Toprakta bulunan, Mycobacterium vaccae isimli sağlıklı bakterinin serotonin salınımını tetiklediğini biliyor muydunuz?
Daha önce hiç yeşile bakmanın ruhunuza iyi geldiğini düşündünüz mü? Toprakta yalın ayak yürüdüğünüzde sebepsiz bir mutluluk hissettiniz mi? Ya da şehir hayatını bırakıp bir sahil kasabasına taşınmayı? Bilim dünyası doğayla bağlantılı tüm bu iyi hissetme hallerini anlatmak için ekoterapi kavramını kullanıyor.
Ekoterapi, insanların çevreleriyle ve doğayla derin bağları olduğu fikrine dayanan bir yaklaşım. Doğa terapisi olarak da bilinen bu yaklaşıma göre yaşam ancak doğayla bir bütün halinde var olabilir. Aynı düşünce tarzına göre, bu bağlantıyı besleyememek, mutluluğunuza özellikle de zihinsel sağlığınıza zarar verebilir. Ekopsikoloji gelişmekte olan bir alan olsa da uzmanlar, doğada vakit geçirmenin zihinsel sağlık üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu konusunda hemfikir. Peki ekoterapinin bedensel ve zihinsel sağlık üzerindeki faydaları nelerdir? Detaylara birlikte bakalım.
Ekoterapinin türleri nelerdir?
Ekoterapi sadece sahilde ya da ormanda yürümek gibi basit aktiviteleri içerebilir. Aynı zamanda bir terapistin rehberliğinde yapılandırılmış faaliyetler bütünü de ekoterapi olarak adlandırılır. Bu tedavi yaklaşımının hangi türünü seçerseniz seçin size iyi geleceğine eminiz! Ekoterapi yaklaşımlarından bazıları şöyle:
Topluluk bahçeciliği veya çiftçilik: Komşularla ortak arazide bahçecilik yapmak, kendi ürünlerinizi büyütme, ilişkiler kurma ve dışarıda çalışarak zaman geçirme şansı sunar. Aynı zamanda bazı ekoterapi programları, hayvanlara veya ekinlere bakmak gibi temel çiftçilik görevlerini de öğretir.
Vahşi doğa veya macera terapisi: Ruh sağlığı tedavisine yönelik olan bu yaklaşım; gençlere ve genç yetişkinlere akranlarıyla birlikte vahşi doğada kamp kurup yürüyüş yaparken zihni kontrol etme tekniklerini ve terapötik becerileri öğretir.
Park reçeteleri: Birçok psikiyatri uzmanı, insanların her hafta belirli bir süre parkları ziyaret etmelerini veya diğer açık hava etkinliklerini öneriyor.
Orman banyosu: Parkta bir yürüyüşten biraz daha fazlası olan bu uygulama, ormanlarda veya benzer şekilde ağaçların yoğun olduğu ortamlarda dolaşırken beş duyunuzu aynı anda harekete geçirmeyi amaçlıyor.
Hayvan destekli terapi: Uzmanlara göre, hayvanlarla vakit geçirmek stresle baş edebilmenin en önemli yollarından biri.
Açık havada meditayon ya da yoga: Yoga ve meditasyonun ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri bilinen bir gerçek. Ancak açık havada yapıldığında olumlu etkilerinin daha fazla olduğu belirtiliyor.
Çoğu ekoterapi uygulamasında doğayla iki yönlü bir ilişki kurulur. Doğa size iyi gelirken, siz de doğaya iyi gelirsiniz. Çünkü doğada vakit geçirdikçe güzelliğinin bozulmaması için mücadele etmeye başlarsınız. Bireysel geri dönüşüm ya da karbon ayak izini azaltma gibi küçük çabalar dahi size ve doğaya fayda sağlayabilir.
Ekoterapinin faydaları nelerdir?
İnsanların doğaya dönmesi fiziksel ve ruhsal anlamda bireylere birçok güzellik sunuyor. Doğada vakit geçirmek; kan basıncını ve stres seviyesini düşürüyor, nefesi derinleştiriyor, zihni dinginleştiriyor ve beden sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Ekolojik tedavinin diğer avantajlarına kısaca bir göz atalım:
Sosyal bağlantı için muhteşem bir fırsat
Doğayla bütünleşmek sizi iyi hissettirebilir. Ancak biraz sosyalleşmeye de ihtiyaç olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ekolojik tedavi genellikle grup terapisi şeklinde gerçekleşir. Bu ise yeni insanlarla bağlantı kurmanıza yardımcı olur. Örneğin topluluk bahçeciliği yapmak istiyorsunuz. Bu sizi hem doğaya döndürecek hem de dayanışma duygunuzu artıracaktır.
Egzersiz yapma motivasyonunu artırır
Ekoterapi uygulamalarının tamamı fiziksel aktiviteyi destekler. İlk başta yorucu görünmeyen bahçecilik dahi bol miktarda hareket etmeyi gerektirir. Egzersiz, uyku düzenine iyi geleceği gibi zihinsel sağlık üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir. Sadece yarım saat açık havada yürüyüş yapmak dahi kötü ruh halini anında ortadan kaldırabilir. Gün ışığına daha fazla yararlanmak kaygı ve depresyon gibi hastalıklar üzerinde doğrudan olumlu etkiye sahiptir. Kendinize ve doğaya iyilik yapmak için plogging (spor yaparken çöp toplamayı ifade eden bir terim) yapmayı dahi deneyebilirsiniz.
Farkındalığınız artar
Doğada zaman geçirdiğinizde çevrenizi deneyimlemek için duyularınızı daha fazla kullanırsınız. Kuş cıvıltıları ya da yaprak hışırtısı gibi sakinleştirici sesler, günlük yaşamın stresinden uzaklaşmanıza yardımcı olabilir. Zihniniz düşüncelerle doluyken, kendinizi doğaya çevirmek şimdiki zamana odaklanmanıza imkân sağlar.
Ekoterapinin faydaları hakkında araştırmalar ne diyor?
Odaklanma ve yaratıcılık:
2018 yılında yapılan bir çalışma; kırsal kesimlerde yaşayan çocukların kentlerde yaşayan çocuklara kıyasla strese daha fazla dayanıklı olduğunu ortaya koyuyor. Bu çalışmaya göre kırsal kesimde yaşayan çocuklar daha yüksek öz değere ve gelişmiş konsantrasyon yeteneğine sahiptir.
Travma sonrası stres bozukluğu:
Ekoterapi, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bireyler üzerinde ümit verici etkilere sahip. 2017 yılında travma sonrası stres bozukluğu olan bir grup gazi, ekoterapiye başladı. Geleneksel terapi yöntemlerinden yanıt alamayan gazilerin tamamı ekoterapi sonrası kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtti.
Stres:
2010 yılında yapılan bir araştırma, doğadaki seslerin zihni sakinleştirdiğini ve stresi yönetmeye yardımcı olduğunu ortaya koyuyor.
Kendi başınıza deneyebileceğiniz teknikler
Ekoterapi çoğunlukla alanında uzman bir terapistin rehberliğinde gerçekleşir. Ancak bazı küçük noktalara dikkat ederek siz de kendi doğa temelli sağlık uygulamanızı oluşturabilirsiniz.
Gayri resmi bir çöp toplama kampanyası başlatın
Günlük yürüyüşe çıktığınızda yanınıza torba ve eldiven alarak mahallenizdeki çöpleri toplayabilirsiniz. Böylece doğa size iyi gelirken siz de doğaya iyi gelirsiniz. Muhtemelen bu süreçte sizin gibi düşünen insanların dikkatini çekeceksiniz ve onları cesaretlendireceksiniz.
Kazmaya başlayın!
Toprakta bulunan, Mycobacterium vaccae isimli sağlıklı bakterinin serotonin salınımını tetiklediğini biliyor muydunuz? İşte bahçeciliği deneyimlemek için harika bir neden. Torağın ve büyüyen bitkilerin kokusunu içinize çekmek için hemen bir bahçecilik topluluğuna katılın.
Doğanın karanlık tarafını keşfedin
Gece kuşu musunuz? O zaman gece başlayan doğa terapileri tam size göre! 2014 yılında yapılan bir çalışma, gece yapılan ekoterapinin gündüz terapisiyle aynı faydalar sunabileceğini gösterdi. Bu nedenle akşam dizi ve film izleyerek vakit geçirmek yerine dışarı çıkabilir ve yıldızların gözlerinizi kamaştırmasına izin verebilirsiniz.
Ağaçların arasında bir gün geçirin
Şehir hayatı ve betonlaşmanın ormanlarımızı yok ettiğinin farkındayız. Yakın çevrenizde ağaç zengini bir bölge olmasa da orman banyosunu deneyimlemek için birkaç saatlik yolculuğu göze alın! Siz ormandayken bırakın ayağınız sizi dilediği yere götürsün. İşaretli yollarda kalmanız şartıyla Gördüklerinize, kokladıklarınıza ve doğanın muhteşem sesine dikkat edin. Ellerinizi ağaçlara, yapraklara ve toprağa değdirmekten korkmayın. Temiz havanın ciğerinize dolmasına izin verin. Bir ağacın altında kitap okuyun ya da aynı ağacın altında meditasyon yapın. Tek amacınız yeşilliğe kendinizi kaptırmak olsun.
Aktivitelerinizi dışarıya taşıyın
Doğal alanlara ayıracak bol zamanınız yoksa hiç sorun değil. Bir ormana ya da sahile yolculuk yapamasanız bile günlük etkinliklerinizin bazılarını dışarıya taşıyarak doğayı rutin programınıza dahil edebilirsiniz. Genellikle evde ya da spor salonunda egzersiz yapıyorsanız, bisiklete binmeyi ya da parklardaki parkurda koşmayı deneyin. Dışarıda kitap okumaktan çekinmeyin! Evde kitap okumak için ayırdığınız vakti ağacın altında geçirin. Günde en az iki öğün yemek yiyoruz… Öyleyse neden piknik yapmayalım? Piknik yaparken arkadaşlarınız ya da ailenizi de davet edebilirsiniz. Böylece öğününüzü sosyal bir deneyim haline getirirsiniz. Doğaya dönük bir yaşam için daha fazla zamana ihtiyacımız yok! Çevre hakkında yeni şeyler keşfetmek için bahanelere meydan okumamız ve istekli olmamız yeterli olabiliyor.