Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yunus Emre kullandığı yöntemde travma tedavisi yapmış”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yayımladığı genelge ile 2021 yılının “Yunus Emre ve Türkçe Yılı” olarak kutlanması kararlaştırılırken, büyük halk şairi Üsküdar Üniversitesinde düzenlenen uluslararası bir sempozyumla anıldı. 

Yunus Emre ve Türk Dünyası Uluslararası Sempozyumu’da konuşan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sekülarizm çağında narsisizm pandemisinden bahsedildiğine dikkat çekerek “Narsisizmin sonucu yalnızlık ve intihardır. Bu bütün dünyada böyle. Bu artışın sebeplerinden birisi de yaşam felsefemizin genetiği ile oynanmış olmasıdır. Bu genetiği düzeltmeden gençlere ve insanlara faydalı olamayız. Yunus Emre bunu o zaman da fark ediyor. İnsanlar bencilleşiyorlar, güvenlik kaygısıyla sadece kendilerini düşünüyorlar. Böyle durumlarda O, ilahi aşk yolunu kullanıyor” dedi. Bencil insanların Yunus Emre’yi göremeyeceğini de belirten Prof. Dr. Tarhan, “Yunus anlatılıyor ama felsefesi anlatılmıyor. Kendi benliğini terbiye etmek isteyen insanlar, olgunlaştırmak ıslah etmek isteyenler, Yunus’ta birçok ipucu, birçok hazine bulurlar” dedi.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yaşam felsefemizin genetiği ile oynandı”

 

Yunus Emre’nin de içerisinde bulunduğu dönemde insanların bencilleştiğini fark ettiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Şu anda Amerika’da ‘Narsisizm illeti’ diye kitaplar yazıyorlar. Narsisizmin pandemisinden bahsediyorlar. Narsisizmin sonucu yalnızlık ve intihardır. İntihar konusuna üniversitemizin Psikoloji bölümü ile birlikte ele almamız lazım. Finlandiya’da intiharlar yüzde 15 artmış. İstatistikler Türkiye’de açıklanamıyor ama intiharlar artıyor. Bu bütün dünyada böyle. Bu artışın sebeplerinden birisi de yaşam felsefemizin genetiği ile oynanmış olmasıdır. Bu genetiği düzeltmeden gençlere ve insanlara faydalı olamayız. Yunus Emre bunu o zaman da fark ediyor. O zaman da bakıyor ki insanlar bencilleşiyorlar, güvenlik kaygısıyla sadece kendilerini düşünüyorlar. Böyle durumlarda o ilahi aşk yolunu kullanıyor. Bu zamanda belki aşk yolunu kullanamayız çünkü duygular yükseldiği zaman insanoğlu kolaylıkla uçuveriyor. Aşırı düzeyde imkânsız aşk yüzünden sorun yaşayan kişilerle uğraşıyoruz, öyle bir aşk yolu değil gerçek aşka ulaşabilme ile ilgili çaba önemli. Mevlana ile birlikte Yunus da bizim için canlı örneklerdir.”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Nergisle konuşan Yunus, mütevazılık dersi veriyor”

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Yunus Emre’nin tabiatı ve doğayı okumasını Yunan felsefesinin bakış açısıyla karşılaştırarak verdi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, nergisle konuşan Yunus Emre’nin mütevazılık dersi verdiğini belirterek şunları söyledi: “İnsan psikolojisi ile uğraştığım için kendi açımdan Yunus’un tabiatı, doğayı okuması ile ilgili bir örnek vermek istiyorum. Bir nergis çiçeğine Yunan felsefesindeki bakış açısı ile Yunus Emre’nin bakış açısını paylaşacağım. Hangisinin daha yararlı olduğuna siz karar verin. Narsisizm sözü nergis çiçeğinden geliyor. O dönemdeki Yunan felsefesine göre Narkissos isminde çok yakışıklı bir genç var. Bu gence Eko isimli bir genç kız aşık oluyor. O derece aşık oluyor ki ona aşkına karşılık bulamıyor, onun güzelliğini düşüne düşüne eriyip ölüyor. Ona karşılık vermediği için de Olimpos dağındaki tanrılar Narkissos’a ceza veriyorlar. ‘Sen Eko’ya yaptığın yanlışın cezasını çekeceksin’ diyorlar. Bir gün Narkisos suyun kenarına geliyor. Eğilip su içeceği zaman suda kendini görüyor ve kendi güzelliğine aşık oluyor, kendine hayran oluyor. Bu işte narsisizm aşkı. Kendine tapar derecesinde aşık oluyor, kendini kutsallaştırıyor, devamlı kendine bakıyor. Yunan felsefesine göre Narkissos o şekilde ölüp nergis çiçeğine dönüşüyor. Yunan felsefesi bir aşkı, sevgiyi cezayla bitiriyor. Yunus Emre de dağda gezerken sarı nergis çiçeğini görüyor. Yunus nergis çiçeği ile konuşmaya başlıyor. Nergis çiçeğine ‘Seni kim gönderdi?’   diye soruyor. Nergis çiçeği de iç muhabere tarzında ‘Seni kim gönderdiyse o gönderdi’ diye cevap veriyor. Sonra varlık aleminden bahsediyor. Nergis çiçeği ‘Senin vazgeçilmez bir değerin var’ diyor Yunus Emre’ye. Yunus Emre de ‘Sen bu güzelliği kara topraktan mı aldın?’ diye sorunca nergis çiçeği ‘Ayın nuru, güneşin ışığından aldım’ diye yanıt veriyor. Yunus Emre ‘Neden boynun eğri?’ diye sorunca nergis çiçeği ‘Boynumun eğriliği kalbimin hakka doğruluğundandır’ diyor. Burada Yunus Emre mütevazılık dersi veriyor, kibrin yanlış olduğunu öğretiyor. Aslında ‘Sende bir güzellik var ama bu güzellik senden kaynaklanmıyor, ayın nurundan güneşin ışığından geliyor, Hak’tan geliyor’ diyor. Yunus burada nergis çiçeğinin tahlilini daha farklı yapmış. İşte bizim medeniyetimiz bu. Eğer biz şu anda hayran olduğumuz Batı medeniyetini taklit edeceksek onun arasında ceza, şiddet,   narsisizm ve narsisizmin verdiği acımasızlık vardır. Narsisizmin verdiği vahşi kapitalizm ve evliliği kadın erkek savaşlarına dönüştürmek vardır. Narsisizmin verdiği güçlü olanın haklı olacağı bir sistem vardır.”

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yunus anlatılıyor ama felsefesi anlatılmıyor…”

 

“Bizim şu anda eğitim sistemimizde Yunus anlatılıyor ama maalesef Yunus’un felsefesi anlatılmıyor” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Yunus’un felsefesi budur.  Bir çiçeğe Yunus’un bakış açısı farklıdır,   bir Yunan felsefesinin bakış açısı farklıdır. Böyle bir durumda bizi Yunan felsefesine hayran yapanlara yazıklar olsun diyorum.  Yani bizim bir çiçeğe bakışımızı bile doğru bir şekilde yapmamız lazım” dedi.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yunus Emre kullandığı yöntemde travma tedavisi yapmış”

 

Fetret dönemine “Travma Çağı” benzetmesi yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Yunus Emre’nin üçüncü nesil psikoterapilerde kullanılan yöntemleri kullandığını belirterek şunları söyledi:

“Mesela Yunus’un bir diğer özelliği de o dönemde travma tedavisi yapmış. Üçüncü nesil psikoterapiler var. Üçüncü nesil psikoterapilerde travma tedavisinde geçmişinde travma yaşayan bir kimse ele alınıyor. Mesela 12 yaşında annesini kaybetmiş, ondan sonra çok sevdiği annesini kaybettiği için artık hiç kimseyi sevemiyor. Bir analiz yapıp araştırıyoruz ki sevememesinin sebebi ‘Öyle taparcasına sevdiğim annemi kaybettim, şimdi birisini seversen onu da kaybederim. En iyisi hiç kimseyi sevmeyeyim’ diyerek öyle devamlı travmayı canlı tutuyor. Travmanın arkasında bunun olduğunu gördük. Burada uygulanan üçüncü nesil psikoterapiler var. ‘Acceptance and Commitment Therapy’ yani ‘Kabul ve yönet tedavileri’ diyoruz. EMDR diye bir teknik var, orada da beynin sağ ve sol kısımlarını kullanarak kişinin günlük hayatına etki eden çocukluk çağı travmalarını bugüne çağırarak çözüp yeni anlam yükleyip o travmayı tedavi edilmeye çalışılıyor. Yunus Emre, bu kullandığı yöntemde aslında travma tedavisi yapmış. Yani yaşadığı çeşitli hayat olaylarını canlandırıyor,   anlattırıyor insanlara. Daha sonra onlara yeniden bir anlam yükletiyor. Mesela nergis çiçeğine yüklediği bir anlam gibi. Tefekkür anlamı yükletiyor. Sen âşık ol ama ilahi aşkla bağlan diyor. Her şeyin ölümlü olduğunu, geçici olduğunu düşündüğün zaman, her şeyin gerçek sahibini bildiğin zaman, dünyada misafir olduğunu bildiğin zaman, zaten buradaki aşklara fazla değer verdiğini de görsün. Onlara ebedi zannederek, o aşkı yaşatmaya çalıştığını da fark ettirmeyi sağlıyor. Yani şiirlerinde böyle örnekler veriyor.”

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Yunus Emre ‘Ben aradan çıktım, Yaradan kaldı’ diyor”

 

Yunus Emre’nin toplumun her kesimine mesajlar verdiğini kaydeden Tarhan, “Mesela ilim adamlarına ne örnek veriyor: ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir’ diyor. ‘Bana seni gerek seni’ diyor. Bunu söylerken mesela böyle ilmi kullananları da, ilmi de, böyle yüksek yaratana, yaratıcıya bağ kurdurarak çözmeye çalışıyor. Bir başka konuda da ‘Ben aradan çıktım, yaradan kaldı’ diyor. Ne kadar kısa ve öz, o kadar güzel ki. Yani benim amacım seni yaradan ile buluşturmak’ diyor. O zaman medrese dili Arapça. ‘Niye Arapça yazmadın?’ diye soranlara  ‘İnsanlar Arapça’dan anlamıyorlar. Rabca’dan anlıyorlar’ diyor. Düşünebiliyor musunuz? Arapça’nın a’sını çıkarıyor insanlar Rabca’dan anlıyorlar diyor. Ve o kadar özet, güzel, bu kadar büyük bir anlamı güzelce, yani insanların Allah’a ulaşması için illa böyle dil şey gerekmiyor. Gönül dilini konuşturuyor” diye konuştu.

 

Yunus Emre’nin yaşadığı çağla günümüzün çok farklı olmadığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Günümüzde belki şu anda savaşlar yok ama kültürel emperyalizmin etkisindeyiz biz. Parasal, finansal, ekonomik emperyalizmden daha tehlikeli küresel emperyalizm tehdidi. Ve önümüzdeki 50 sene içerisinde dünyanın tek kültürü, popüler kültür olacak, Hollywood kültürü olacak. Eğer biz kendi medeniyet değerlerimizi, medeniyet coğrafyamızda yaşatmazsak” dedi.

 

Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Bencil insanlar Yunus’u göremezler”

 

Hacı Bektaş ve Hacı Bayram gibi nice değerli kişilerin toplumun pusulası olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “O çağı aydınlatan güneşler, yıldızlar olmuş kişilerdir. Yunus Emre’yi de onun için bizim hiç olmazsa bu değerlerimizi, gençlere tanıştırmak, konuşturmak, onların anlayacağı dille, onu anlatmak gerekir diyerek şu sözü ile bitirmek istiyorum:  ‘Sen, ben denen yerde, Allah olmaz’ diyor. ‘Gir gönüle bulasın Tûr sen-ben dimek defterin dür’ diyor. Onun için insanlar sen ben derse, ego savaşları varsa orada Allah olmaz, Allah gönülden uzaklaşır’ diyor. Onun için ego savaşları yapmayalım. Ben, ben demek, bencil insanlar, Yunus’u, göremezler anlayamazlar. Ama kendi benliğini terbiye etmek isteyen insanlar, olgunlaştırmak ıslah etmek isteyenler, Yunus’ta birçok ipucu, birçok hazine bulurlar” dedi.

Exit mobile version