Sosyal Medyayla Aranızı Düzeltmenin Yolları

Sosyal medyada son dakika haberi kovalama alışkanlığı ‘doom scrolling’ döngüsünden nasıl kurtulabiliriz?

Sosyal medya hayatımızın bu kadar büyük bir parçası olduğundan beri, onunla kurduğumuz ilişkimiz zaman zaman günlük hayatımızı ve ruh halimizi etkileyebiliyor. Geçtiğimiz yıllarda literatüre giren FOMO yani hayatı kaçırma hissi bu etkilerden biri. Şimdiyse özellikle pandemiden itibaren sosyal medyayla kurduğumuz bir başka bağımlılık türü var; ‘doom scrolling’.

Sosyal medya artık haber almak için en çok kullandığımız mecra haline geldi. Gündemde ise ne yazık ki sürekli bir felaket haberiyle ya da dramla karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle Twitter kullanıcılarının deneyimlediği bu son dakika haberi bağımlılığı, devamlı Twitter’ı kaydırma ve felaket haberi kovalama şekline dönüşüyor. Okuduğumuz haberler bizi üzse de haber akışının dışında kalmak istemiyoruz ve bu da ciddi anlamda hayattan kopmamıza, hatta kimi zaman felaket haberi dışında paylaşım yapanları duyarsız olarak suçlamamıza kadar varabiliyor.

Peki Türkçe’ye ‘felaket kaydırması’ olarak giren bu kısır döngüden çıkmayı başarmak ve sosyal medya ile ilişkimizi daha dengeli tutmak adına neler yapabiliriz?

Sabahlarınız Size Kalsın

Genellikle sosyal medyaya bakmaya uyanır uyanmaz başlıyoruz. Telefonumuz aynı zamanda çalar saatimiz de olduğu için buna gayet doğal denebilir. Ancak gündeme ‘hızlıca’ bakmak bile hem zamanımızı alıp güne başlamak için geç kalmamıza neden oluyor hem de gördüğümüz haberler nedeniyle uyanır uyanmaz bir umutsuzluk duygusuna kapılabiliyoruz.

Bunu engellemenin bir yolu, çalar saat olarak başka bir cihazdan faydalanmak. Ya da telefonunuzun ayarlarından günün belli bir zaman diliminde, seçtiğiniz uygulamalara erişiminizi kapatabilirsiniz.

Telefon Kontrolü İçin Zaman Belirleyin

Telefon kontrolü, genellikle bilinçsizce yaptığımız bir alışkanlık. Bu alışkanlığı kırmak için kendinize telefonunuza bakacağınız zaman dilimleri belirleyin. Örneğin bu öğle aranız ya da kahve molanız olabilir. Bu zaman diliminin sabah ya da tam uyku öncesi olmaması daha iyi olur. Kendinize belirlediğiniz bu süreye sadık kalmak sizi asla bitmeyen bir doom scrolling sürecine girmenizi engeller. Bu alışkanlığı edinmek için yine telefonunuzun yukarıda bahsettiğimiz sınırlandırma işlevlerinden faydalanabilirsiniz.

Kendinizi Dinleyin

Doom scrolling genelde düşünmeden yaptığımız bir şey. Bunu yaparken bizi yönlendiren duygu ise korku. Bu şekilde zaman ve mekandan kopup kendimizi felaket haberlerinin içine çekilmiş buluyoruz. Bu noktada farkındalık kazanmak ve nasıl hissettiğimizi kendi kendimize sormak iyi olabilir. Farkındalık pratiği kazanmak içinse meditasyon yapabilir ya da hislerinizi günlüğünüze yazarak içinizi dökebilirsiniz.

“Dur” Tekniğini Uygulayın

Bazen ne yaparsak yapalım elimizde olmadan kendimizi doom scrolling yaparken bulabiliyoruz. Bunu fark ettiğiniz an kendi kendinize, yüksek sesle “Dur!” deyin, telefonu elinizden bırakın ve hatta gerekirse bulunduğunuz odayı değiştirin. Fiziksel durumunuzu değiştirmek sizi doom scrolling döngüsünden çıkaracak ve şimdiki ana dönmenizi sağlayacak.

Doom Scrolling’in Yerine Koyacağınız Farklı Bir Aktivite Bulun

Bazen doom scrolling’i yalnızca zaman geçirmek için yapıyor olabiliriz, sonuç olarak hepimiz geçtiğimiz dönemlerde evde fazlasıyla zaman geçirdik ve bu zamanı biraz daha hızlı ilerleten her türlü aktiviteye daha açık olduk. Fakat bunu daha pozitif bir aktiviteyle değiştirmek mümkün. Örneğin uzun zamandır aramadığınız bir arkadaşınızı aramak, uzun zamandır okumayı ertelediğiniz bir kitabı okumak gibi… Sonuçta zamanımız değerli ve bunu bize kendimizi pozitif hissettiren şeylerle doldurmak ruhumuz açısından daha besleyici olacak.

Neşe Veren Siteleri Ziyaret Edin

Size ilham veren, kendinizi daha umutlu hissettiren web siteleri ya da sosyal ağları belirleyin. Bunları sık sık ziyaret ederek doomscrolling’e karşı bir panzehir olarak kullanabilirsiniz.

Exit mobile version