Güzel atlar ülkesi: KAPADOKYA

Bu ay, dünyanın en güzel doğa harikalarından biri olan Kapadokya’dayız!
Kapadokya, binlerce yıllık kültür mirası ve coğrafi özellikleriyle göz alıcılığını hala koruyor. Bölge, kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Pers dilinde ‘Güzel Atlar Ülkesi’ anlamına gelen Kapadokya hem doğası hem de kayalara oyulan evleri ve kiliseleriyle tarihle bütünleşen bir bölge. M.Ö. 7000’lere uzanan tarihiyle Kapadokya bölgesi sırasıyla Asurlular, Hititler, Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılara ev sahipliği yaptı. Tarih boyunca bölge barış yurdu oldu. Binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüzde dahi gördüğümüz Kapadokya, İpek Yolu’nun önemli kavşaklarından da biriydi. Bu nedenle hem ticari hem sosyal hem de kültürel açıdan köprüler kuran bir merkez olageldi hep. Kapadokya 1985’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yerini aldı.

ÜRGÜP:

Ürgüp, özellikle dağların eteklerine oyulmuş taş evleri ve Selçuklu tarzı mimarisiyle görenleri büyülüyor. Bu sevimli küçük kasabada en dikkat çeken yapı meşhur Asmalı Konak dizisinin çekildiği konak, şu an müze olarak kullanılıyor. Ayrıca, kentin kuşbakışı manzarasını Temenni Tepesi’nden yakalayabilirsiniz. Sultan Abdülmecid tarafından 1858 yılında inşa edilen Aziz Theodoros Trion Kilisesi ve Çan Kulesi hala ayakta duruyor. Merkezinde peribacası olmaması sizi ilk önce şaşırtacak olsa da Ürgüp çevresinde başta her yıl iki milyon kişinin önünde fotoğraf çektirdiği Üç Güzeller olmak üzere en güzelleriyle karşılaşıyor, vadilerinde hayat buluyor, tarihiyle zaman tünellerine giriyorsunuz.

UÇHİSAR KALESİ:

Tüm Kapadokya bölgesini 360 derece izleyebileceğiniz bu kalenin yüksekliği tam 179 metre. Üzerinde konumlandığı tepenin de yüksekliği 1350 metre olunca haliyle manzaraya doyum olmuyor.
12-14’ncü yüzyıllar boyunca Anadolu Medeniyetleri ve Selçuklulara sınır karakolluğu görevi yapan kale 1398’de Osmanlı kontrolüne geçmiş ve sığınak ve yaşam alanı olarak varlığını sürdürmüş. Gerek kale içerisinde gerekse etrafında konumlanmış onlarca taştan oyma evde pek çok aile yaşamış yıllarca. Kale içerisinde yaşayan son aile 1960’lı yıllarda doğa şartlarının zorluğu yüzünden burayı terk etmiş.

 

AVANOS:

Kızılırmak’ın kenarında kurulu bu şirin ilçe çömlekçileriyle meşhur. Kızılırmak’ın taşıdığı killi topraklardan faydalanmak suretiyle bu gelenek Hititler zamanından bu yana sürdürülüyor. Adım başı her yerde görebileceğiniz çömlekçilerde el işi çok güzel ürünler satın alabileceğiniz gibi ustasından çömlekçiliğin tarihçesi ve inceliklerini dinledikten sonra çömlek çarkının başına siz de oturabilir ve kendi sanat eserlerinizi yapabilirsiniz. İlçede bir de eşine rastlanması zor sallanan bir köprü var. Bu asma köprüden sallana sallana geçip nehir kenarındaki mekanlarda çayınızı yudumlayabilirsiniz.

GÜVERCİNLİK VADİSİ:

4 bin 100 metre uzunluğunda ve Kapadokya’nın en uzun vadilerinden biri olan Güvercinlik Vadisi, 4 bin 100 metre uzunluğundadır. Vadinin tabanında yürüyüş sırasında terk edilmiş olan güvercinlikler, yüzyıllardır güvercinlere ev sahipliği yapmış. Üzüm bağlarında ve bahçelerinde toprağın verimini arttırmak için güvercin gübresi kullanılmasının yanı sıra güvercin yumurtaları da freskler için harç malzemesi olarak kullanılması vadisi önemli yapan etmelerin başında geliyor.

DERVENT VADİSİ:

Devrent Vadisi çok farklı peri bacası oluşumlarının gözlenebildiği özel bir vadi. Hatırlayalım çoğumuzun coğrafya kitabında bir görsel vardı: Oturan bir deve. İşte vadide o deveyi görebilirsiniz. Dervent vadisi çok farklı bir vadi. O kadar özel ki peri bacalarının şekillerinin bazı canlılara benzetilmesi nedeniyle Hayal Vadisi olarak da bilinir.


YERALTI ŞEHİRLERİ:

Kapadokya’da yer üstünde olduğu gibi yerin altında da yaşam alanı oluşturulmuş. Kapadokya’nın 36 yeraltı şehri arasında en büyük yeraltı şehri olan Derinkuyu yeraltı şehri 1963 yılında tesadüfen bulunmuş ve 1967 yılında turizme açılmış olup, sekiz katlıdır. Yeraltında yakın zamana kadar faal olan dünyanın en eski akıl hastanesi bulunuyor.

VAFTİZCİ YAHYA KİLİSESİ:

Bölgenin en eski ve en görkemli kiliselerden biri olan 964 – 965 yıllarında yapıldığı tahmin edilen kilisenin ön cephesi erozyon nedeniyle yıkılmış. Kaya içine oyulmuş girişin arkasında Vaftizci Yahya’ya adanmış bazilika bulunur.

GÖREME:

Göreme gerek sahip olduğu doğal oluşumların çokluğu, gerekse şirin ve otantik şehir merkezi ile Kapadokya’nın gözbebeği…
Göreme Açık Hava Müzesi mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Müze girişinde ve içerisinde Karanlık Kilise hariç her yerde Müzekart geçiyor. Buranın özelliği ne diyeceksiniz? İçerisine hiç ışık almadığı için resim ve gravürlerin ilk günkü gibi korunmuş olması. Karanlık Kilise’nin fazla ziyaretçi dolayısıyla zarar görmemesi için böyle bir önlem alınmış. İçerde 11 ve 13’ncü yüzyıllar arası yapılmış Barbara, Çarıklı, Ayvalı, Yılanlı Kiliseleri ve hemen girişte karşılaşacağınız Aziz Basel Şapeli de görmeniz gereken diğer yapılardan. Göreme Uçhisar arası yolda mola vermeyi unutmayın zira burası tüm şehri tepeden gören, harika manzaralarla dolu.

IHLARA VADİSİ:

Kapadokya geziniz sırasında sizi en çok büyüleyecek duraklardan biri olacak Ihlara Vadisi. Dünyanın 2. büyük kanyonu olan Ihlara Vadisi, 14 km’lik uzunluğa ve yer yer 100 metreyi bulan derinliğe sahip. Doğanın mucizesi olan bu vadi aynı zamanda Hristiyanlığın Anadolu’ya yayıldığı yer olarak biliniyor. Vadide sayısız kilise ve manastır yer alıyor.

PAŞABAĞ RAHİPLER VADİSİ:

Paşabağ Vadisi Kapadokya’daki en önemli yerlerden birisi konumundadır. Bölgesinin eşsiz güzellikte olan mantar görünümlü peribacalarının yer aldığı vadide, aynı zamanda peri bacalarının nasıl oluştuğunun ve nasıl son şeklini aldığının en iyi gözlemlenebildiği yerlerin başında gelmektedir. Ayrıca vadide yürüyüş yapacağınız yollar peri bacalarının arasından geçtiği için çok büyük keyif alacağınızdan emin olabilirsiniz. Zamanında bu bölgede rahipler ve din adamları oymuş oldukları kaya odalarda inzivaya çekilirlermiş.

YAPMADAN DÖNME!

Kapadokya deyince ilk akla gelen şey dillere destan balon turları. Neredeyse tüm Kapadokya bölgesini iki saat boyunca havadan izleyebileceğiniz balon turlarını bölgede düzenleyen birçok acente mevcut. Sizi saat 04.30 gibi otelinizden alıyorlar, hafif bir kahvaltıdan sonra sabahın ilk ışıklarıyla balonlar havalanıyor. Balon turuna katılamayanlara ise önerimiz Göreme Kızıl Vadi yürüyüş yolunun başlangıç noktası olan ve ‘Sunset Point’ adı verilen noktada saat 05.30 gibi bulunup, gün doğumunda bir sürü balonun ihtişamlı havalanışını izlemeniz.

Exit mobile version