Osmanlı İmparatorluğu ile Güney Afrika ilişkileri, bölgeye giden Malezyalı ve Hintli Müslümanların aralarında anlaşmazlık çıkmasıyla başlıyor. Sultan Abdülhamit din alimi Ebubekir Efendi’yi oradaki anlaşmazlığı çözmesi için Güney Afrika’ya yolluyor. Şu an THY’nin direkt uçuşuyla 10 saat süren yolculuk o yıllarda ne kadar sürüyordu, nasıl oluyordu bilinmez…
Ebubekir Efendi buradaki anlaşmazlığı gideriyor, evleniyor ve bölgede kalıyor. Bugün Güney Afrika siyasetinde anneanne tarafından Ebubekir Efendi’nin akrabalarını görebiliyorsunuz ya da Türkçe öğrenen beşinci kuşak torunlarını.
NELSON MANDELA’NIN TOPRAĞI
Güney Afrika’ya soğuk bir Ankara gününün ardından gidiyoruz. Çünkü mevsimler Türkiye ile tam tersi. Bizde sonbahar onlarda ilkbahar. Hal böyle olunca ülkeye adım atar atmaz yüzünüze dokunan sıcak iyi geliyor. Afrika kıtasının en güneyindeki ülke Güney Afrika. Siyasi olarak baktığınızda siyahilerin yönetildiği nokta da denilebilir. Johannesburg’da sokakta dolaşırken ABD etkisinde sokaklar, billboardlar, reklamlar, yatay şehirleşme ve lüks konutlar dikkatinizi çekiyor. Afrika kıtasında ayak basabileceğimiz en gelişmiş ülke hangisi diye araştırma yaparken de karşınıza Güney Afrika çıkıyor. Hem Afrika kıtasının en güneyinde yer alıyor, hem resmi dilleri arasında İngilizce bulunuyor, hem Nelson Mandela gibi bir dünya liderinin yaşadığı yer, hem Hint Okyanusu ile Atlas Okyanusu arasında yer alıyor, hem de muhteşem bir doğaya sahip.
SAFARİ TURU YAPIN
Güney Afrika’nın diğer ülkelerden farklı olarak üç başkenti var, yürütme başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town ve yargı başkenti Bloemfontein. Bir de Johannesburg (Joburg). Benim Güney Afrika ile ilgili en çok duyduğum şehirdi ülkenin en büyük şehri olan Johannesburg. Johannesburg’ta program yapmak çok zor değil. İlk gün otobüs turu Soweto, Mandela’nın Evi, Apartheid Museum, Neighbourgoods Market ve Sandton City’i görür, ertesi gün ise Safari turuna katılabilirsiniz.
Ancak Safari kısmını gitmeden önce ayarlamanız gerekiyor. Günübirlik gidebileceğimiz en uygun park Pilanesberg Milli Parkı.
Cape Town’da şehri keşfetmeye başlamak için en uygun rotayla ilk gününüzü dolduruyorum. Waterfront, Cape Town’un en turistik bölgesi diyebilirim. Burası aslında bir liman lakin, limanın üzerinde Victoria ve Albert alışveriş merkezleri, sosyal alanlar, restoranlar, büfeler kurulu. Bunlardan biri koca bir dönme dolap olan Wheel Cape, biri devasa bir konteynerin içindeki çeşit çeşit dükkanlardan oluşan Watershed Pazarı, biri de leziz tatlar keşfedebileceğiniz V&A Food Market.
BEYAZLAR HAKİM
Günlük konuşma dili İngilizce. Akademik bir İngilizceleri yok, kelimeleri net söyleyemiyorlar. Ülke topraklarının yüzde 80’i beyazların elinde. Nüfusun yüzde 20’si yüzde 80’ini yönetiyor. Siyahlar ANC’den toprak reformu yapmasını istiyor. 2018 yılında buna niyetlenen ANC, Trump’ın ‘Beyaz çiftçilere dokunamazsınız, haklarını gasp edemezsiniz. Şimdi oraya yardımcılarımı gönderiyorum’ twiti üzerine toprak reformu rafa kaldırılmış. 1910 anayasası kabul edildikten sonra neredeyse ülkedeki tüm topraklar beyazların olmuş. Gençler 1994’te Nobel Barış Ödülü için savaşı bitirdiği gerekçesiyle Mandela’yı eleştirmeye başlamış.
AYRI HAYATLAR
Turist olarak gidebilirsiniz, gezebilirsiniz fakat kendi içinde sektöre çevrilmiş bir güvenlik anlayışı var. Güvenlik şirketleri polis dahil herkesi koruyor. Mobese yok, güvenlik kamerası yok. İki güvenlik tutuluyor evler ve iş yerleri için. Konut alanları büyük duvarlarla ayrılmış. Mahalle, sokak ya da ilçe büyüklüğünde alanlar güvenlik gerekçesiyle ayrımlı. Beyazlar ve siyahlar birbirlerin alanına giremiyor. Zenginleşen siyahlar beyazlaşıyor. Gündem maddelerinden biri de yoksul beyazların nerede yaşayacağı çünkü otobüse bile binemiyorlar.
GAC’de dini özgürlükler var. Johannesburg merkezinde birkaç kilise var. Hintli Müslümanlar ülkede birçok cami yaptırmış. Son yaptırdıkları cami şehir merkezinde. Hint ve Malezya kökenli göçmenler vesilesiyle İslam ile tanışmış bölge.
MİLLETİN ANNESİ WİNNİE
Winnie Madikizela Mandela, Mandela’nın ikinci karısı. Güçlü ve lider bir kadın. Hakkında yazılmış birçok kitap, adıyla anılan enstitüler var. Mandela tutuklu olduğu yıllarda siyahi kadınları beyazların evine hizmetçi olarak yolluyor, onlardan beyazların hayatına dair tüm detayları öğreniyor. Sonra ‘Beyazları malları dışında hiçbir şeyle korkutamayız’ diyerek silahlı mücadeleyi başlatıyor. O sırada ANC dağılmış bir durumda, Winnie topluyor insanları. Hayatında başka biri olduğu için Mandela da Winnie’den ayrılıyor. Bir kızları büyükelçi. Mandela ailesinin iç işleri biraz karışık. Birbirleriyle konuşmuyorlar.
GÖKYÜZÜNDE PİKNİK
Pazardan pazara… Kent halkı hafta sonunda yemek, içmek, rahatlamak için hafta sonunda bunu yapıyor. Braamfontein’deki otopark alanında tıpkı Cape Town’daki gibi pazar kuruluyor. Hızla pazarı turlayabilirsiniz. Izgara peynir, Kore usulü havuçlu kek gibi özel lezzetlerden yiyebilirsiniz.
Daha fazla pazar mı görmek istiyorsunuz? Maboneng Precinct kentin yeniden hayat kazanan en heyecan verici bölgelerinden. Galeriler, restoranlar, butikler dolup taşıyor. Pazarları ‘Market on Main’ iştah açıcı hale geliyor, tezgahlarda krepler, paellalar, krepler pişiriliyor. Giysi, çanta, tişört tezgahlarında pek çok hediyelik alternatifi var. ‘Picnic in the Sky’ turuna katılabilirsiniz. Saat 11.00’de pazarda buluştuğunuzda organizatörler size piknik sepetinizi veriyor. Pazardaki tezgahlardan istediğinizi satın alıp sepetinizi hazırlayın. Daha sonra kıtanın en yüksek binası Carlton Center’ın 50’nci katına çıkıp, gökyüzünde pikniğin tadını çıkartabilirsiniz.