Türkiye’nin güzellikleri sadece bizi değil turistleri de cezbediyor. Yurt dışından gelenlerin akın ettiği ve benzeri dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan 10 yeri listeledik. Aralarında henüz gitmediğiniz var mı?
-
Kelebekler Vadisi, Fethiye
Akdeniz ve Ege boyunca uzanan, insanlık tarihinin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış sahil kıylarında saklı hazineler bulunuyor. Bunlardan biri de Kelebekler Vadisi. Sadece tekne ile ulaşılabilen kum ve çakıl taşlı koyda kamp alanları bulunuyor ve yoga dersleri yapılıyor. Likya Yolu yürüyüşçülerinin yukarıdan manzarasını izlediği bu sakin koydan içeriye ilerlediğinizde gür yeşillikler ve şelaleler arasından yürüdüğünüzde, koya adını veren 100’den fazla kelebek türünü ilkbaharda görebilirsiniz.
-
Efes, İzmir
Türkiye, İtalya ve Yunanistan’da, ilk çağ ve öncesine ait çok sayıda antik şehir bulunuyor. Bu antik yerlerin hiç kuşkusuz en büyüğü Efes Harabeleri. UNESCO tarafından koruma altına alınan şehrin tarihi 9 bin yıl öncesine uzanıyor. Yunan şehirlerinden biri olarak kurulan Efes daha sonra Helenlerin eline geçti. Romalılardan günümüze kadar kalan Efes’te tüm bu tarihi süreçlerin izleri bulunuyor. Dünyanın 7 harikasından biri sayılan Artemis Tapınağının da bulunduğu Efes’te dev anfitiyatrolar, tapınaklar ve hala ayakta duran Celsus Kütüphanesi’ni mutlaka görmelisiniz.
-
Kaş, Antalya
Kurulduğu dağ yamaçları sayesinde büyüyemeyen ve coğrafi avantajı sayesinde bugün bile hala balıkçı kasabası olarak kalabilen Kaş, gerçek bir yeryüzü cenneti. Evler restore edilmiş, yenilenmiş ve beyaza boyanarak modern bir görüntü kazanmış. Sokaklarındaki rengarenk çiçekli ağaçlar, begonvillerle süslü ahşap balkonlar huzur veriyor. Akdeniz en berrak noktalarından biri olan deniz ise doyumsuz güzellikte. Kaş’ın dışına çıkarsanız arabayla Kaputaş Plajı’na gidebilirsiniz, tekne ile çıktığınızda Kekova’yı gezebilir ve su altındaki antik harabeleri şnorkelle dalarak keşfedebilirsiniz.
-
Tarihi Yarımada, istanbul
İstanbul’un Avrupa yakası, iki bin yıldan uzun bir süre boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yaptı. Hemen her sokağında, her semtinde geçmişin izlerini taşıyor. Hisar’dan Ortaköy Cami’ne, Çırağan ve Yıldız Saraylarından Dolmabahçe Sarayı’na geçebilirsiniz. Tarihi Yarımada ise özellikle Bizans ve Osmanlı dönemlerinin izleri, bu modern metropolün içinde hala yaşamakta. İstanbul’un en büyük şaheserleri tarihi camileri. Ayasofya bundan 1500 yıl önce katedral olarak inşa edilmişti. Camiye çevrildikten sonra özü korunan ve bir dönem müze olarak ziyaret edilen Ayasofya, tüm dünyanın hayranlığını topluyor. Süleymaniye Cami, Kapalı Çarşı ve Topkapı Sarayları turistleri büyülüyor.
-
Patara, Antalya
Yaklaşık 12 km boyunca uzanan Patara Plajı, ülkemizin en uzun ve en ünlü yerlerinden biri. Bir yanda uzanan uçsuz bucaksız kum, diğer yanda çam ağaçları, bataklıklar ve lagünler ile gerçek bir doğa harikası olan Patara’da doğal yaşamın izleri bulunuyor. Kuş yaşamı açısından zengin bir doğal park olmasının yanı sıra nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme yeri. Doğal yaşamın kırılganlığı nedeniyle koruma altında olan Patara’da, Apollo’nun oğlu tarafından inşa edilen antik kent bulunuyor. Tarihi kaynaklara göre Patara antik kentinde bir Apollo tapınağı olmalı ve kazılar devam ediyor.
-
Gümüşlük, Bodrum
Tatil cenneti olan Bodrum’dan kaçıp gizli ve nispeten sakin bir balıkçı kasabasına uğramak isterseniz gideceğiniz yer Gümüşlük olacaktır. Bodrum’dan hala tekneyle ulaşılabilen Gümüşlük, denizin kıyısına ve suyun içine yerleştirilmiş sandalyelerinde yemek yiyebileceğiniz benzersiz güzellikte restoranlarıyla meşhur. Su ürünleri ve balık yemek için en güzel noktalardan biri. Restoranların ve kasabanın yerel mimarisi, elle boyanmış kabak fenerleri ile muhteşem mütevazilikte bir güzellik sunuyor. Bodrum’da gün batımını izlemek için en güzel yer yine Gümüşlük.
-
Ölüdeniz, Fethiye
Türkiye’nin hemen tüm tanıtım posterlerinde fotoğrafları bulunan Ölüdeniz’in olağanüstü güzelliği dillere destan. Koyun etrafından kıvrılan kumun ortasındaki turkuaz suyun benzersizliği dünyaca meşhur. Belcekız Plajı’nın kumları, berrak sığlığı ve etrafını kaplayan yemyeşil ormanlar ile Ölüdeniz’i, Maldivler’e benzetenler haksız değil. Gökyüzünde uçan yamaç paraşütçüleri, manzaraya en güzel açıdan bakma şansına erişiyorlar.
-
Pamukkale, Denizli
Binlerce yıl boyunca yamaçlardan aşağı akan maden kaynakları ve mineraller, Büyük Menderes Vadisi’ndeki olağan üstü Pamukkale travertenlerini oluşturdu. Pırıl pırıl parlayan beyaz travertenlerin içindeki sığ, doğal ve mineral bakımından zengin havuzlar yamaçlarda terasa benzer balkonlar oluşturuyor. Görkemli görüntüsünün yanı sıra sağlık açısından da son derece önemli olan bu bol mineralli sular, Roma döneminde inşa edilen bir kaplıca kentinin antik kalıntılarını da barındırıyor. Mark Antony’nin Kleopatra’ya hediyesi olan sıcak su banyosunda yüzebilirsiniz.
-
Kapadokya, Nevşehir
İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olan Orta Anadolu’nun, Tunç Çağı’nda yeraltı şehirlerinde yaşayan insanlarının evleri olan Peri Bacaları, bal rengi kayaların uzandığı eşsiz bir tarihi manzaradır. Bu evler, yumuşak volkanik kayaların içine oyularak yapılan mağaralardı ve içinde kilise, manastır bile inşa edilmişti. Tamamı yerin altında olan bu benzersiz şehri gezmenin en güzel yolu ise sıcak hava balonları. Mağaraların içine inşa edilen otellerden birinde kalmak ise unutulmaz bir deneyim. Güneşin doğuşu ve batışında olağanüstü manzaralara tanıklık edebileceğiniz Kapadokya, dünyanın en romantik yerlerinden biri.
-
Balat, İstanbul
Saklı bir şehir turizmi bölgesi haline gelen Balat, özellikle fotoğrafçıların uğrak noktası. Kendine has dokusu, boyalı merdivenleri, sokak sanatı örnekleri, gökkuşağı tonlarında boyanmış teraslı ahşap evler, şemsiyeli gölgeli sokakları ile Balat benzersiz bir manzara ve keyif sunuyor. Köklü eski kafelerinde, dükkanlarında, sokaklarında gezebilir, şehrin en önde gelen sanat galerilerine göz atabilirsiniz. İstanbul’un az sayıdaki Arnavut kaldırımlarında bir sabah yürüyüşü unutulmaz olacaktır.
-
-