Aynı anda birkaç farklı duyguyu yaşamanın bir karşılığı var. İşte meta duygular ve onlara dair bilmeniz gerekenler…
Birçok insan, meta-duygulara aşina; ancak çok azı, haklarında bilgi sahibi. Bu yüzden Washington Üniversitesi Duygu ve Zihin Sağlığı laboratuvarından bir ekip, insanların meta-duygusal deneyimlerini günlük hayatlarında keşfetmek adına bir çalışma tasarladı. Amaçları, meta-duyguları detaylı bir şekilde anlayarak insanların bunlara tepki vermede daha iyi olmalarını ve dolayısıyla genel olarak zihin sağlıklarını güçlendirmeyi sağlayabilmek.
Ekip, depresyon hisleri ile ilgili sorular da içeren anketleri doldurmak üzere, 20-71 yaş arası 79 yetişkin katılımcı topladı. Konsepti anladıklarından emin olmak adına, katılımcılara, meta-duyguların tanımına ve örneklerine dair bilgiler de sağladı. Bir hafta boyunca, günde 8 kez olmak üzere, duygularına ne denli dikkat ettikleri ve diğer duyguları hakkında hangi duyguları hissettiklerine dair soruları yanıtladılar.
Ekip, meta-duyguların bir şekilde yaygın olduklarını ortaya koydu: Yetişkinlerin yarısından fazlası, anket haftaları boyunca haftada en az bir kez meta-duyguları deneyimlediğini rapor etti.
- Negatif-negatif (üzüldüğü için utanmak gibi),
- negatif-pozitif (mutlu olduğu için suçluluk duymak gibi),
- pozitif-pozitif (rahatladığı için umutlanmak gibi)
- ve pozitif-negatif (öfkelendiği için mutlu olmak gibi).
Çalışma kapsamında, negatif-negatif meta-duyguların en yaygın tür olduğu görüldü. Bu durum, birçok insanın kişisel olumsuz duyguları yüzünden üzüldükleri, gerildikleri ya da öfkelendikleri anlamına geliyor. Ayrıca sıklıkla negatif-negatif meta-duyguları tecrübe eden kişilerin, depresyona daha yatkın oldukları belirlendi. Ancak negatif-negatif meta-duygular hissetmenin, depresyonda olduğunuz ya da depresyona gireceğiniz anlamına gelmiyor. Tam tersi de geçerli olabilir – depresif hissetmek negatif-negatif meta-duyguları getirebilir – ya da bir başka kaynak, her ikisine de sebep olabilir. Tam olarak ne yaşandığının belirlenmesi adına daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor.
Çalışma sonucunda, insanların cinsiyetlerinin, yaşlarının ya da ırklarının/etnik kökenlerinin, bu duyguları ne sıklıkla yaşadıklarını tahmin etmede etkisiz olduğunu gösterdi. Gerçekte bilim insanları, bazı insanların meta-duyguları neden diğerlerinden daha farklı bir şekilde deneyimlediklerini bilmiyorlar; ancak kimileri, bunun yetiştirilme tarzımız ile ilgili olduğunu düşünüyor. Örneğin size duyguların zayıflık belirtisi olduğunu öğretmiş ebeveynler tarafından yetiştirildiyseniz, duygularınıza genel anlamda negatif bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz.
Negatif-negatif duyguların günlük hayatın bir parçası oldukları düşünüldüğünde, bunlara tepki vermenin en iyi yolu ne? Öncelikle, duygulara verdiğiniz tepkileri değiştirebilmek için hangi duyguyu hissettiğinizi bilebilmeniz gerekiyor. İnsanların zorlu duyguları yönlendirebilmeleri için kullanılan Diyalektik Davranış Terapisi (DBT), duygularınızı kelimelerle bağdaştırmanızı söylüyor.
(“Kötü” hissetmek tam olarak ne size göre? Üzgün olmak mı? Yalnızlık mı? Korku mu?)
DBT, ayrıca bu duyguları zihninizde ve bedeninizde nasıl deneyimlediğinizi keşfetmenize yardımcı oluyor. (Kalbiniz hızlı mı atıyor? Göğsünüzde baskı mı hissediyorsunuz?)
DBT, negatif duygularınızın değerini bilmenizi ve nasıl işlediklerini de anlamanızı sağlıyor. Atalarımız zehirli bir yılan gördüklerinde korkmasaydılar eğer, hiç doğmamış bile olabilirdik. Negatif duygular, çevremizde bir şeyler yanlış gittiğinde alarma geçmemizi sağlayan önemli sinyallerdir. Diğer insanlara, yardıma ya da desteğe ihtiyacımız olduğunu gösteren işaretler olarak da görev yaparlar. Kaygılı hissettiğinizde örneğin, bir arkadaşınız yüzünüzdeki kas gerginliğini ya da sesinizdeki değişimi fark edip neyiniz olduğunu sorabilir.
Negatif duygular hakkındaki negatif duygular, hissettikleriniz hakkında yargıda bulunduğunuzu ya da değerlendirmelerini yaptığınızı yansıtır. Duygusal deneyimlerinizi ve oluştukları bağlamları daha iyi anlayabilmek adına çaba sarf etmeye teşvik ederler sizi. Örneğin eşinize kızdığınız için suçluluk duyduğunuzda, bu duygu, sizi neyin öfkelendirdiğini ve bu öfkenin haklı olup olmadığını keşfetmeye sevk edebilir.
Altta yatan sebeplerin üzerine gidemediğimizde, meta-duygularımızdan uzaklaşmaya çalışmak çekici olabilir. Ancak araştırmalar, duygulardan kaçmaya çalışmanın ters etki yarattığını gösteriyor. Negatif duygularınıza gelip gidebilecekleri bir alan sağlamayı deneyin. Negatif duygularınızı istenmeyen misafirler olarak düşünebilirsiniz; misafirlerinizi, orada olmalarından mutlu olmadan da ağırlayabilirsiniz.