Yaşlanmayı Geciktirmenin 5 Yolu

Göz kenarında oluşan çizgiler, göz kapaklarının düşmesi, alın kırışıklıkları, sarkmalar… 20’li yaşların sonlarından itibaren görülen yaşlanma belirtilerini geciktirmenin yollarını öğrenin.

20’li yaşların sonlarından itibaren ciltte yavaş yavaş belirmeye başlayan yaşlanma etkilerinin önüne geçmek mümkün. Olabildiğinde genç ve güzel yaş almak için cilt bakımınızda ve beslenme alışkanlıklarınızda ufak değişimler yapmalısınız. Beslenme alışkanlıklarınıza eklemeniz gereken gıdalardan anti-aging bakım önerisine, yaşlanmayı geciktirmenin yollarını öğrenin.

Kolajen Kaybının Önüne Geçin

Kolajen; cilde esneklik ve sıkılık vererek tüm bağ dokularımızın elastikiyetinin artmasını ve yenilenmesini sağlıyor, kas-iskelet sistemini, saç ve tırnakları güçlendiriyor… Yani genç bir cilt görünümü ve vücut için kolajen üretiminizi desteklemeniz gerekiyor. Kolajen, doğduğumuz andan itibaren vücudumuzda bulunuyor ancak yaş aldıkça kolajenin doğal üretimi yavaşlıyor. 30’lu yaşlardan itibaren vücudumuzdaki üretim her yıl %1-2 oranında azalıyor ve kayıplar başlıyor. Buna bağlı olarak, kolajen üretimine destek verilmediğinde ciltte gözle görülür sarkmalar ve kırışıklıklar meydana geliyor. Kolajen üretimini yavaşlatan tek şey yaş almak değil… Güneş ve benzeri ultraviyole hasarı, serbest radikallerin sebep olduğu oksidatif stres hasarı, işlenmiş şeker tüketiminin fazla olması, genetik kod, uyku düzensizliği gibi etkenler de kolajen üretimini yavaşlatıyor.

Antioksidan Gıdalar Tüketin

Hücrelerdeki serbest radikallerden arındırma özelliği olan antioksidan, genç bir cildin sırrı! Cildinizin beslenmesi ve serbest radikallerden korunması için antioksidan açısından zengin vitaminler tüketmeniz şart. Yaşlanmayı içten önlemek için beslenme rutininize C ve E vitaminlerini eklemelisiniz. Bu iki vitaminle hem bağışıklığınızı güçlendirebilir hem de cildinize yatırım yapabilirsiniz. C vitaminini beslenmenize dahil etmenin en etkili yollarından biri, sabahları kahvaltıdan yarım saat önce büyük bir bardak limonlu sıcak su içmek. Antioksidan özelliğinin yanı sıra vücuttaki alkali seviyesini yükseltmesiyle anti-enflamatuar etkiye sahip limon, size ihtiyacınız olan C vitamini deposunu da sağlayacaktır. Ara öğünlerinizde ise avokado, badem, fındık gibi yağ içeren besinler tüketerek ihtiyacınız olan E vitamini karşılayabilirsiniz.

UV Işınlarından Korunun

Cildimizin gençliğini kaybetmesine neden olan çevresel faktörlerden biri güneş ışınları. UVA ışınları cildin alt katmanlarına kadar inerek derinin erken yaşlanmasına, kolajen yapısının ve elastikiyetinin zarar görmesine neden oluyor. Dolayısıyla kırışıklıklar ortaya daha erken çıkıyor ve cildin nem dengesi bozuluyor. UVB ışınları ise derinin üst katmanına etki eder ve cildin lekelenmesine yol açıyor. Ciltteki antioksidanların etkisini yok ederek hücre yenilenmesine de zarar veriyor. Bu ışınlardan etkili bir şekilde korunmak için yaz-kış güneş koruyucu kullanmalı ve günlük bakımınızda antioksidan serumlara yer vermelisiniz.

Yüz masajı Yapın

Yaşınız ilerledikçe doğal olarak yaşlanma belirtileriyle karşılaşıyorsunuz. Göz kenarında oluşan çizgiler yani kaz ayakları, göz kapaklarının düşmesi, alın kırışıklıkları, sarkmalar… Yaşa bağlı oluşan bu deformeler için cilt bakım ürünleri kullanmanın yanı sıra her gün yüz yogası yapmak önemli. Sağlıklı ve genç bir beden için nasıl egzersiz yapmak gerekiyor ise yüz güzelliği için de birtakım egzersizler yapılmalı… Kendinize günlük bir egzersiz çalışması hazırlayın. Öncelikle, nemlendiricinizi sürerken yüzünüzdeki kan dolaşımını arttırın. Parmaklarınızı burnunuzun üzerinde birleştirin. İçten dışa, dairesel hareketlerle birkaç dakika masaj yapın. Ardından boynunuza yukarıdan aşağıya doğru masaj yapmayı ihmal etmeyin.

Exit mobile version