Merhaba, sonbaharın ortalarına yaklaşırken yine en keyifli beslenme kaynaklarımızdan biri olan sinemaya tutunacagiz. Sizleri başkalarının hayatına müdahil ederken; dinginleştirecek, huzunlendirecek ve gülümsetecek birbirinden farklı tarz ve türlere sahip, harika on film önerisi hazırladım. Şimdiden keyifli seyirler.
1-AUTUMN SONATA (1978)
Ünlü piyanist Charlotte’ın kızı Eva’yla kopuk ilişkisini gözler önüne seren “Autumn Sonata” (Güz Sonatı), Ingmar Bergman’ın insan ilişkilerine dikkat çeken yönetmenlik tarzına örnek gösterilecek güzel filmlerden bir tanesi.
Filmde, konser piyanisti Charlotte’un, kızı Eva’yla uzun süre sonra bir araya gelerek geçmişe dair yüzleşmelerini izleriz. Charlotte, kliniğe yatırdığı zihinsel engelli kızını Eva’nın evinde görünce annelik konusunda sorgulamaların başlayacağının farkındadır. Charlotte, kızını yıllarca ihmal etmiştir ve ikisi de birbirinden oldukça farklı insanlara dönüşmüşlerdir. Bu bunalımlı ilişkiyi bir ‘güz sonatı’ olarak seyircilerinin gözleri önüne seren yönetmen benliğe ve aile denen olguya derinlerine iner.
2-TESS (1979)
Yoksul Kinski ailesinin aynı soyadı taşıyan başka aristokrat bir aileyle akraba olma hayallerini işliyor. Plonski, Viktorya döneminin ihtişamının ardındaki acımasızlığı, sınıf farklarını ve sınıf atlama çabalarını bizlere büyük bir ustalıkla yansıtır.
Tess’in değişimine tanık olduğumuz mevsim sonbahar olsa da, filmde aslında tüm mevsimler var.
3-DEAD POETS SOCİETY (1989)
Yakın zaman da yaşamını sonlandırarak bizleri derinden üzen Robin Williams’ın canlandırdığı, John Keating isimli öğretmenin ilham verici eğitim anlayışı işlenmektedir. Statükoya meydan okumayı öğütleyen öğretmenin ”Anı yaşa” sözü hafızalarımızda yer etmiştir. Şiir ve edebiyatın insan ruhunda ve davranışlarında ne kadar etkili olduğu ve önemli bir değişime sebep olabileceğinin en güzel örneklerindendir.
4-SONBAHAR (2008)
Adından da anlaşılacağı üzere hüzünlü bir hikâyeye sahip ve sonbaharda izlemek için ideal. Katıldığı eylemlerden dolayı hüküm giyen, sonrasında cezaevinden hasta olarak çıkan Yusuf’un (Onur Saylak) yaşamla mücadelesini konu alıyor. Bu cesur hayata gözünüzden yaşlar gelerek ortak olabilirsiniz. Şimdi ki teknik imkânlar olsa final sahnesinde ki tek planın daha harika olacağını düşünüyorum, fakat o imkânsızlıkla bile yapılabilmiş olması takdir gerektiriyor.
5-STEPMOM (1998)
Julia Roberts ve Susan Sarandon’un başrolde oynadığı ‘Stepmom’ için harika bir sonbahar filmi diyebilirim. Luke ile Isabel nişanlanır, fakat Luke’un eski eşi Jackie ise Isabel’den hiç hoşlanmaz. Isabel, Luke’un çocuklarının mutluluğu için elinden geleni yapar. Ancak tüm bu zıtlaşmalar Jackie’nin kanser teşhisi ile değişir. Duygusal, üzücü ama aynı zamanda umut dolu bu film!
6-LEGEND of THE FALL (1994)
Birinci Dünya Savaşı atmosferinde hayat bulan film, “En İyi Sinematografi” dalında Oscar ödülüne layık görülmüştü. Anthony Hopkins, Brad Pitt, Aidan Quinn gibi ünlü isimlerin başrolde yer aldığı İhtiras Rüzgarları; anneleri olmadan büyüyen üç erkek çocuğunun ve babalarının, Montana’da bir çiftlikte geçen hikâyesini konu alıyor. Hopkins’in yalnızca yüz ifadeleri ile bile verebildiği küçük oyunlarınal hayran olmamak mümkün değil..
7-EDWARD SCİSSORHANDS (1991)
Gerek kostüm gerek mekân olarak gotiğin çok güzel örneklerinden biri olan film, hem hüzünlü hem de mizah unsurları ile oldukça dengeli. Frankenstein’ın Tim Burton uyarlaması olan film, onu yaratan mucit tarafından elleri makas halinde bırakılan Edward’ın toplumla tanışınca başından geçenleri konu ediyor. İyimser ev sahibine, mahallede ki komşuların mürai davranışlarını izlerken, çevrenizden bir şeyler bulacaksınız.
8-SCENT OF A WOMAN (1992)
Tango sahnesi ile unutulmazlar arasında yer alan bu film, para kazanmaya ihtiyacı olan bir özel okul öğrencisinin görme engelli bir albaya yardımcı olmayı kabul etmesini anlatıyor. Emekli ve çok katı bir albayı canlandıran Al Pacino, ailesinin isteklerine rağmen haftasonu için çok farklı bir plan yapıyor. Bu plan ikisi içinde beklenmedik sonuçlanıyor. Mahkeme sahnesinde ki replik hafızanızdan asla çıkmayacak.
9-MONA LISA SMILE (2003)
1950’li yıllarda geçen film, özel bir kız okuluna gelen çağdaş görüşlü bir öğretmen, öğrencilerinin kadınların toplumdaki rollerini sorgulamalarını ve hayallerini gerçekleştirmelerini istiyor. Julia Roberts, Julia Stiles, Kirsten Dunst, Maggie Gyllenhaal, Ginnifer Goodwin gibi isimlerin yer aldığı kadrosu ile dikkat çekiyor.
10-OCTOBER SKY (1999)
1950’de geçen filmde Hickam, kömür madenciliğinde çalışan bir ailenin oğlu olarak, roket bilimi ve yıldızlara olan tutkusu nedeniyle doğduğu yerin sınırlarını aşmaya çalışıyor. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan ‘October Sky’ da Jake Gyllenhaal, Chris Cooper ve Laura Dern gibi isimlerin yer aldığı film sonbaharda geçiyor
11-THE TROUBLE WITH HARRY (1955)
Alfred Hitchcock’un yönetmenliğini üstlendiği klasik Hollywood filmi. Vermont’ta beklenmedik bir şekilde, bir cesetin bulunması ile tuhaf ve trajikomik olayların merkezinde olan küçük bir kasabadaki halk, bu gizemli olay hakkında teoriler üretmeye başlıyorlar. Gizemli bir komedi türünde olan filmin oyuncu kadrosu da sağlam, Shirley MacLaine, John Forsythe, Edmund Gwenn ve Jerry Mathers.