İlişki kaygısının birden fazla nedeni bulunur. En yaygın sebepleri; travma, düşük benlik algısı ve geçmiş ilişkilerdeki kötü tecrübelerdir.
Çok sevdiğiniz, harika bir insanla ilişkiniz var. Aranızda güven geliştirdiniz, bağ kurdunuz ve birbirinizin iletişim tarzını öğrendiniz. Fakat kendinizi sürekli partnerinizi ve ilişkinizi sorgularken buluyorsunuz. Bu durum size de tanıdık geldiyse ilişki kaygısı yaşıyor olabilirsiniz. İlişkiniz devam edecek mi? Partneriniz sizin için gerçekten doğru kişi mi? Ya sizden karanlık bir sır saklıyorsa? Uzmanlar, bu sürekli endişe halini “ilişki kaygısı” olarak tanımlıyor. Her şey nispeten iyi gidiyor olsa bile sürekli endişe halinde olabilirsiniz. Korkmayın, yalnız değilsiniz. Gelin detaylara birlikte bakalım.
İlişki kaygısı yaşamak normal mi?
Partnerinize çok güveniyorsunuz ama yine de mesajınıza hemen cevap vermediği zaman endişelenmeye başlıyorsunuz. Beni görmezden mi geliyor sorusu aklınızı kurcalıyor. Arada bir ilişkiniz hakkında endişelenmeniz normal bir durumdur. Ancak bu durum ilişkinize zarar veriyorsa ya da düşünceleriniz başka hiçbir şeye odaklanamayacak kadar sizi ele geçiriyorsa, ilişki kaygınız olabilir. Genel anksiyete ya da sosyal anksiyete bozukluğundan farklı olarak ilişki kaygısı için yapılmış özel bir tanı yoktur. Ancak uzmanlar, insanların hayatını etkileyen böyle bir anksiyetenin varlığını kabul ediyor. Psikoterapist Astrid Robertson, ilişki kaygısının oldukça yaygın bir problem olduğunu söylüyor. İlişkinde sorun yaşayan çiftlere yardım eden Robertson, ilişki kaygısının şunlara yol açabileceğini belirtiyor:
- Duygusal rahatsızlık
- Motivasyon eksikliği
- Yorgunluk
- Duygusal tükenme
- Mide rahatsızlığı
İlişki kaygısının belirtileri nelerdir?
İlişki kaygısı çok farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Çoğu insan, özellikle flört döneminde ilişkiler konusunda biraz güvensiz hissediyor. Bu olağandışı bir durum değildir. Ancak ilişkinin ilerleyen dönemlerinde de endişeli ruh hali devam ediyorsa, günlük hayatınız doğrudan etkilenmeye başlar. Terapist Susan Zinn, ilişki kaygısı yaşayan kişilerin kendini sabote etme eğiliminde olduğunu söylüyor. Aşırı güvenceye ihtiyaç duymak, partnerini memnun etmek için kendi düşüncelerini susturmak ya da sürekli endişe nedeniyle ilişkiyi sonlandırmak bu duruma örnek olarak gösterilebilir. İşte ilişki kaygısına işaret eden diğer belirtiler…
Partneriniz için önemli olup olmadığınızı merak etmek
İlişki kaygısının en yaygın ifadesi ,partneriniz için önemli olup olmadığınızı sorgulamaya başlamanızdır. Sevgilim beni özlüyor mu? Önemli bir durum olduğu zaman bana destek olabilecek mi? Benim için neler yapabilir? Bu soruları güvende olup olmadığınızı merak ettiğiniz için soruyor olabilirsiniz. İlişkinin ilk başlarında bu soruları sormanız oldukça normal. Ancak aradan yıllar geçtikten sonra dahi endişelenmeye devam ediyorsanız, bu durum ilişki kaygısı belirtileri gösterdiğiniz anlamına geliyor.
Partnerinizin duygularından şüphe duymak
Sevgiliniz sizi gördüğünde her zaman mutlu oluyor. Aynı zamanda sizi mutlu etmek için nazik jestler yapıyor. Her şey yolunda gözüküyor fakat yine de şüphe duymaktan kendinizi alamıyorsunuz. Beni gerçekten sevmiyor diye düşünüyorsunuz. Belki mesajınıza yarım saat geç cevap verdiği için böyle bir düşünceye kapıldınız. Herkes zaman zaman bu şekilde hissedebilir. Ancak ilişki kaygınız varsa bu endişeler bir saplantı haline dönüşür. Bu saplantı ise huzursuz günler geçirmenize neden olur.
Eşinizin sizden ayrılmak istediğini düşünüyorsunuz
İyi ve ideal bir birliktelik insanlara kendilerini güvende ve mutlu hissettirir. Bu duygulara tutunmak ve ilişkiyi bozacak hiçbir şeyin olmamasının ümit etmek tamamen normaldir. Ancak bu düşünceler bazen partnerinizin sizi terk edeceğine dair kalıcı bir korkuya dönüşebilir. Örneğin şu davranışları geliştirebilirsiniz:
- Partneriniz kızgın görünmese de sinirleneceğini düşünürsünüz
- Kendi duygu ve düşüncelerinizi aktarmaktan çekinirsiniz
- Partneriniz sizi rahatsız edecek bir davranışta bulunduğunda görmezden gelirsiniz
- Partnerinizin davranışlarını okumaya çalışırsınız
İlişki kaygısı, karşınızdaki insanın sözlerini ve davranışlarını gereğinden fazla düşünmenize neden olabilir. Hala ilişki kaygısı yaşayıp yaşamadığınızdan emin değilseniz kendinize şu soruyu sorun: İlişkinize dair ne hissediyorsunuz? Mutlu musunuz yoksa huzursuz mu? Çoğunlukla endişeli ve huzursuz hissediyorsanız muhtemelen siz de ilişki kaygısı yaşıyorsunuz.
İlişki kaygısının sebebi nedir?
Endişelerinizin arkasındaki sebebi bulmak her zaman kolay olmayabilir. Bu durumun tek bir sebebi olmadığı için potansiyel nedenleri kendi başınıza belirlemekte zorlanabilirsiniz. Uzmanlar, ilişki kaygısının karşılıklı bağımlılık, düşük benlik saygısı ve travma ile yüksek oranda ilişkili olduğunu söylüyor. Olumsuz geçmiş deneyimler ya da çocukluktan kalan travmalar ilişki kaygısına neden olabilir. Örneğin ebeveyni tarafından terk edilen biri, yetişkinlik döneminde terk edilmekten korkabilir. Bu durumda rol oynayabilecek bazı yaygın faktörler şunlardır:
Önceki ilişki deneyimleri
Geçmişte yaşadığınız deneyimler, çoğunlukla üstesinden geldiğinizi düşünseniz de sizi etkilemeye devam edebilir. Aldatıldıysanız, beklenmedik bir şekilde terk edildiyseniz ya da size daha önce yalan söylendiyse yeni ilişkilerinizde kaygı yaşama olasılığınız daha yüksektir. İncindikten sonra birine tekrar güvenmekte zorluk çekmeniz alışılmadık bir durum değil. Şu anki sevgiliniz herhangi bir manipülasyon ya da sahtekarlık belirtisi göstermese de endişe duymanız son derece normal. Bazı tetikleyiciler, farkında olsanız da olmasanız da size geçmişi hatırlatabilir ve güvensizliğe neden olabilir.
Özgüven sorunu
Düşük benlik algısı ya da özgüven sorunu bazen ilişki kaygısına neden olabilir. Bazı araştırmalar, özgüveni düşük kişilerin eşlerinden daha fazla şüphelendiğini ortaya koyuyor.
Bağlanma stili
Eğer çocukluk döneminde ebeveynler duygusal ihtiyaçlarınıza hızlı bir şekilde yanıt verdiyse, sevgi ve destek gördüyseniz muhtemelen güvenli bir bağlanma stilini geliştirmişsinizdir. Duygusal ihtiyaçlarınız tutarlı bir şekilde karşılanmadıysa, ilişkilerdeki bağlanma stiliniz güvensiz olabilir. Güvensiz bağlanma, yetişkinlik döneminde ansızın terk edilecekmiş gibi hissetmenize yol açabilir. Ancak bu durum her zaman ilişki kaygısı yaşayacağınız anlamına gelmiyor.
Üstesinden gelebilir misiniz?
İlişki kaygısı, çok kolay olmasa da üstesinden gelebileceğiniz bir durum. Diğer anksiyete türlerinde olduğu gibi, ilişki kaygısıyla başa çıkmak biraz zaman ve sabır gerektirebilir. Ancak bu korkuları sağlıklı bir şekilde yönetmek için yapabileceğiniz şeyler var. Psikoterapist Robertson bu konuda şu tavsiyeleri veriyor:
Kimliğinizi koruyun
İlişkilerde bağlılık duygusu arttıkça kimlik, bireysellik ve hatta bağımsızlık algısı değişmeye başlar. Benlik duygusunu kaybetmek ya da “eşinizin istediği gibi biri olmak” iki tarafa da yardımcı olmaz. Aksine bir süre sonra kendiniz gibi hissetmemeye başlarsınız. Bu durum ise mutlu olup olmadığınızı sorgulamanıza neden olabilir.
İyi iletişim kurun
İlişki kaygısı çoğunlukla ortada hiçbir olumsuzluk yokken kendini gösterir. Bunun eşinizle hiçbir ilgisi yoktur. Ancak bazı durumlarda endişelerinizi besleyen bir durum olabilir. Örneğin partneriniz sizinle ilgilenmek yerine saatlerce telefonuyla ilgileniyordur. Böyle durumlarda rahatsız olduğunuz şeyi suçlayıcı olmayan bir şekilde dile getirin. “Son zamanlarda çok uzaksın, buna dayanamıyorum” demek yerine, “Aramızda mesafe varmış gibi hissediyorum” şeklinde iletişim kurabilirsiniz. İlişkiniz konusunda “gereksiz” yere endişelendiğinizin farkındaysanız, devreye partnerinizin girmesi gerekebilir. Karşınızdaki insanın konuyla ilgili ne düşündüğünü bilmek sizi bir nebze de olsa rahatlatabilir. Aynı zamanda düşüncelerinizi dürüst bir şekilde iletmek, aranızdaki bağı daha fazla güçlendirebilir.
Endişeli hissettiğiniz zamanlarda eşinizden kanıt istemeyin
Endişe duyduğunuzda kendinizi rahatlatmak istemeniz doğaldır. Ancak eşinizden kanıt isteme dürtüsüne kesinlikle direnin. Her zamanki davranışlarınız ile dürtüsel eylemleriniz arasındaki farka dikkat edin. Örneğin; eşinizin yalan söylemediğinden emin olmak için ondan fotoğraf istemeyin. Bu davranışınızın çatışmalara neden olabilir. Böyle bir dürtü hissettiğinizde, dikkatinizi dağıtmak için dışarı çıkın ya da arkadaşınızı arayın. Endişeli düşünceler aşırı korkuya dönüşüyorsa veya kişinin günlük hayatına sızıyorsa, profesyonel destek aramanın tam zamanı olduğunu unutmayın.