Yılın en uzun gecesinin yaşandığı Kış Gündönümü, eski çağlardan beri birçok sembolik anlamı da bünyesinde barındırıyor.
Kış Gündönümü, Kuzey Yarıküre’de yılın en uzun gecesinin ve en kısa gündüzünün yaşandığı günde, Güneş ışınlarının dünyanın aldığı pozisyon itibariyle, Oğlak Dönencesi’ne tam dik bir açıyla geldiği anda gerçekleşir. Güney Yarıküre’de ise tam tersi gerçekleşeceği için, en uzun gün ve en kısa gece yaşanır.
Her yıl Dünya’nın hareketi tam olarak takvim yılıyla eşzamanlı olarak ilerlemediğinden, gündönümlerinin de tarihleri değişkenlik gösterebilir. Aralık’ın 20’si ile 23’ü arasında değişen Kış Gündönümü tarihi, bu yıl tam 21 Aralık’a denk düşüyor. Güneş ışınlarının dik geldiği zaman tüm gün sürmeyip yalnızca bir anda gerçekleşiyor.
Gündönümü (solstice) kelimesi, Latince’de ‘güneşin sabit durması’ anlamına geliyor. Güneşin çok uzaklardan dimdik üzerimize düştüğü bu özel güne, antik kültürlerde de farklı anlamlar yüklenmiş.
Kuzey Yarıküre’de kış mevsiminin başlangıcı olarak da görülen bu tarih, çok eski çağlardan beri kutsal kabul edilen günlerden biri. Güneş’in gezegenimizden en uzak konumda olması, en uzun karanlık gecenin yaşanıyor oluşu, gündüzlerin uzamaya başlaması ile ilgili çok çeşitli sembolik anlamlar, birçok kültürde yer eden ritüellere temel oluşturuyor.
2020 yılında, 21 Aralık’ta ilginç bir gök olayı daha gerçekleşmişti. Bir süredir gökyüzünde yan yana seyrettiğimiz Satürn ve Jüpiter, git gide birbirine daha yakın hale gelmiş ve tam da 21 Aralık’ta, Dünya’dan çok yakın bir konumda, neredeyse üst üste görülmüşlerdi; bu da iki gezegeni tek bir yıldızmış gibi görmemize neden olmuştu. Bu ilginç gök olayı, en son 17. Yüzyılda görülmüştü.
Yeni Güneş’i kutlamak
Eski pagan ve şaman kültürlerinde Kış Gündönümü, güneşin yenilendiği ve uzamaya başlayan günlerle birlikte yeni umutların selamlandığı bir zaman olarak kutlanırdı. Aynı zamanda birçok kültürde yılın en uzun gecesinde karanlığın ve karanlık güçlerin de yeryüzünde dolaştığı düşünüldüğünden, gece boyunca insanlar bir arada kalır, büyük ateşler yakar ve yemek yiyip şarkılar söyleyerek karanlığa karşı dururlardı.
Pagan kültüründeki yılın önemli bayramlarından biri olan Yule, çam ağaçları, kırmızı-yeşil renkler ve bolluk bereker timsali meyvelerle sembolize edilirdi. Sonradan Hristiyan kültürü bu bayramı Noel olarak sahiplenip kutlamaya devam etti.
Benzer şekilde Druid kültüründe de Alban Arthan olarak kutlanan Kış Gündönümü, yıl boyunca eskiyen Güneş’i uğurlayıp Yeni Güneş’i selamlamak için gece boyunca yakılan ateşlerle ve ziyafetlerle kutlanırdı. Kış boyunca süren açlık, kıtlık ve karanlık artık uzayan günlerle birlikte yerini bolluğa ve berekete bırakırdı.
İngiltere’deki gizemli Stonehenge’in manası hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, buradaki taşlar da, Kış Gündönümü’nde güneşin batışını hizalayacak şekilde dizilmiştir.
Antik Roma kültüründe ise Saturnalia olarak festivalleşen bu gün, tarım tanrısı Satürn’ü onurlandırmak için kutlanırdı.
Sadece Batı’da değil, Doğu’daki kültürlerde de gündönümü bayramlarının yeri var. İran’da Yalda Festivali olarak kutlanan gün, İslam öncesi zamanlarda kadim güneş tanrısı Mithra’nın doğumunu ve karanlığa karşı zaferini temsil ederdi.