Kışın park yazın göl oluyor… Dünyanın en sıra dışı yeri

Doğa ile bütünleşen bu yapı görenleri hayrete düşürüyor. Böyle bir yapı tabii ki UNESCO tarafından da Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış. Özellikle birçok filmde yer aldıktan sonra akın akın turist çeken Ta Prohm, doğanın gücünü ziyaretçilerine gösteriyor.

Kaynayan Nehir – Peru

Konu olduğu birçok hikâyeden de yabancı olmadığınız kaynayan nehir, Amazon’un derinliklerinde bulunuyor. Yaklaşık 93 derece sıcaklığa ulaşan bu nehre yanlışlıkla giren canlılar ölüyor. İçine düşen her şeyin ölümüne sebep olan nehir suyunun sıcaklığı son araştırmalara göre volkanik oluşumlara bağlı… Öte yandan civarda hiç volkanik oluşum olmaması ise kafalarda soru işaretlerine yol açıyor. Bölge halkı için ise bu ilginç nehir ruhani bir güce sahip.

Lushan Dağları – Çin

Görüntüsüyle kendine hayran bırakan şelaleler, dünyada ve ülkemizde binlerce bulunuyor. Çin’de Lushan dağlarında bulunan bu şelale ise diğer tüm şelalelerden çok farklı. Bilinenin aksine bu şelaleden su değil bulutlar akıyor. Bulutların hareketi şelale akıyormuşçasına bir görüntü oluşturuyor. Bu da Lushan dağlarının ilgi odağı olmasının en büyük sebebi. İlkbahar aylarında karşılaşacağınız bu manzara ile kendinizi bulutların üzerinde uçuyormuş gibi hissedeceksiniz.

Sokotra Ejderha Ağacı – Yemen

Gövdesinden kırmızı bir sıvı akan ejderha ağacı, antik çağda ilaç yapımında kullanılıyordu. Yemen’de bulunan bu ağaçlar görenleri hayrete düşürüyor. Kırmızı sıvı ise ejderha kanı olarak kabul edildiğinden ağacın adı da ejderha ağacı olarak anılıyor.

Sokotra’da ejderha ağacı gibi ilginç birçok bitki de bulunuyor. Bunlar başka yerlerde rastlayamayacağınız gariplikte olduğundan, özellikle doğa tutkunları buraya akın ediyor. Aynı zamanda doğal güzellikleriyle tanınan bu ada UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yerini almış.

Ölüm Vadisi – ABD

Yeryüzünde ölçülen en yüksek ısının kaydedildiği yer olan Amerika’daki dev vadi, ayakkabılarınızın altını eritecek kadar sıcak. Gittiğinizde sizi muhteşem güzelliklerin karşıladığı bu vadi, sıcak havayı sevmeyenler için kabusa dönüşebilir. Vadiye bu adı veren ise altının keşfinden sonra bir grup insanın buraya tedbirsizce akın etmesi ve susuzluktan ölmesi efsanesi.

Adı ve efsaneleri karşısında ürkütse de vadi her yıl milyonlarca turist ağırlıyor. Eğer şansınız varsa gittiğinizde hareket eden taşlarla karşılaşabilirsiniz.

Sualtı Heykel Parkı – Meksika

İnsan yapısı olsa bile görenleri heyecanlandıran bu heykeller, Cancun’da muhteşem bir dalış keyfi yaşatıyor. Bu devasa heykelleri görmek için dünyanın her yerinden Cancun’a turist akın ediyor. Daha önce görmediğiniz balıkları da göreceğiniz bu dalış deneyimine bayılacak, bir kez daha isteyeceksiniz. Dalgıçların yanı sıra şnorkelli ziyaretçilerin de bu keyfi sonuna kadar yaşadığını görebilirsiniz. Heykellerin arasında süzülürken muhteşem fotoğraflarınızı çektirip bu anları ölümsüzleştirebilirsiniz.

Antilop Kanyonu – Arizona

Böyle bir harikanın doğa yapısı olduğuna inanmakta zorlanabilirsiniz. Yerin 37 metre altında bulunan bu kanyon, özelikle fotoğraf severlerin mutlaka gidip görmesi gereken bir yer. Erozyon ve rüzgarla bugünkü halini alan kanyonun eşi ve benzeri yok. Gölgenin yapısının tehlikeli olmasından kaynaklı sadece rehberler ile gezebilir ve fotoğraf turlarına katılabilirsiniz.

Kanyonda geçirdiği bir kazadan mucizevi şekilde kurtulan doğa sporcusunun hikayesi ise ‘127 Saat’ adlı filme konu olmuş. Dağcı sıkıştığı kayaların arasından kolunu keserek kurtulması da filmlere konu olmasını sağlayan en önemli etken.

Paskalya Adası

Adada bulunan dev heykelleri kimin yaptığı ve oraya nasıl geldiği bilinmiyor. Bu da adayı ilgi çekici haline getiriyor. Tam 887 tanesi sağlam olarak günümüze gelen bu heykeller yaklaşık 10 metre uzunluğunda ve tonlarca ağrılıkta.

Adada yaşayan halka ne olduğu, heykelleri nasıl yaptığı ve anlamları hakkında varsayımlar harici pekte bilgi bulunmamakta ve günümüzde bile gizemini korumakta. Heykellerin çoğunda kökeni bilinmeyen yazı tabletleri de ayrı bir merak konusu.

Nazca Çizgileri – Peru

Sadece gökyüzünden görülebilen bu muhteşem şekilleri kim nasıl yaptı bilinmiyor. Cetvelle çizilmiş kadar düzgün olan şekiller, MÖ 200’lü yıllara dayanıyor. Havadan izlenerek gerçekleştirilen bu ziyaret, 20 dakika sürüyor.

Hem keyifli bir uçuş deneyimi gerçekleştirebilir hem de hayran kalacağınız Nazca çizgilerini izleyebilirsiniz. Bazıları kilometrelerce uzunlukta olan bu çizgiler yapılanlar tarafından bir iletişim yöntemi olarak düşünülüyor. Tamamen tesadüfen bir yolcu uçağı tarafından keşfedilen bu çizgiler, yürüyerek görülebilecek gibi değil.

Lut Gölü

Deniz seviyesinden en aşağıdaki göl olarak adından söz ettiren bu gölün bu kadar ünlenmesinin asıl sebebi ise suyu. Çok fazla tuz yoğunluğuna sahip bu göl, şifalı olarak bilindiğinden de binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Kaldırma kuvveti de tuz oranından dolayı çok yüksek olan bu gölde isteseniz de batamıyorsunuz. Yüzme bilmeyenlerin bile suyun üzerinde durabileceği ilginç bir göl.

Sigiriya Kalesi – Sri Lanka

Dünya üzerinde görebileceğiniz en görkemli yapılardan biri olan Sigiriya Kalesi, devasa bir kaya üzerine kurulmuş. Kaleye ulaşabilmek ise epey zahmetli. Yaklaşık 1200 basamak merdiven çıkıp asma köprülerden geçtikten sonra nihayet kaleye ulaşabiliyorsunuz.

Yukarıya çıktığınızda göreceğiniz yapılar ve manzara ise tüm bu yorgunluğa değecek. Döneminde de kolay ulaşılabilir olmayan bu kalenin etrafı hendeklerle çevrilmiş. Hendeklerde o zamanlar yer alan timsahlar burayı daha da korunaklı hale getiriyormuş. Şimdi de hendekte bulunan bir adet timsahı şansı olan ziyaretçiler görebiliyor.

Su altı Şelalesi – Mauritius

Hint Okyanusu’nda yer alan Mauritius büyüleyici bir doğa olayına ev sahipliği yapıyor. Okyanusun içindeki şelale görüntüsü aslında göz yanılgısı. Sadece havadan görüntülenebilen bu muhteşem görüntü kum ve alüvyonların hareketlerinden dolayı ortaya çıkıyor.

Blue Grotto – İtalya

Mağaralar hemen herkes için merak konusudur. İtalya’da ise öyle bir mağara var ki görenleri kendine hayran bırakıyor. İçerisindeki masmavi sudan dolayı ziyaretçiler burayı büyülü olarak tasvir ediyor. İçerisine giren ışık deniz suyunu yansıtıyor ve cidden mağarayı görülmeye değer hale getiriyor.

Mağaraya gelmek için tek ulaşım yolu ise tekne. Hem keyifli bir tekne yolculuğu yapabilir, sonunda ise bu muhteşem mağarayı küçük kayıklarla ziyaret edebilirsiniz. Gelgitlerden dolayı bu alanda denize girmek ise oldukça tehlikelidir. Her yıl binlerce turist çeken mağara, İtalya’nın Capri adasında bulunuyor.

 

Huacachina – Peru Çölü

Lima’nın güneyinde bulunan Huacachina, çölün ortasında muhteşem gölü ile maceracı ruhlar için mükemmel bir yer. Adeta normal bir gölü andıran vaha, kum sörfü yapmak için oldukça ideal bir zemin. Çölün ortasında nefesinizi tutmaya hazır olun.

Exit mobile version