Hepimiz olayları deneyimler, bu olaylar hakkında düşünür, düşüncelerimizle ilgili duygular yaşar ve ardından nasıl hissettiğimize yanıt olarak harekete geçeriz. Bu aslında üzerinde çok az kontrolümüz olan otomatik bir deneyim gibi görünebilir, ancak durum böyle değildir.
Dünyayı nasıl ele aldığımıza dair olan süreci yavaşlatabilir, düşüncelerimizi ve duygularımızı eleştirel bir şekilde inceleyebilir ve ardından sağlıksız inançları değiştirebiliriz; böylece verimli etkileşimler yaşayabiliriz. Bunun gibi düşünce değiştirme egzersizlerini tutarlı bir şekilde uygulamak, içsel olarak daha dengeli hissetmeyi ve ilişkilerde daha iyi sonuçlar elde etmeye de yardımcı olacaktır.
Bu egzersizlere başlamak için, bir deneyim yüzünden stresli veya üzgün hissettiğiniz zamanlar iyi bir fırsat olabilir. Bu üzüntü ve stres hali, zorluğa yol açan ve gerçekten neye inandığınızı daha iyi anlamak için incelemeye değer şeyler olabilir.
Örneğin, gündemi takip ederken stresli hissediyorsanız, kendinize işlerin asla daha iyi olmayacağını söylüyor olabilirsiniz; bu da depresif ve umutsuz hissetmenize yol açarak kendinizi izole etmenize ve sevdiğiniz şeyleri yapmayı bırakmanıza neden olabilir. Durumu daha yakından inceleyebilirsek, bazı şeylerin yavaş yavaş iyileştiğini ve tünelin sonunda bir ışık olduğunu belirlemek de mümkün olur. Bu içsel değişim sayesinde biraz rahatlama ve umut hissetmek bizi yeniden hayata bağlar.
Aşağıda, inançlarınızın ve duygularınızın daha fazla farkına varmanıza ve kendinizi daha yararlı bir duruma geçirmenize yardımcı olacak bazı basit düşünce değiştirme egzersizleri bulunuyor. Bunlar, güncel sorunlar veya dikkatinizi çeken günlük kişisel endişelerle baş etmek için etkili araçlar olarak kullanılabilirler:
1- Medya kısıtlaması
Olumsuz bilgileri ve haberleri ne kadar sık alırsanız, sinir sisteminiz üzerinde o kadar yoğun bir baskı oluşur. Bu da beynimizin içinde sürekli olarak devam eden bir tür dram diyaloğu oluşturur. Haberleri takip ettiğiniz zamanı kısıtlamak ve sadece güvenilir kaynaklardan bilgi edinmek üzere zaman ayırmak, bu karanlık içsel diyaloğu kontrol altına almanın iyi bir yoludur.
2- Düşüncelerinizi takip edin
Sessizce oturun ve zihninizi tüketen endişeler hakkındaki düşüncelerinizi fark edin. Bu düşünceleri yazın. Şimdi kendinize sorun, “hangi düşünceler doğru?” Bir not alın. Sonra kendinize şu soruyu sorun: “Hangi düşünceler faydalı ve zararlı?” Not alın. Son olarak, kendinize şu soruyu da sorun: “Düşüncelerimi tepkisel bir şekilde değil de, yapıcı bir şekilde ele almak için hangi akıllıca eylemde bulunabilirim?”
3- İyi düşünme pratiği yapın
Size iyi gelecek olumlu ifadelerden oluşan bir liste yapın ve bu ifadeleri her gün tekrarlayın. Örneğin:
- “Şimdi sağlıklıyım.”
- “Sağlığım için sorumluluk alabilirim.”
- “Elimden geleni yapıyorum.”
- “Bana yardımcı olabilecek bir tıbbi sisteme erişimim var.”
- “Beni seven ve destekleyen insanlar var.”
Olumlamaların gücünü asla hafife almayın. Her gün bu tür pozitif ifadeleri tekrarlamak, zihninize her şeyin yolunda olduğu mesajını iletmeyi kolaylaştırarak zihinsel direncinizi artıracaktır.
4- Olumlu tarafları görmek için bakış açınızı değiştirin
Günlük yaşamınızda neşe yaratmayı seçmek için neye ihtiyacınız var? Zorlu koşullarla hayatımıza giren ‘uzaktan çalışma’ gibi bazı kavramlar da olumlu yenilikler olarak algılanabilir. Dünyada olup bitenlerle daha derin bir bağlantı kurarken, kat ettiğiniz yolu ve dayanıklılığınızı takdir etmek de iyi bir fikir.
5- Kendinize krizin sona erdiğini ve bunun geçici bir durum olduğunu hatırlatın
Bilgisayarınıza, aynaya veya sık sık geçtiğiniz başka bir yere “Bu sorun sona erecek” şeklinde bir not bile asabilirsiniz!
