktivitelere neden olmaz. Bu plakalar birbirlerinden uzaklaşabilirler, yanlara doğru ezilebilirler ya da biri diğerinin üzerine çıkabilir. Mariana çukuru, Filipin Deniz levhasının Pasifik levhası ile buluştuğu yerdedir. Levhalardan biri diğerinin üzerine doğru çıkmıştır. Bu da yaklaşık 11 bin kilometre derinliğinde bir çukurun oluşmasına neden olmuştur.

Kaynak: 1

Exit mobile version