Hayat Mutfakta Başlar

 

Şehirleşme ile yalnızca evlerimiz, hayat tarzımız, ulaşım araçlarımız, eğitim alma koşullarımız değil hayatımızın kilit öğeleri  değişti. Bu kilit öğelerden birisi de mutfak. Mutfaktan geçen tüm değişimler alında hayatlarımızı değiştirdi. İnsan yediklerine dönüşüyor tezi doğru. Fakat eksik. Yediklerimizi nasıl ve nerede pişirdiğimiz, içine hangi malzemeleri kattığımız, pişirme aşamalarının uygulanabilir olması o yemeğin lezzetini, tadını, kokusunu değiştiriyor.

FONKSİYONEL OLMASI ÖNEMLİ

Birçoğumuz kızartmaların, böreklerin, köftelerin bolca yapıldığı evlerde büyüdü. Mutfaklarımızın geniş ya da dar olmasından ziyade fonksiyonel olması önemliydi. Mutfak dolapları açınca insanın üzerine yıkılmayacak, her şey düzenli bir şekilde dolaplara koyulacak, her malzeme en az haftada bir kez kullanılacak, mutfak temizliği pratik bir şekilde yapılacaktı. O günlerin sıradanlığı ve uygulanabilir standartları yemeklerin temelini de oluşturuyordu.

Mutfakta tezgâhın önüne tahta ve oklava koyup mantı yapmak, su böreği açmak, ocakta konserve kaynatmak, kurban bayramında geniş ailelere yetecek kadar et pişirmek çok olağandı. Annelerimiz yemek yaparken etrafın dağıldığını pek görmezdik mesela.. Dağılacak eşya yoktu çünkü… Dağınıklığı gözümüzün içine sokacak tasarımlar da.

“BEKAR EVİ”

Hayat değişirken mutfaklar da değişti. 90’lı yıllarda Amerikan mutfakla tanıştık. Bizimle yıldızının barışmayacağını ilk görüşte anladık. Bizim gibi tencere yemeklerini seven, misafire yemek üstüne çay, pasta, meyve ikram eden bir toplumda Amerikan mutfak çözüm değil çözümsüzlüktü. O mutfağın neresinde hamur açılır, kızartma yapılır, misafir ağırlanırdı. Paket servisleri açıp yemek için tasarlanmıştı sanki Amerikan mutfaklar. Fazla tabak kullanılmasın, çok bulaşık çıkmasın, atıştırıp hayatın diğer sahnesine geçelim. Soğan kavrulmayan, çay dumanı tütmeyen evler insana hemen gidebilirmiş hissi veriyor. Evinde rahat giyinen insan evin içinde kalacak ve evde yaşayacak o hayatın parçası olacak insandır. Oysa Amerikan mutfakla beraber şık giyimli, eline çamaşır suyu değmemiş kadın profilleri ile tanıştık. “Bekâr evi” gibi diyordu o yıllarda büyükler bu mutfak tasarımlarına. Ben de ‘miş’ gibi diyorum. Mutfak varmış gibi, içinde yemek pişecekmiş gibi, çocuklar çorbayı yere dönecekmiş gibi…

TASARIMLAR DEĞİŞTİ

Derken Amerikan mutfağın bize pek de uygun olmadığını anlayan mimarlar mutfak tasarımlarını genişletti. Ferah mekânlar, yukarıdan aşağıya kadar inen camlar, tezgâhtaki musluğun cama bakması, güneşin sanki mutfağa doğması…

Hepsi çok güzel. Fakat bu evlerde de insanı aşırı düzenli ve titiz yapan bir yan var. Son dönemin birçok site tasarımında durum aynı. Her detayı tek tek tasarlanmış evler insanı mükemmeliyetçi olmaya, titiz olmaya yönlendiriyor. Tezgâh var, malzemeler var, fakat kurabiye hamuru yoğuracak herhangi biri yok. Aradığımız kişiye ulaşılamıyor. Aradığımız kişi mutfak dolaplarının kirlenmesinden, yere yağ sıçramasından, çok silinen ankastrenin eskimesinden korkuyor.

İnsanın nasibi boğazındaki lokmadır. O lokmayı huzurla yiyenler dünyada nasipli olanlardır. Birlikte huzurlu bir sofraya ailecek oturmak önemli, sofranın kapsayıcılığında şükretmek, bereketi öğrenmek kıymetli.

BİR KÜLTÜR

Mimari hayatımızın her alanını etkilediği gibi beslenme alışkanlıklarımızı da etkiliyor. Yediklerimize dönüşüyoruz, beslediğimiz gibi büyütüyoruz çocuklarımızı.

Mutfağın bir kültür olduğu gerçeği artık daha çok vurgulanıyor. Sofra bezinden çay kaşığına kadar mutfak bir kültürdür. Yağmur sesinin, çayın buharına karıştığı mutfaklar yaşayan mutfaklardır.

ÇOK ÖNEMLİ

COVID-19 ile beraber mutfağın ne kadar önemli olduğunu hatırladık yeniden. Ekmek yapmanın, karantina günlerinde eldeki ile yetinmenin, geleneksel tariflerin bereketini öğrendik. Bildiğimiz adayı yeniden keşfettik. Bir yemeğe giden ilk yol mutfak. Mutfağımız bize kapılarını da açar sınırlarını da çizer. Dağılsın, kirlensin, dolsun ve taşsın mutfaklar. Yeter ki bereket olsun. Gönlümüz ve mutfağımız genişlesin, evimiz huzur dolsun.

Unutmayın. Tüm önemli kararlar mutfakta verilir, en hızlı işler mutfakta planlanır. İnsanın ruhunu en iyi mutfağı anlar. Hayat mutfakta başlar.

Exit mobile version