‘Teknoloji bizi hem birbirimize bağlayacak hem de kutuplaştıracak’

Pandemi dijital dönüşümü daha da hızlandırdı. Çevrimiçi eğitim ya da uzaktan çalışmaya süratle adapte olduk. İnsanlığın bu baş döndürücü hızla nereye evrileceğini dijital antropolog ve yazar Rahaf Harfoush’a sorduk. Teknolojinin iyi ve kötüyü beraber getirdiğini artık kabullenmemiz gerektiğini söyleyen Harfoush “Değişim yaklaşıyor, robotlar ilk adımlarını atıyor” diyor.

Dijital antropolog ve yazar Rahaf Harfoush, önümüzdeki 30 yıl içinde dünyayı şekillendirecek 30 genç düşünür arasında gösteriliyor. Red Thread Dijital Kültür Enstitüsü’nün direktörü olan Rahaf Harfoush, Barack Obama’nın seçim kampanyasının dijital ayağını yöneten ekipteydi.

Biz de pandemiyle birlikte yapay zekâdan yeni uygulamalara hayatımız tümüyle dijitalleşirken, bu konuda uzman ve geleceğin isimlerinden Harfoush’u aradık ve Fransa’dan sorularımızı yanıtladı.

Teknolojiyi iyi ve kötü tüm yönleriyle kabul etmek gerektiğini anlatan Harfoush, olumlulukları yanında her yeni teknolojinin ‘kötüye kullanımı’ da getireceğini bilmemiz gerektiğini söylüyor. Robotların pek çok mesleği yapması durumunda da insanlığın daha fazla boş zamanla bilim ve sanatla ilgileneceğini umuyor.

NE GÖRECEĞİMİZE KİM KARAR VERİYOR?

Bir dijital antropolog olarak günümüz dünyasında sizi en çok etkileyen şey nedir?

Teknolojinin en iyi ve en kötü eğilimlerimizi nasıl güçlendirdiği ve bunları bize nasıl yansıttığı beni sürekli olarak büyülüyor. Aynı teknolojinin hem harika hem korkunç; hem yararlı hem incitici olması… Bizi birbirimize bağlayan ve topluluklar inşa eden teknolojiler, bizi bölen, nefret ve radikalleşme eken teknolojilerle aynı.

Dijital teknoloji hayatımızı nasıl dönüştürüyor? Olumlu, olumsuz değişimler neler?

Öğrenme yeteneğimiz eşi benzeri olmayan nitelikte dönüştü. Ancak bize orada olanın sadece küçük bir parçasını gösteren algoritmaların yükselişi sorunlu. Yalnızca dünya görüşümüzü paylaşan insanları gösteren filtrelerin yükselişi, fikirler, inançlar ve gerçekler arasındaki çizginin bulanıklaştığı bir dünya yaratıyor. Bilgiye erişim dijital devrimin önemli bir parçası olsa da bu bilgiyi nasıl aldığımız ve ne göreceğimize kimin karar verdiği, dijital kültürün en tartışmalı yönlerinden biri.

Pandemiyle sanal ve gerçek dünya birleşti sanki…  Yakında oturduğumuz koltuktan uzaya çıkma deneyimini yaşayacağız. Bu insanlığı nasıl etkiliyor sizce?

Bence her şey ‘kasıtlılığa’ bağlı. Doğru kasıtla kullanıldığında, dijital araçlar bağlantıyı ve ilişkiyi güçlendirebilir. Tabii fiziksel yüz yüze bağlantıyı kolayca kopyalayabileceğimizi sanmıyorum. Ancak farklı dünyaları sanal olarak deneyimleme yeteneği, deneyimlerimizi genişletmenin ve empatimizi geliştirmenin harika bir yolu olabilir. Her zaman olduğu gibi, iyi yönler ve bazı insanların bu teknolojiyi diğerlerinden izole olmak için kullanmayı seçme ihtimalleri gibi bazı olumsuz yönleri olacaktır. Ayrıca bu pandemi olması gereken bir şey değildi, bunu da hatırlayalım. Tüm hayatımızı çevrimiçi yaşamamız ya da evde mahsur kalmamız gerekmiyor. Yani gelecek umarım biraz daha dengelidir.

Belli bir yaş üstü teknolojiyi yakalayamıyor. Dünyanın yarısının da internete erişimi yok. Dünya dijitalleşirken bu kesim nasıl etkilenecek?

Teknolojiye erişim, kapatmamız gereken en önemli ayrımlardan biri. Bununla birlikte, mobil internetin yükselişi, akıllı telefonun internete bağlanmak için  en çok kullanılan cihaz haline gelmesiyle bu boşluk hızla kapanıyor.

Teknolojiyi Almanlar Endüstri 4.0 yaklaşımıyla şirketlerin verimliliğini arttıracak, Japonlar Toplum 5.0 anlayışıyla insan hayatını kolaylaştıracak bir araç olarak görüyor. Sizce hangisi daha gerçekçi?

İkisi de gerçekçi ve ikisi de bir gün olacak. Teknoloji birçok insana yardımcı olacak ve diğerleri arasındaki uçurumu genişletecek. İnsanları birbirine bağlayacak ve insanları kutuplaştıracak. Her yeni teknolojinin ‘kötüye kullanımı’ da getireceğini kabul etmeliyiz. Yapabileceğimiz en iyi şey, gerçekleşmeyecek ütopik veya distopik senaryolar için zaman kaybetmemek adına bu belirsizliği anlamaktır.

‘Evrensel vatandaşlık maaşı’ yapay zekânın yaratacağı iş kayıplarına karşı öneriliyor. Önümüzdeki birkaç on yılda robotlar tüm ihtiyaçlarımızı karşılarken biz ne yapacağız?

Bu maaşın, insanları hayatta kalmak için çalışma ihtiyacından kurtarmak adına harika bir yol olduğuna inanıyorum. Daha fazla boş zamanı olan insanlar bilimsel, sanatsal ilgi alanlarının peşinden gidebilir. Evrensel vatandaşlık maaşının önündeki en büyük engel teknoloji değil, toplum olarak birinin ücretsiz bir şey alması fikrine karşı gösterdiğimiz direnç. Değişim yaklaşıyor, robotlar ve algoritmalar bilgi alanlarına ilk adımlarını atıyor: Hukuk, finans, araştırma ve tıp sektörlerinde otomasyonun yükselişini görüyoruz. Şimdiden plan yapmaya başlasak iyi olur.

İNSANLAR FARK ETTİKÇE…

20 yıl sonrayı nasıl tahmin ediyorsunuz?

Geleceği asla tam olarak tahmin edemem. Bence insan türü olarak verilerimiz, mahremiyetimiz ve bilgiye erişimimiz hakkında vermemiz gereken birkaç önemli karar var. Tüketiciler büyük verinin ve tahmine dayalı algoritmaların sonuçlarının farkına vardıkça, değerlerimizle daha uyumlu, düşünceli politikalar sunacağımızdan umutluyum. Geleceği tahmin edemesem de, insanları şimdiki zamanda bize daha olumlu bir senaryo şansı verecek kararlar almaya teşvik edebilirim. Sürdürülebilir, kapsayıcı, şeffaf bir yarın istiyorsak, bu standartları şimdiden talep etmeye başlamalıyız.

Exit mobile version