Dünya dinamiklerinin her gün yeniden değiştiği bir döneme girdik. Covid-19 salgını, Fransa başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin İslamofobik yanılgılarla Müslüman nefretinin yükselişe geçmesi, Suudi Arabistan yönetiminin içinde bulunduğu tutum, Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı başlattığı işgaller… Her tablonun, her senaryonun içinde Türkiye’nin konuşulması… Hiç birisi tesadüf değil. Kartlar yeniden karılıyor. Küresel dünya artık küresel değil. Pek biz bu hikayede ne yapıyoruz?
Covid-19 salgını hepimiz için kişisel değerlendirme süreci oldu aslında. Bireyselden küresele uzanan geniş bir çerçevede biz ne yapıyoruz dedik. Kendini dinlemenin, öz eleştiri yapmanın çoktan vakti gelmişti. Etrafımızdaki hemen herkesin problem analizi yaptığı bir dönemdeyiz. Dünyanın durumu neden böyle, şiddet neden arttı, boşanmalar neler çoğaldı, kadın konusunu neden bu kadar sık konuşuyoruz… Tüm bunlar üzerine saatlerce analiz yapılıyor. Fakat çözüm nerede? Hayatı hangi tuşa basıp yeniden kurgulayacağız? Nasıl format atacağız beyinlerimize. Nasıl yeniden başlayacağız…
Yeniden başlamanın rengi turuncudur. Kasım yeniden başlayacaklar için tam da zamanıdır. Ağaçtan düşen yaprak sarıdan turuncuya dönmüştür, evlerin bacası tütmeye başlamıştır, trafik sıkışmış, caddeler telaşlanmıştır. Kasım tam da başlangıçların ayıdır. Dünyada pek çok değişim yaşanırken en iyi bildiğimiz duygulardan, en güçlü bulduğumuz inandıklarımızdan başlayarak ‘yeniden’ diyebilmeliyiz.
Her şeye rağmen yeniden başlayacağız. Doğru bildiklerimizi son ses tekrarlayacağız. Şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Dünyanın islamofobiaya teslim olmasına müsaade etmeyeceğiz. Salgınla hep birlikte mücadele edeceğiz.
Kasım turuncu bir aydır. Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır.
Turuncu başlangıçlarınız olması duasıyla…
