Usta şair Sezai Karakoç’un vefatı üzerine gündeme gelen şiirleri arasında yer alan Mona Roza internet aramalarında yoğunlukla araştırılan konular arasında. 19 yaşındayken yazmış olduğu ve dilden dile dolaşan şiiri Mona Roza ile ilgili merak edilenelri bu haberimizde derledik. Peki Sezai Karakoç, Mona Roza şiiri kime yazmıştır, sözleri nedir? İşte Sezai Karakoç Mona Roza şiirin tamamı ve hikayesi
Şiirin isminin anlamı “Tek Gül”
Her kelimesinden farklı bir anlam çıkarılan bir şiirdir bu. 14 kıtalık sözlerinde aşk, sevgi, hasret, itiraf ve sitem bulundurur. Şair burada sevgisini kelimelere dökmüştür.
Sevginin de belli bir dili yoktur. Belirlenmiş bir yazarı yoktur. Sevenin kalbinden gelen duygular vardır. Sevdalar da tonlarca basit kelimenin değil, söylenmemiş -belki de asla söylenemeyecek- sözlerin izlerini taşır. Şiirde sözler değil, hisler vardır.
Usta şair Sezai Karakoç’un ünlü şiiri Mona Rosa’yla ilgili çok rivayet vardır. Ama o rivayetler arasından şiirin gerçek hikayesi tam 30 yıl sonra ortaya çıkmıştır.
Bu şiiri mükemmel kılan özelliği içinizi yumuşatan sözlerinin yanısıra içerisinde barındırdığı gizemdir. Dışarıdan bakıldığında, sevdiğine yazmış gibi görünse de, aslında yazdığı kişinin kendine hissettirdikleriyle oluşturmuştur bu efsane şiir.
Asıl olan, şiiri yazmış olduğu kadın değil, şairin yazarken hissettiği duygulardır. Çünkü şiir, sözcüklerin sesiyle değil, anlamsal çağrışımlarıyla oluşturulur. Şair, şiiri yazarken tek başınadır. Yalnızca hisleri vardır. Özlemi, acısı, sevinci, yine şairin kendisine aittir.
Kelimeler değil duygular, sesler değil hisler konuşur.
Bu şiiri oluşturan kıtaların ilk haflerine bakıldığında da bir isim oluştuğu görülür. “Muazzez Akkaya’m…”
Sezai, gelecekte başına geleceklerden habersizce üniversiteyi kazanması üzerine Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesine gider. O zamanlar yeni bir üniversite öğrencisi olmanın heyecanını taşımaktadır. Dersler devam ederken neden sonra gönlünü bir muhacir kızına kaptırır. Bu kaptırış rüzgarın önüne atılmış bir tüy gibi hayatını sürükleyecektir.
Sonu olmayan bu başlangıç ömrü boyunca sürecek bir aşkın habercisidir.
Kısa bir süre sonra aşkına dayanamayıp kıza açılmaya karar verir. Fakat, kızın kendini terslemesini ve ret cevabını alma riskini göze alamamaktadır. Anadolu’nun bağrından gelen genç Sezai Karakoç’un kalbi kırılmıştır. Ama bu kırgınlık fazla uzun sürmez. Sezai geri toparlanır ve şansını tekrar denemeye, hedeflediği aşkı yaşamak için elinden geleni yapmaya, karar vermiştir. Şairimiz dört yıl boyunca bu aşkı yaşamış gönlünü yakmıştır. Gün gelmiş sene sonu gelmiştir. Ankara Üniversitesinin öğrencileri dört yılın yorgunluğu ve okulu bitirmenin heyecanıyla mezuniyet gecesinde birleşir. Kalabalık bir mahşer gününü andırır. O kalabalığın içinde olmayanlarda vardır, Sezai Karakoç. Genç aşık, o gün büyük bir istek üzerine şiir yazdığının da bilinmesi üzerine kürsüde bir şiir okumak için bulunur. Ve o an gelir Sezai Karakoç anons edilir. Kürsüye çıkan Sezai, ana baba misafir öğretmen öğrenci deryasına bir bakar. Kalabalığın içinde aşkını arar, gönlünde yer alamadığı kusursuz sevdasını. Daha sonra okumaya başlar..
Mona rosa siyah güler ak güller
Geyve’nin gülleri beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona rosa siyah güller ak güller
Şiir bitene kadar o kalabalıktan hiç bir ses gelmez. Oysa Sezai Karakoç şiirin tamamını sevdiğinin gözlerinden gözlerini hiç ayırmadan okumuştur. Son kıta da başlayan uğultular, kalabalığın şiiri çok beğendiğini mırıldayan dudaklar ve bu aşk kime diye sorular sorular arasında bir kız? Elbette ki, o sözlerin sahibi Muazzez Akkaya’dan başkası değildir.
Sezai Karakoç’un Monna Roza adlı şiirine ilham olan 82 yaşındaki Muazzez Akkaya, Monna Roza şiirinin kendisine yazıldığını bildiğini itiraf etti.
“Okul yıllarında bana olan ilgisini fark etmiştim; bu şiiri yazdığını da biliyordum, ama ben ona karşı aynı yakınlığı duymamıştım. Belki bir yerde karşılaşırsak bir merhaba derim. Allah hepimize uzun ömür versin.”
Muazzez Akkaya, hem şairin kendisine olan tutkulu aşkından hem şiirin kendisine yazıldığından haberdardı. Ama görmezden ve duymazdan geldi. Karakoç da kimseye bir şey söylemeden aşkını dizelere nakşetmekle yetindi, hiç evlenmedi!
MONA ROZA ŞİİRİ
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek…
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yagmurlardan sonra buyurmus basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgun gozlerimin ta icine bak
Anlarsin oluler nicin yasarmis
Yagmulardan sonra buyurmus basak
Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tuyune
Bir tuy ki can verir bir gulumsesen
Bir tuy ki kapali gece gune
Altin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah guller, ak guller
Geyve’nin gulleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yuzunden kana batacak!
Mona Roza siyah guller, ak guller
Sezai Karakoç