Çevreyi korumak için tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmenin ve çöpümüzü sıfırlamanın öneminden bahsedip duruyorum. Özellikle de plastik atıkları sıfırlamak gerektiğini; çünkü doğada yüzyıllarca kaybolmadığı gibi her dakika yenisi üretiliyor ve toprağı, havayı ve su kaynaklarını kirleterek ekolojik dengeyi bozuyor. Ancak zararı olan tek atık çeşidi plastik değil. Çöpe attıklarımız içerisinde belki de en iç acıtanı, yiyecek atıklarıdır.
Doğal kaynakların küresel dağılımındaki adaletsizlik sonucu, dünyanın bir köşesinde çocuklar besin yetersizliğinden kaynaklanan sebeplerle hayatlarını kaybederken, başka bir yerinde her yıl 240 milyon ekmek dilimi çöpe atılıyor. Bu akıl almaz israfın sadece sosyolojik değil, çevresel ve ekonomik sonuçları da var.
Gıda israfının çevresel ve ekonomik etkileri
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agricultural Organization of The United Nations, FAO) güncel raporuna göre:
- Küresel gıda israfı hacminin 1.6 milyar ton olduğu tahmin edilmekte.
- Gıda israfının karbon ayak izinin, yılda atmosfere salınan 3.3 milyar ton CO2‘e eşdeğer olduğu tahmin edilmekte.
- Her yıl kaybedilen veya boşa harcanan yiyecekleri (250 km3) üretmek için kullanılan toplam su hacmi, Rusya’nın Volga Nehri’nin yıllık akışına veya Cenevre Gölü hacminin üç katına eşit.
- 1.4 milyar hektar arazi (dünya tarım alanının yüzde 28’i) her yıl kaybedilen veya boşa harcanan yiyecekleri üretmek için kullanılmakta.
- Tarım, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği tarafından izlenen risk altındaki bitki ve hayvan türlerine yönelik tehditlerin çoğundan sorumlu.
- Gıda atıkları depolama alanlarından kaynaklanan metan emisyonları, atık sektöründen kaynaklanan en büyük sera gazı emisyonu kaynaklarından birini temsil etmekte.
- Gıda israfının (balık ve deniz ürünleri hariç) doğrudan ekonomik sonuçları (sadece ABD’de) yıllık 750 milyar dolar seviyesine ulaşmakta.
Gıda israfı ciddi bir sorun ancak her küresel problemde olduğu gibi, bireysel çabalarımızla bu sorunu çözmek çok kolay. Gıda israfını engellemek için sistematik olarak yapmamız gerekenleri üç ana başlık altında ele aldım: organize etme, depolama ve değerlendirme.
Organizasyon
1. Öğün planlama: Haftalık bir yemek planlaması yapmak, o hafta pişireceğiniz öğünler için hangi malzemeye ne miktarda ihtiyaç duyacağınızı önceden bilmenize olanak sağlar. Böylece, ihtiyacınızdan fazlasını satın almamak kolaylaşır.
2. Envanter çıkarma: Öğünlerinizi planladınız. Bu mönüyü çıkarmak için gerekli malzemeler evde var mı? Varsa ne kadar var? Elinizde olanları önce kullanıp bitirirseniz, bu malzemelerin çürüyüp ziyan olmasını engeller ve alışverişte hangi malzemeden ne kadar almanız gerektiğini görebilirsiniz.
3. Alışveriş listesi: Alışverişe çıkarken liste yapmanın pek çok avantajı var. Alacaklarınızı unutmanızı engellemenin yanı sıra, ihtiyacınız olmayan ürünlerin cazibesine kapılmanızın da önüne geçer. Böylece hem tasarruf yapmanız kolaylaşır, hem de gıda israfı azalır.
Depolama
1. Dönüşümlü depolama: Buzdolabında ya da kilerde, gözümüzün ilk gördüğü ve elimizin ilk gittiği ürünler hep göz hizasındaki raflar ve rafların ön kısımlarıdır. Bu durumu yiyeceklerin ziyan olmaması için lehimize kullanabiliriz. Tüketim tarihi sona yaklaşan ve hızla tüketilmesi gereken gıdaları göz hizasına yakın rafların önlerine koyarak, başka ürünlerin arkasında kalıp unutulmalarını ve bozulup çöp olmalarını engelleyebilirsiniz.
2. Dondurucuda depolama: Yakın zamanda ihtiyaç duymayacağınız gıda ürünleriniz varsa, yiyeceğin cinsine uygun bir yöntem ile dondurucuda saklayabilirsiniz.
3. Meyve ve sebzeler: Meyve ve sebzeleri buzdolabında veya kilerde yan yana saklamayın. Meyveler, sebzelerin daha hızlı olgunlaşmasını veya filizlenmesini sağlayabilen etilen gazı üretir, bu yüzden birbirlerinden uzak durmaları, taze kalma sürelerini uzatacaktır. Pek çok kişinin sıklıkla buzdolabında muhafaza ettiği salatalık ve domates aslında oda sıcaklığında saklanması gereken besinlerdir. Yine benzer şekilde oda sıcaklığında tuttuğumuz kuruyemişler ve beyaz un da aslında buzdolabında daha uzun süre tazeliğini korur. Meyve ve sebzelerinizi doğru bir şekilde saklamayı öğrenmek buzdolabınızdaki ve kilerinizdeki yiyeceklerin ömrünü uzatacaktır.
- Buzdolabında saklanması gerekenler: Olgunlaşmış muz, kuruyemişler, kuru meyveler, hazır soslar (ketçap, mayonez, soya sosu vb.), mısır koçanları, buğday unu, yağlı kahvaltılık soslar (salça, fıstık ezmesi, kakaolu fındık kreması –özellikle de koruyucu katkı maddeleri içermiyorsa, ev yapımıysa), yufka, lavaş.
- Oda sıcaklığında saklanması gerekenler: Olgunlaşmamış muz, soğan, sarımsak, salatalık, domates, patates, bal, kahve, ekmek, ananas.
- NOT: Yumurtaların buzdolabında saklanması sakıncalı değil ancak gerekli de değil. Buzdolabında muhafaza etmek yumurtaların kullanım süresini artırmadığı gibi, oda sıcaklığında saklamak da bu süreyi kısaltmıyor.
4. Saklama kaplarının gücü: Cam ya da plastik olması fark etmez, şeker, baharat, un, tahıl ve baklagiller gibi kuru gıdaların hava geçirmeyen kaplarda saklanması onları böceklenmekten ve bozulmaktan korur.
Değerlendirme
1. Malzemeleri “kökten uca” kullanmak: Kabak dolması yapıp içini oyduğunuz kabak içlerini çöpe mi atıyorsunuz? Bir gıda ürününün her bir zerresini değerlendirmek, yiyecek israfını engellemenin önemli bir adımıdır. Hem o gıdayı üretmek için gecesini gündüzüne katan çiftçilere duyulan saygıdan, hem de satın aldığımız üründen alabileceğimiz en yüksek verimi almak için. Kabakların oyulup atılan iç kısmını sebze çorbasına katmak, kerevizin saplarının suyunu sıkıp içmek, tavuğun kemiklerinden kemik suyu yapmak ve daha akla gelmeyen pek çok şekilde gıda ürünlerini kökten uca kullanabilirsiniz.
2. Yumuşamış meyveler ve sebzeler: Kalitesini kaybetmeye başlayan meyveleri yemek pek zevkli değildir. Onları meyveli yoğurt, smoothie, kek, tart, reçel ya da meyve suyu yapmak için kullanarak ziyan olmalarını önleyebilirsiniz. Kalan tek tük meyve ve sebzelerin suyunu sıkmak güzel bir değerlendirme biçimi, ancak suyunu sıktıktan sonra posasını atıp israf etmeyin. Havuç posasından havuçlu kek, elma posasından elmalı kurabiye, yeşil sebze posalarından çorba ya da sebze köftesi yapabilirsiniz.
3. Meyve-sebze kabukları: Muz kabuklarını birkaç gün suda bekletirseniz, bitkileri sulamakta kullanabileceğiniz potasyum içeriği yüksek, akışkan bir gübre elde edersiniz. Narenciye kabuklarından, temizlikte kullanabileceğiniz sirke yapabilirsiniz. Yine elma kabuklarını, (çekirdeklerini ayırıp) içini ve sapını da elma sirkesi kurmakta kullanabilirsiniz. Karpuz kabuklarından turşu kurmayı deneyin, şaşırtıcı şekilde lezzetli oluyor.
4. Bayat ekmekler: Dünyada en çok israf edilen gıda türüdür ekmek. Dünya çapında yılda 240 milyondan fazla ekmek dilimi çöpe gidiyor. Bayat ekmek somununun dışını hafif nemlendirerek birkaç dakika fırınlamak, bayat ekmekleri canlandırır. Bunun yanı sıra bayat ekmekleri küp küp kesip biraz da baharatla tavada yağda çevirerek çorbalara ekleyebileceğiniz kıtır ekmekler yapabilir ya da ekmekleri tamamen kurutup ufalayarak galeta unu elde edebilirsiniz.
5. Dünden kalan yemekler: Bir kase nohut, bir avuç tavuk sote, azıcık salata arttıysa o malzemeleri içine katabileceğiniz yemekler pişirin ve artanları değerlendirip yepyeni lezzetler keşfedin. Bunun için internetten tarifler araştırabilir ya da uygulamalar kullanabilirsiniz.
- Kompost yapma
Bir gıda ürününün kullanabileceğiniz her bir zerresini kullanmanıza rağmen elinizde yine de atık kaldıysa, son çare olarak kompost yapabilir ve bu atıkların metan gazı çıkararak havayı zehirlemesi yerine toprakta çözünerek azot döngüsüne katkıda bulunmasına yardım edebilirsiniz.
Gıda israfını engellemek bireysel ve küresel ekonomi için olduğu kadar, doğal kaynakların heba edilmemesi ve karbon emisyonunun azaltılması açısından da önemli. Bireysel olarak üzerimize düşenleri yapar ve yiyecek atıklarımızı minimuma indirebilirsek, tahmin ettiğinizden daha etkili bir değişim sağlayabiliriz.