Bazen ciddi bir sorun olmamasına rağmen dikkatimizi toplamakta zorlanır, kaybolmuş hissederiz. Uzman görüşlerinden derlediğimiz bu öneriler böyle zamanlarda yardımcı olabilir.
Hepimiz bazen kendimizi kaybolmuş hissederiz. Böyle zamanlarda, ne zaman kendinizi dizlerinizin üzerine çökmüş, bitmiş, dibe çökmüş hissetseniz, kapıdan ilk çıkıp giden de yeniden ayağa kalkabileceğiniz hissi olur.
Deva bazen ya çok yemek olur ya hiç yememek. Yataktan çıkmamak, yeterince su içmemek… Bazen alkolde çözümü aramak… Kendine olan saygıyı ve sevgiyi tamamen kaybetmek… Bazen, umursamamak, çok daha kolay oluyor böyle durumlarda.
Ancak, biraz zamanda ilerleyince, bu klasik davranışların, dibe vurup da bir daha çıkamamaların hiçbir faydası olmadığına ikna oluveriyor insan. Hatta bu depresyon köşelerine çekilip de bir daha hiç çıkmama halleri, iyileşmekten ve ileriyi görmekten alıkoyuyor insanı. Yalnız elbette ki bunu anlamak da, anlamaya rağmen olumlu bir sonuç ortaya koyabilmek de çok zor. İşte biz de sizler için bazı başlıklar derledik. Bu başlıklarda basit ama etkili bir takım yöntemler bulacaksınız. Bu yöntemler belki de baştan sağlamanızı yavaş da olsa sağlamaya başlayacaklar ve depresyon köşesine çekilmeden, dibe vurma hissini, kaybolmuşluk hissini azaltmanızı sağlayacaklar.
Kendinizi motive olamadığınız için suçlamayın; böyle olmasına izin verin
Her zaman motivasyon denilen duygunun ışıl ışıl parlayan ve bizi doğru yere götürecek olan duygu olduğunu düşünmüşüzdür. Ne olursa olsun, durum ne olursa olsun motivasyon yerinde olduğu sürece her şeyi başarabileceğimize inanırız. Hele de yapılması gereken şey çok ama çok önemliyse, hep motive olmalı ve onu yapmayı hep çok istemeliyim, değil mi?
Aslında pek de değil.
Zaman geçtikçe insanın düştüğü de olur kalktığı da. Bazen o kadar düşmüş hissedersiniz ki bir köşede sadece durmak istersiniz çünkü yürümek çok meşakkatlidir. Bazen durmayı, durmanız gerektiğini kendinize söyleyin. Bundan suçluluk duymayın. Kendinize durmak ve dinlenmek, nefes almak için zaman ve mekan ayırın, kendinizi yeniden hareket etmeye kademeli olarak ikna edin ve adımlarınızın sizi nereye götürmesini istediğinize karar verin.
Kalkar kalkmaz gününüz için amaçlar belirleyin
Hayat size o bilindik oyunlarını oynamaya başladığında en önemli hissiyatınız amaçsızlık olmuyor mu? Günün en önemli saati bu durumlarda uyandığınız ilk andır. Eğer bir saniye düşünüp kendinizi bir şeye adar, basit bir şey planlarsanız, en basitinden olumsuz şeyler yerine olumlu şeyler düşünürseniz, gününüz biraz daha iyi geçebilir:
- Hayatta sahip olduğunuz ve şükredeceğiniz 3 şeyi düşünün. Bunu uyanır uyanmaz yapın ve şükredin. İyi gelecektir.
- Önünüzde duran gün için basit bir amaç belirleyin. Basit bir sorunu nasıl çözeceğinizle ilgili düşüncelere dalın mesela. Ya da basitçe, o gün kendinizi daha neşeli hale getirmek için ne yapabileceğinizi düşünün.
Bu düşündüğünüz şeylerin zor ya da meşakkatli olmasına gerek yok. Sizin için bir anlam ifade etsin, yeterli.
Yeterli ve kaliteli uyumayı öncelik haline getirin
Uzun zamanlar boyunca stres dolu bir yaşantı sürdüğünüzde, anksiyete bozukluğu en yakın arkadaşınız oluveriyor. Anskiyete bozukluğu da uyumayı, uykuda kalmayı zorlaştırıyor.
Düzenli bir uyku düzeni anksiyetenin rahatlamasında en önemli etkenlerden bir tanesi. Kendinizi iyi hissettikçe asıl önemli olanın uyku olduğunu ve bunu öncelik olarak hayatınıza sokmanız gerektiğini anlayacaksınız:
- Saat 8’de bilgisayarı kapatın
- Her gece yatağa aynı saatte gidin
- Kafeinden mümkün mertebe uzak durmaya çalışın.
- Yatmadan önce günün stresinden sizi uzaklaştıracak ve sizi yatıştıracak aktiviteler yapın, okumak, telefonla konuşmak, meditasyon yapmak gibi…
Eğer 7 saatlik gece uykusunu kesintisiz almakta zorlanıyorsanız bu tarz aktiviteler uykunuzun uzamasını da sağlayacaktır.
Duygusallık yerine mantığa odaklanın
Eğer bütün hayatınızı mizacı duygusal bir insan olarak geçirdiyseniz o zaman yaşadığınız tüm problemleri bu gözle görmeniz mümkün, çok çabuk depresyona girmeniz ve devayı yemek yemekte bulmanız mümkün.
Depresyon köşesine koşup saklanmanın ancak ve ancak işleri daha kötü yaptığı ortada. Duygusallığı beslediğiniz müddetçe o köşeden gidemeyeceksiniz.
Ne zaman ki o şarap şişesi size cazip görünmeye başladı, kendinize bunun probleminize ne faydası olduğunu sorun. Kendinize cevap veremediğiniz her durumda aslında mantıksız bir yolda olduğunuzu da fark edeceksiniz.
Hareketin gücünü hafife almayın
Vücudunuz ve siz bir bütünsünüz ve bu iki varlığın birbiriyle müthiş bir senkron içerisinde çalışması söz konusudur. Depresyon köşesine çekildiğinizde bu senkron bozulur ve işler istediğiniz gibi gitmemeye başlar. Şunu unutmayın ki beden ve ruh bu uyumu kaybederse zaten mutlu olamazsınız.
Spor ve egzersiz demek her zaman bedeni fit tutmak ya da kasları çalıştırmak maksadıyla yapılmamalı. Spor çoğu zaman zihninizin bedeninizi anlamaya çalışmak için gösterdiği çabadır. Sporla yapılandırılmış direnç yalnızca vücut için değil ruh için de sonsuz bir güç kaynağına dönüşür.
Her gün sizi daha güçlü yapacak yeni bir şey öğrenin
Ne zaman boğazınıza düğümlenen o acı hissiyle debelenseniz, iç sesiniz size bununla baş edemediğinizi çünkü buna yeterli yeteneğinizin, iç görünüzün ya da zihninizin mevcut olmadığını söyler.
Bu yüzden aslında insanların kendine hedefler koyması gerekir. Aslında kendini geliştirmeyle ilgili değildir bu, zihnin odak noktasını kaydırmakla ilgilidir. Sizden daha çok bilen, sizden daha çok görmüş, sizden daha fazlasını yaşamış birinin fikirlerini ve iç dünyasını dinlemek hem size bir dizi yeni şey öğretecektir hem de zihninizi meşgul tutacaktır ve böylelikle daha fazla kötü şeyleri düşünemeyeceksiniz.
Bu hedeflerin öyle büyük olmasına gerek yok, ufak ufak hedeflerle başlamak yeterli olur. Ancak zamanla bu ufak hedeflerin etkilerinin ne kadar büyük olduğunu siz de göreceksiniz. Bu sizi zamanla daha güçlü yapacak, kendiniz ve yaşadıklarınızla ilgili daha güvenli olmanızı sağlayacak ve aldığınız kararların sağlığını arttıracaktır.
Kendinizi hissettiğiniz yer ne kadar uzak olursa olsun, ne kadar kaybolmuş olursanız olun şunu unutmayın; geri dönüş yolu her daim var. Bir tek şeyden emin olmak zorundasınız, o dönüş yolu hep sizin içinizden başlıyor, başka bir yerden değil.