Grip, Nezle ve Covid-19’u birbirinden nasıl ayıracağız?

Her kış bizi zorlayan mevsimsel hastalıklarla mücadelemiz bu yıl biraz daha zor olacak gibi görünüyor. Grip, nezle, soğuk algınlığı yanı sıra hayatımıza yeni giren ve tüm dünyayı fazlasıyla etkileyen Covid-19 ile nasıl mücadele edeceğiz? Her yıl yakalandığımız üst solunum yolu hastalıkları ile Covid-19’u birbirinden nasıl ayıracağız? Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi, İç Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Başak Oğuz İnan kafalardaki sorulara açıklık getirdi;

NEZLE

Soğuk algınlığı veya nezle virüsler tarafından meydana gelen hafif seyirli mevsimsel hastalıklardır. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, hapşırık, kuru öksürük hafif halsizlik gibi belirtilerle başlar. Alt solunum yolu etkilenmez ve genellikle 1 hafta içerisinde kendiliğinden geriler. Destek tedaviler yeterlidir. Spesifik tedaviye ihtiyaç yoktur.

GRİP

İnfluenza virüslerce oluşturulan üst solunum yolu hastalığı ancak bazı vakalarda alt solunum yoluna yayılabilir yani zatürreyle seyredebilir. Belirtileri boğaz ağrısı belirgin bir ateş ve yaygın eklem ağrısı ve halsiziktir. Aşısı ve antiviral tedavisi mevcuttur.

COVID-19

Aslında bir üst solunum yolu virüsü olarak tanıdığımız koronavirüslerin, Wuhan da tanımlanan yeni formudur. Hastalık belirtileri öksürük, ateş ve nefes darlığıdır. Eklem ağrıları, halsizlik, tat ve koku almada bozukluk da eşlik edebilir. Bu hastalığın henüz spesifik bir tedavisi ve aşısı bulunmamaktadır. Aşı çalışmalarında oldukça yol kat edilmiştir. Tedavi ve aşının geliştirilebilmesi bu hastalık açısından umutla beklenmektedir

Bu kış bizi bekleyen zorluk ise her yıl yakalandığımız üst solunum yolu hastalıkları ile Covid-19’u birbirinden ayırmada yaşanacak sıkıntılardır. Bütün hastalıklardan korunmada önlemler son derece önemlidir:

Bunlar dışında tüm kış hastalıkları ve covid-19 dan korunmakta önem taşıyan bir diğer konu da kendi bağışıklık sistemimizi güçlü tutmaya çalışmaktır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ NASIL GÜÇLENDİRECEĞİZ?

Sigaraya HAYIR: Sigaradan uzak durmak kendimiz için atacağımız en önemli adımlardandır. Önlem alabilmek adına hijyen koşullarımıza da dikkat etmeliyiz. Zarar veren bağımlılık yapabilen maddelerden uzak durulmalıdır.

Her şeyin başı spor: Vücudumuzu zinde tutmaya yardımcı egzersizler yapmalıyız.

Düzenli hareket ve fiziksel egzersiz yapan kişilerde tüm hastalıklara yakalanma oranı azalacağı gibi bu hastalıklarla mücadele güçleri de artacaktır; Açıkhava yürüyüşleri, koşu, yüzme gibi egzersizler tercih edilmelidir ancak önemli olan bu çalışmaları düzenli yapabilmemiz ve devam ettirmemizdir.

Vitamin dünyası: Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenme hayatın ana merkezine alınmalıdır. Mevsimine uygun vitamin içeriği yüksek sebze ve meyveler tüketilmelidir. (özellikle c vitamininden zengin limon, turunçgiller, yeşil biber, kivi, brokoli, kara lahana, domates gibi)

Kronik hastalıklarımızla ilgili takip ve kontrollerimizi aksatmayıp bunlarla ilgili üzerimize düşenleri unutmayalım.

D vitamini: Güneş ışınları halen yeterli iken güneşe çıkılmalıdır.

Bunları tüketin: Yoğurt, kefir, turşu gibi probiyotik içeriği yüksek gıdaları beslenme düzenine katmaya özen gösterilmelidir.

Bitki çayları ile korunun: Ihlamur, zencefil, ekinezya gibi doğal bitki çaylarının tüketilmesi  koruyucu ve güçlendirici olabilmektedir.

Sağlıklı uyku: Herşeyin başı sağlıklı bir uyku düzeninin kurulmasıdır.

Bol sıvı tüketmeyi asla ihmal etmeyin!

Exit mobile version