Kiracı ve mülk sahibi sözlü olarak artış oranında anlaşmış olsalar bile kiralayanın artış bedelini talep etme ve ardından taşınmazın tahliyesini isteme hakkı bulunuyor.
Gündemde sıkça yer alan kiracı ve mal sahibi ile ilgili konuların hukuki boyutunu Avukat Kaan Özçelik’ten dinledik, çarpıcı açıklamalarda bulunan Özçelik emsal kararlardan örnekler verdi.
Son dönemlerde aşırı artış gösteren kira fiyatları sebebiyle kiralık ev arayanlar zor zamanlar geçiriyor. Halihazırda kirada bulunan konutların kira bedelleri boş dairelerin kira fiyatlarına göre nispeten daha düşük kalmış durumda. Ancak mevcut kiracıları tehdit eden bir durum var. Eğer kira artış bedelleri yasal oranın üzerinden yapılmıyorsa, kiracı ve kiralayan sözlü olarak artış oranında anlaşmış olsalar bile kiralayanın artış bedelini talep etme ve ardından taşınmazın tahliyesini isteme hakkı bulunuyor.
Konunun hukuki boyutunu Av. Kaan Özçelik’le konuştuk.
“Kira sözleşmesi ile kiracı, sözleşmede belirlenen şartlar çerçevesinde kira bedelini ödeme yükümlülüğünü üzerine almış bulunmaktadır. Kiracı tarafından kira bedelini ödeme yükümlülüğünün ihlali halinde alacaklı/kiralayanın seçimlik hakları bulunmaktadır. Kiralayan kira alacağının genel haciz yolu ile takip hakkına sahip olmakla, tahliye talepli icra yoluna da başvurarak kiracının temerrüdünün gerçekleşmesi halinde icra hukuk mahkemesinde taşınmazın tahliyesini isteyebilmektedir. Bu yönle kira artış oranının altında kalan kira bedelleri 5 yıl geriye dönük olarak kiracıdan talep edilebilir. Eğer kiracı tarafından 30 günlük kanuni süre içerisinde ödeme yapılmazsa tahliye için gerekli şartlar oluşmuş bulunuyor.” Diyen Avukat Kaan Özçelik sözlerine devam etti. “Kiracı ile Kiralayanın kira artış dönemlerinde, yasal miktardan daha azında sözlü olarak anlaşması dahi ileriki süreçte kiralayanın birikmiş bedelleri talep etme hakkına engel olmuyor. Yasal miktarın altında bir artırım üzerinde anlaşılması halinden bunun ispat edilebilmesi açısından anlaşmanın mutlaka yazılı olması gerekir.” Diye ekledi.
Ayrıca hukuki uygulamanın şekli bir düzenleme olduğunu belirten Av. Kaan Özçelik “Yargıtay 2015 yılında verdiği bir kararda 30 günlük bildirim süresi içerisinde asıl borcun büyük çoğunluğunun ödendiği, yalnızca 35 kuruşluk kısmının eksik ödendiği bir olayda dahi eksik ödemeden kaynaklı kısım sebebiyle tahliye kararı vermiştir. Kural olarak bildirim süresi içerisinde bütün borç eksiksiz olarak ödenmelidir.” Diyerek sözlerine son verdi.