Nergis Kokulu Karaburun

Henüz çok keşfedilmemiş Karaburun’un müthiş koyları, bozulmamış doğası ve eşsiz lezzetleri…

İzmir daima sürprizlerle doludur. İzmir ve civarını onlarca kez gezseniz bile o size daima şaşırtacak bir köşesini sunar. Cömerttir. Sahip olduğu tüm güzellikleri sergilemeyi de bilir. İzmir cilvelidir. Bu sıcak kent tarihler boyu hep bir adım önde ve ilgi çekici olabilmeyi başarabilmiştir.

Bugün size İzmir’in gizli güzelliklerinden bir tanesini anlatacağım. Nispeten daha az keşfedilmiş, turizmin asla esiri olmamış ve çok şükür ki hala bozulmamış bir yer olan Karaburun yarımadasını keşfetmeye ne dersiniz?

İzmir’in merkezinden 1,5 saat uzaklıkta yer alan Karaburun müthiş koyları, bakir doğası ve eşsiz denizi ile bambaşka bir yer. Şehir hayatına mola vermek, turkuaz rengi mis gibi koylarda yüzmek için 2021 yazında Karaburun’a doğru bir rota oluşturmanız yararınıza olacaktır.

Son nüfus sayımına göre 9.800 kişinin yaşadığı Karaburun, Çeşme ve Foça ilçeleri ile komşu. İzmir’den 106 km uzaklıktaki bu şirin ilçeye ulaşmak eskiye nazaran artık daha kolay. Yapılan duble yol ile güvenli bir şekilde 90 dakikada burada olabiliyorsunuz.

Karaburun’un batısında Yunanistan’ın Sakız Adası, kuzeyinde ise Midilli adası yer alıyor. Burası İzmir’in en küçük ilçesi ama yapacak çok fazla sayıda şey var.

Sıcak ve ılıman bir iklimi var. Yıllık sıcaklık ortalaması 17 derece. Ortalama 30 derece ile Temmuz ayı Karaburun için en sıcak ay. Aralık ayında İzmir’in en yoğun yağış alan yeri yine Karaburun.

Yazımın başlığına da konu olan nergis çiçekleri, Karaburun için ayrıcalıklı bir yere sahip. Ülkenin birçok yerinde kış aylarında yoğun kar manzaraları var iken; kış mevsiminde Karaburun’u nergis çiçeği tarlaları basar. Öyle güzel bir kokudur ki bu, aklınızdan çıkmaması olasılıksızdır. Aralık başından Şubat sonuna süren bu dönem mutlaka yaşanması gereken bambaşka bir Karaburun zamanıdır.

• Karaburun, İzmir’in yeni sakin ilçesi ve su altı dünyası, trekking imkanları, ekoturizm ve agro-turizm olanakları ile İzmir ve çevresinin incisi konumunda.

• Üzüm, narenciye,enginar, badem ve nergis çiçeği yetiştirilen çok verimli bir tarım ilçesi aynı zamanda.

• Bir deniz kenarı ilçesi olan Karaburun’da balıkçılık oldukça önemli bir meslek. Türkiye’nin en lezzetli kefal balıklarının bu bölgede yakalandığı biliniyor.

• Karaburun’un bazı koyları nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Akdeniz foklarına da ev sahipliği yapıyor.

• Yarımada İzmir adlı proje sayesinde Karaburun, son yıllarda büyük bir tanıtım ağıyla gitgide gelişiyor, bilinir hale geliyor.

• Karaburun demek kamp demek. Huzurlu doğası ve bakir koyları ile kamp tutkunları buradan ayrılamıyor.

• Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 17 noktayı dalış alanı olarak ilan etmesiyle dalış turizmi burada oldukça etkin hale geldi. Karaburun’un farklı derinlik ve coğrafi şekillere sahip Büyük Ada, Küçük Ada, Domuzburnu ve Arslan kayası mevkilerinde bu aktiviteyi gerçekleştirebiliyorsunuz. Müren, orfoz, sargoz, lapin, akya, orkinos, barakuda, deniz böcekleri, ahtapot, deniz tavşanı, deniz yıldızları ve nesli tükenmekte olan bir çok canlı bu dalış derslerinde size eşlik ediyor. Haftalık kurslar da var.

• Karaburun’da organize plajların yanı sıra birçok sayıda bakir koy mevcut. Sahiller genelde taşlık ve işletmesiz. Kumluk plaj yok denecek kadar az. Bu aslında bir avantaj. Çünkü kıyılar taşlık ve çakıl olduğunda deniz suyu en berrak ve en temiz formunda oluyor.

• Merkezde yer alan Bodrum, Mimoza ve İncirlikoy Akvaryum, Karaburun’un en bilinen ve en çok tercih edilen plajları.

• Dolungaz için ayrı bir parantez açalım. Burası belki de İzmir’in yüzülecek en güzel yeri. Manzarası ve turkuaz renkli denizi müthiş. Bu koyda yer alan Şirin Baba Camping kamp severlerin fenomeni olmaya da aday.

• Bir diğer koy önerim Badembükü. Rüzgarlı, dalgalı ve fakat oldukça tenha. Tam kafa dinlemelik.

• Boyabağı da yol haritanızda olsun. Karaburun’un en sakin plajlarından. Özel işletme var ama hemen yanında ücretsiz halk plajı da bulunuyor. Çocuklu ve evcil hayvanlı aileler için alın size mis gibi öneri.

• Ayıbalığı koyu da önemli. Burası Akdeniz fokunun üreme alanlarından ve koruma altında bir koy. Rüzgarsız, dalgasız. Özel işletmesi de var.

• Karaburun’a gelmeden hemen önce yer alan Mordoğan’a bağlı iki koy var. lki Manal Koyu. Upuzun bir plaj ve duş, kafe, soyunma kabini vb. imkanları ile günü burda batırmanızı şiddetle öneriyorum. İkincisi Beyaz Kayalar. Sessiz, sakin, sürpriz bir koy. Manal Koyu’nun plajından patikayı takip ederek önce adaya, oradan da ara yolu izleyerek buraya ulaşıyorsunuz. Müthiş!

• Karaburun gezi rotanıza Sazak, Sarpıncık, Saip, Ambarseki ve Kösedere köylerini mutlaka ekleyin. Özellikle eski Rum köyü Sazak önemli bir yer. Sakız Adası’nın tam karşısında bulunuyor. 1923 yılında, mübadele anlaşması ile Sakız’a göç eden Rumların ardından köy terk edilmiş ve bir daha gelen gideni, yerleşeni hiç olmamış. Yaya olarak keşfedeceğiniz oldukça hüzünlü bir köy burası.

• Karaburun Yarımadası ucunda yer alan Sarpıncık Feneri, 1938 yılında inşa edilmesine rağmen çok bakımlı ve tertemiz. Burası yarımadada günü batırmak için en ideal nokta. Karşınızda Midilli Adası sağınızda ise Foça. Buyrun Sarpıncık Feneri’ne!

• Karaburun yeme içme olarak da eşsiz bir yer. Eski Rum kültürü ve Türk mutfağının karışımı ile ortaya inanılmaz lezzetteki sofralar çıkıyor. Kabak çiçeği dolması, acı ot kavurması, arap saçı köftesi, kalamar ve ahtapot Karaburun’da yenmesi olmazsa olmaz tatlar.

Exit mobile version