Yüzdeki ve eldeki soğuk ısırığına ne iyi gelir? Soğuk yanığı nedir ve neden olur?

Kar yağışının etkisini gösterdiği şu günlerde soğuk, sıcak, rüzgâr ve güneş gibi fiziksel faktörlerin cildin yapısını etkilediği görüldü. 

Halk arasında soğuk ısırması olarak bilinen Frostbite sıfır derecenin altına inmiş sıcaklıklarda el ve ayak parmakları, kulak ve vücudun kalbe uzak bölgelerinde meydana gelen bu durum adeta herkesi endişe içerisine soktu.

Dermatoloji Uzmanı Dr. Elif Topcu, “Özellikle kış aylarında soğuğa maruz kalma ciltte hasarlara yol açabilir. Açık hava koşullarına maruz kalan alanlarımız olan yüz, kulaklar ve ellerde sıklıkla şikayetler ortaya çıkar. Soğuk havanın etkisi ile deri damarlarında daralma olur. Bunun sonucunda bu damarların beslediği alanlarda şikayetler belirir. Soğuk hava ve rüzgâr deriye hasar verir. Yağmur veya kar ise deri yüzeyinde donarak hasarlanmayı ve şikayetleri artırır” dedi.

Özellikle el ve ayak parmak uçlarında görülen bu durum; parmak uçları bir anda beyazlamaya ve hissizleşmeye başlar. Hissizleşen ve beyazlayan bölge soğuk havaya maruz kalmaya devam ederse deride kırmızı kabarcıklar meydana gelir.

İlerleyen seviyedeki soğuk ısırması dediğimiz Frostbite soğuk kangrenine dönüşür. Parmakların tamamen hissizleştiğini hissettiğiniz anda mutlaka doktora başvurulmaldır.

SOĞUK ISIRMASI BELİRTİLERİ NELERDİR?

“Ellerde su toplaması ve yanık görüntüsü olabilir” “El ve yüzde yanma, kızarıklık, şişlik, kuruluk hissiyatı en çok doktora başvuru nedenleri arasındadır” diyen Beykent Üniversitesi Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Elif Topcu, “Bazen bu şikayetlere kaşınma, morarma hatta ağrı da eklenebilir.

Özellikle kulak kepçeleri, burun ucu, parmak ucu gibi alanların daha fazla etkilenebileceği unutulmamalıdır.

Bazı kişilerde ‘Pernio’ denilen bir durum da tespit edilebilir. Pernio, donma derecesi kadar soğuk olmayan bir havada, sıcak soğuk havaya kolaylıkla adaptasyon geliştiremeyen kişilerde olur. Özellikle ellerde su toplaması ve yanık görüntüsü de olabilir” şeklinde konuştu.

PEKİ SOĞUK ISIRMASI VEYA SOĞUK YANIĞINDAN KENDİMİZİ NASIL KORUYACAĞIZ?

Derinin soğuğun etkilerinden ve soğuk yanığından nasıl korunması hakkında tavsiyelerde bulunan Dr. Topcu, “Soğuk hasarından korunmanın en önemli yolu deriyi nemlendirmektir. Zaten soğukla beraber kurumaya meyilli olan derinin, soğukla maruziyeti sonrası kızarıklık ve yanma şikayetlerinin olması kaçınılmazdır.

Bu nedenle kış aylarında derinin nemlendirilmesi her zamankinden daha da önem kazanmaktadır. Kurutucu sabun, kolonya, ıslak mendil, alkol bazlı temizleyiciler cildi soğuğa karşı daha da hassas hale getirecektir.

Köpürmeyen, nemlendiren, deri PH’sına uygun temizleyiciler tercih edilmelidir. Deriyi eldiven, bere ve atkılarla soğuktan ve rüzgârdan korumak gerekir” ifadelerini kullandı.

“ISITICI KULLANMAYIN”

Demir, çinko, D vitamini, B12 gibi vitamin ve minerallerin deri sağlığı için gerekli olduğuna da vurgu yapan Dr. Topcu, “Eksik olmaları halinde deride soğuk yanığı ve hasarı daha fazla olacaktır. Tüm önlemlere rağmen yüz ve elde soğuk yanığı olmuş ise bölgeyi ısıtırken soba vb. ısıtıcılar kullanılmamalıdır.

Daha şiddetli kaşıntı ve kuruluklara neden olabilir. Çok sıcak suyla yıkamak da aynı etkiyi yapar.

Şikayetler düzelene kadar nemlendirici kullanmak, sigaradan uzak durmak, ani soğuk ve sıcak hava değişimlerinden kaçınmak önemlidir. Şikayetlerin devamı veya tekrarı halinde dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır” dedi.

– Donmuş bölgeyi karla ovalamak yanlış bilinen doğrular arasındadır. Birçok uzman bu yöntemin sakıncalı olduğunu söylemektedir.

– Donmuş bölgeyi 20-25 dakika boyunca soğuk veya ılık su ile ısıtmalısınız.

– Rüzgardan kendinizi koruyun. Soğuk ısırması yaşadığınızda rüzgar canınızın daha fazla yanmasına neden olacaktır.

– Soğuk ve nemli bölgelerle temas etmeyin.

– Yanınızda varsa atkı veya herhangi bir bezi donan bölgeye hafifçe sarıp oranın
ısınmasını sağlayabilirsiniz.

Bu yöntemler ilk soğuk ısırmasıyla karşılaştığınız anda en yakın sağlık kuruluşuna gidene kadar kendinizi biraz daha iyi hissetmenizi sağlar. Böyle bir durumla karşı karşıya kalındığında doktora gitmek kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Exit mobile version