Nedir bu balın şifası? Faydaları nelerdir? Gerçek balı nasıl anlarız? Balı ne kadar yemeliyiz? Tercih etmemiz gereken gerçek bal ham bal mıdır? Propolis nedir, faydaları nelerdir? Hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır? İşte bal hakkında tüm bilgiler…
Bal, insanlık tarihi boyunca tatlandırıcı ve koruyucu olarak kullanılmış bir maddedir. Tatlının ruh haline iyi geldiği bilinir ama balın bundan çok daha fazla faydası var.
Bağışıklık sistemini güçlendiren en doğal besinlerin başında bal geliyor. Aslında balı, sağlığa olan yararlarını saymakla bitiremeyeceğimiz, doğanın değerli bir armağanı olarak da niteleyebiliriz. Birçok ülkede yapılan araştırmaların ortaya çıkardığı sonuçlar, balın sağlık üzerindeki olumlu etkileri olduğunu kanıtlıyor. Dahası arı ürünlerinin birçok hastalığı önlediği de çarpıcı bir gerçek olarak önem kazanıyor.
Bal nedir? Balın yapısında ne var?
Bal yapısındaki tokoferol, askorbikasit, flavonoidler ve diğer fenolik maddeler nedeniyle antioksidatif etkiye sahip. Uzmanlar balın mideyi kaplayarak spazmları rahatlattığı ve gastrointestinal sistem üzerinde düzenleyici etki gösterdiğini saptadılar. Cilt üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı pek çok kozmetik ürünün içeriğinde de kullanılan bal, yara izlerinin iyileşmesinde olumlu bir etki gösteriyor. Balın sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmek için yetişkinlerin günde üç, beş yemek kaşığı tüketmeleri gerekiyor. Olumlu etkileri ise yaklaşık bir buçuk, iki ay sonra görülüyor.
Bal çiçeklerde nektar olarak bilinen hafif tatlı sıvının arının vücuduna girip çeşitli salgı ve enzimlerle birleşmesi sonucu oluşur. Bal çok sayıda makro ve mikrobesleyiciler, enzimler, probiyotikler, prebiyotikler, vitaminler ve mineraller içerir. Arı nektarın dönüşümünü vücudunda salgıladıktan sonra kovan içindeki peteklere balı boşaltır. Burada sıvısı buharlaşan bal kovan içindeki işçi arıların peteğin ağzını kapatması ile piyasada satın aldığımız son şeklini alır.
Propolis nedir?
Propolis arıların bitkilerin yaprak, sap ve tomurcuklarından topladıkları çok güçlü antioksidan ve antimikrobiyal etkilere sahip tamamen doğal bir arı ürünüdür. Arılar tarafından, kovandaki mikropları yok etmek ve kovanın sterilizasyonu için kullanılır. Propolis kovanda hangi görevi görüyorsa, -doğru işlendiği takdirde- insan vücudunda da aynı etkileri gösterir. Virüs ve bakterileri yok ederek vücudun hastalıklarla savaşmasına yardımcı olur. Çocuklar kreş, okul vb. kalabalık ortamlarda maruz kaldığı mikroplardan dolayı sık sık hasta olurlar. Propolis düzenli tüketildiğinde bağışıklığı güçlendirerek hastalanma sıklığının azalmasına yardımcı olur. Buna bağlı olarak antibiyotik kullanımını da azaltır.
Arı sütü nedir?
Arı sütü ise, yine arılar tarafından üretilen, propolis ve baldan tamamen farklı bir arı ürünüdür. Arı sütü anne sütü gibi aslında… Arılar bu ürünü, yavru arıları beslemek için kendi vücutlarından salgılar. Arı sütü aynı zamanda kovandaki kraliçe arının yaşam boyu kullandığı besin maddesidir. Kovandaki işçi arılar yalnızca 45 gün yaşarken; hayatı boyunca arı sütü ile beslenen kraliçe arı 5-7 yıl arası yaşayabilmektedir. Buradan arı sütünün etkilerini çıkarmak mümkün… Arı sütü, doğal bir enerji ve zindelik kaynağı gibi düşünülebilir. Yapılan bilimsel çalışmalarda düzenli arı sütü tüketiminin çocuklarda bedensel ve zihinsel gelişmeyi desteklediği, beyin aktivitesini geliştirici etkilerinin bulunduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca, düzenli arı sütü tüketiminin ciltte kolajen sentezini arttırdığı, bunun yanı sıra kadınlarda yumurta sayısı, erkeklerde de sperm kalitesini arttırarak doğurganlık üzerine etkilerinin bulunduğu yapılan bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmıştır. Arı sütü, performans ve zindeliği arttırarak gün içerisinde kendinizi daha enerjik hissetmenize yardımcı olur. Özellikle, spor öncesi kullanıldığında etkilerini bizzat kendiniz gözlemleyebilirsiniz…
Ham bal nedir?
Ham bal ise, kovandan çıktığı haliyle tüketime sunulan doğal baldır; pastörize ve filtre edilmemiştir. Pastörizasyon, yani yüksek sıcaklıklara ısıtma işlemi, aslında bal için gerekli bir işlem değil. Yapılmasının sebebi ise balın kristalleşmesini önlemek. Halbuki balın kristalleşmesi son derece doğaldır ve önlenmesine gerek yoktur. Pastörizasyon balın içerisindeki bazı enzimlerin ve fenolik ve flavonoid yapıdaki bazı değerli bileşenlerin azalmasına neden olur; filtrasyon ise balın içerisindeki polenlerin azalmasına neden olur. Ham bal, pastörize ve filtre edilmediğinden besin içeriği tüm doğallığıyla korunur. Ham bal, bu haliyle antibakteriyel aktivite gösterir. Burada bir noktanın altını çizmek gerekiyor. Ham bal, yüksek sıcaklıklara ısıtılmadığından ve polenleri filtre edilmediğinden doğal olarak kristalleşme görülebilir. Balın kristalleşmesi tamamen doğal bir olaydır. Kristalleşmiş balın tüketilmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Apiterapi nedir?
Arı ve arı ürünlerinin hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı ve destekleyici olarak kullanılmasıdır. Bu ürünler bal, balmumu, polen, propolis, arı sütü ve arı zehridir. Apiterapi, söz konusu ürünlerin sağlık amacıyla kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiği, kimlerin hangi ürünü, ne amaçla ve nasıl kullanabileceği, ürünlere karşı hassasiyet ve alerjik durumlara doğru yaklaşım gibi konular üzerinde durur.
Balın faydaları nelerdir?
Yapılan araştırmalar balın, kış hastalıkları ve gribe karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini, yara ve iltihapların iyileşmesinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu ve özellikle son yıllarda popülerleşen antioksidan aktivitesi gösteren maddeler içerdiğini de gösteriyor. Özellikle çam balı; demir ve magnezyum içeriğiyle, beslenmeden doğan bazı sorunların giderilmesinde destekleyici rol oynuyor. Bal; vitamin, mineral, aminoasit ve enzimler gibi pek çok yaşamsal madde içeriyor. Bir yemek kaşığı bal, 64 cal enerji sağlayarak kaslar için yakıt görevi görüyor. Balın antimikrobiyal ve antifungal etkisi sayesinde yaraları dezenfekte ettiği, bakteri ve mantar gelişimini önlediği biliniyor.
Vitamin ve mineral kaynağıdır, bağışıklığı güçlendirir
Bağışıklık sistemini güçlendirmek de dahil vücudunuza pek çok faydası olan C vitamini açısından zengindir. Aynı zamanda kemikleri güçlendiren kalsiyum açısından da. Dolaşım sistemine yarayan demir de ihtiva eder. Bal bağışıklık sistemini geliştirir ve vücudun grip gibi enfeksiyonlarla mücadele etmesini kolaylaştırır.
Kırmızı kan hücrelerinin sayısını artırır, demir eksikliğini giderir
Ballı su içmek vücuttaki kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttırır, bu da kanınıza daha çok oksijen karışması anlamına gelir. Oksijen seviyesinin yüksekliği ise vücudun verimini arttırır, bakteri ve hastalıkları savar. Aynı zamanda enerjinizi arttırır, daha kolay egzersiz yapmanızı sağlar ve egzersiz de ruh halinizi yükseltecektir. Yüksek mineral içeriği nedeniyle özellikle koyu renkli ballar (örneğin çam balı), çocuklarda demir eksikliğinin giderilmesine önemli katkı sağlar.
Şekere muhteşem bir alternatiftir
Bal şekerlidir ama içeriği sabahları kahvenize kattığınız beyaz şekerden farklıdır. Kimyasal yapılarına çok fazla girmeden anlatmaya çalışırsak, bal gerçek şeker içerir.
Pek çok tıbbi kullanımı vardır
Bal, antibakteriyeldir ve bir dezenfektan olarak kullanılabilir. Yapılan klinik testlerde, saf balın ülser ve bazı diğer yaralanmalara iyi geldiği keşfedilmiştir. Ayrıca balgam ve astım tedavilerinde de kullanılır.
Prebiyotiktir, bağırsak florasını düzenler, ishali keser
Bal prebiyotik olarak kullanılabilmektedir. Bu sindirim sürecinde bağırsaklara yardımcı olan ve sağlıklı mikrobakteriler ihtiva eden yoğurt gibi probiyotikler ile karıştırılmamalıdır. Prebiyotikler vücudunuzun içinde “sağlıklı” bakteri miktarını artırır. Bal genel olarak mide bağırsak sistemi ya da gastroentastinal sistemin sağlığı üzerinde de etkilidir. Bağırsak mikroflorasının iyileşmesine, ülser ve gastritle ilgili şikâyetlerin azalmasına, çocuklarda ishalin önlenmesine yardımcı olur.
Cildi yeniler
Bal dermatit ve kepek gibi cilt hastalıklarını hafifletir. Hastalıklardan etkilenen bölümlere bal sürüldükten sonra iyileştiği gözlenmiştir. Saç dökülmesine de faydalı olduğu öne sürülmektedir.
Öksürük şurubuna alternatif
Bal, özellikle de çocuklarda tıkanıklık belirtilerini hafifletir. Şurup kıvamındaki bal ağız içinde bir tabaka oluşturur ve böylece tahriş olmuş alanlar yatışır, enfeksiyon yayılması zayıflar. Soğuk algınlığının tedavisinde vazgeçilmez bir yardımcıdır.
Alerji belirtilerini azaltır
Yerel çiçeklerden polenlenerek elde edilen bal aşı gibi alerji belirtilerini hafifletir. Bir alerjenden vücuda küçük miktarda aşılamak zamanla söz konusu kimyasala bağışıklık inşa eder. Elbette bunun için yerel üretilen ballar kullanılabilir.
Hızlı bir enerji desteği
Sporcular enerji düşüşü yaşadığında bir kaşık bal yer. Daha önce de belirttiğimiz gibi bal kırmızı kan hücreleri üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve oksijen seviyesini yükseltir. Elbette fazla oksijen daha fazla enerji demektir. Bal tüketimi genel olarak vücudun performansını ve zindeliğini artırır.
Kanserden korur
Bal bazı kanserlerin riskini azaltan çeşitli flavonoidler içerir. Klinik olarak ispatlanmamış olsa da sigara içenlerde ve kadınlarda önemli etkileri görülmüştür.