Havalar soğuk mu soğuk, güneş yüzünü göstermemek için direniyor, kar beyaz bir yorganmışçasına örtüyor her yeri. Baharı özlüyoruz, o sıcacık yaz günlerini özlüyoruz, açan çiçekleri özlüyoruz…
Ama kışın da güzelliği var. Soğuğa ve kara inat rengarenk açan çiçekler ısıtıveriyor içimizi. İşte bu soğuk günlerde biz de o güzelim kış çiçekleriyle renklendirelim istedik gününüzü.
Bulabildiklerimizin öykülerini anlattık, bulamadıklarımızın da bizde bıraktığı izlenimleri, huzurlarınızda birbirinden güzel kış çiçekleri.
1. Kardelen
Bundan uzun yıllar önce iki kır çiçeği birbirlerine aşık olurlar ve birbirlerini çok severler. Her bahar geldiğinde onlar da diğer çiçekler gibi yeni güne “merhaba” derler… Bir bahar başında çiçeklerden biri diğerine “Biz öbür çiçekler gibi bahar başlangıcında açacağımıza herkesin soğuktan kaçtığı karlı kış günlerinde açalım ki bütün doğa bizim olsun!” der ve ikisi de o bahar açmamaya ve kışın karlar yağdığında buluşmaya karar verirler.
Biri açmak için kış gelip karın yağmasını beklerken, diğeri sözünde durmaz, o soğukta açmaya cesaret edemez. Kışı bekleyip de bembeyaz karlar yağdığında açan çiçek yani kardelen, her yerde sevdiğini arar; ama bulamaz. Ümidini yitiren çiçek sonunda üzüntüsünden boynunu büker, soğuğa daha fazla dayanamayıp karların üzerinde ölür gider… İşte o gün bu gündür karda açan ve sevgilisini bekleyen o çiçeğe “kardelen” denir.
2. Hercai Menekşe
O boynu bükük kardelen çiçeğinin aşık olduğu çiçektir menekşe; ama sevdiğine verdiği sözü tutmamış, kar yağdığında açmaya cesaret edemeyerek onu aldatmıştır. İşte sevgilisini yarı yolda bırakan menekşeye, o günden sonra “hercai” denilmiştir. Bu yüzden, o zamandan beri sevgisine sadık kalmayan hayırsız sevgiliye “hercai” diye hitap edilirmiş…
3. Çuha Çiçeği
Soğuk kış günlerinin geride kalması ile doğaya yayılan arılara; güzelliğinin farkında olan, kendini beğenmiş, böbürlenmeyi seven çuha çiçeği, “Bende o kadar çok polen var ki, ben olmasam sen yaşayamazsın.” diye laf edermiş. Bunun üzerine gururu kırılan arı, çuha çiçeğine dönüp, “Sana minnet edeceğime gider, başka çiçeklere konarım da sana konmam, kendini beğenmiş sen de!” diye söylenip, nesline de çuha çiçeklerine konmayı yasaklamış. İşte o gün bu gündür arılar, çuha çiçeklerine konmazmış.
4. Süs Lahanası
Lahana, brokoli, karnabahar… Sonbahar ve kışın vazgeçilmez, bol vitaminli sebzeleri. Bu tür sebzeler bazılarına pek sevimli gelmese de, onların çok süslü bir kardeşleri var. Yenmiyor ama kat kat, kıvrım kıvrım ve rengarenk yapraklarıyla bahçelere renk katan, karın altından tüm güzelliğini sergileyen süs lahanası bu kardeş…
5. Kasımpatı veya krizantem
Zamanın birinde Crisan isimli fakir ama gururlu bir köylü genç varmış. Köyün ağasının kızına tutulan bu talihsiz genç, yemeden içmeden kesilmiş. Gel zaman git zaman genç kızın dikkatini çekmeyi başarmış, hatta onu kendine aşık bile etmiş. Genç kızı her gün bir bahane bulup görmeye gitmiş, kimi zaman camda, kimi zaman bahçede görmüş, ama hiçbir gününü onu görmeden geçirmemiş. Bu durumu fark eden köyün ağası, çok sinirlenmiş ve kızı ile bu fakir delikanlının görüşmelerini engellemiş.
Crisan ne yaparsa yapsın bir türlü eve yaklaşamıyor, sevdiği kızı göremiyormuş. Crisan’ın neden gelmediğini bilmeyen genç kız, hasretinden yataklara düşmüş. Genç kızın bu durumuna dayanamayan dadısı, Crisan’ı bulup olan biteni anlatmış. Onu eve sokamayacağını ama eğer isterse ona mesajlarını iletebileceğini söylemiş. Crisan da hemen ormana gidip gördüğü en güzel çiçeği dalından koparmış, ucuna da bir not iliştirmiş: Crisan T’eaime… (Crisan seni seviyor…) ve sevgilisine ölene dek her gün bu notla o çiçeği yollamış. İşte o çiçek krizantemmiş.
6. Nergis
Narcissus güzelliğiyle herkesi büyüleyen, hatta Yunan Mitolojisi’nde “gelmiş geçmiş en güzel ölümlü” olarak anılan bir gençtir. Annesi, kendi güzelliğine vurulmasın diye, hiçbir yerde kendi aksine bakmamasını tembihler ama Narcissus annesini sözünü dinlemez ve nehirdeki aksine bakar, kendini görür görmez büyüleyici güzelliğine aşık olur ve ona dokunmak için suya eğilmek ister; fakat dengesini kaybederek düşer ve boğulur. Tanrılar onun güzelliğinin sonsuza kadar yaşayabilmesi için onu bir çiçeğe dönüştürürler, İşte bu çiçek Nergistir. Ayrıca Narsizm (kendini aşırı beğenme) kavramı da Narcissus’tan gelmedir.
7. Şebboy
Çeşit çeşit renkleriyle sebat etmek, vefakârlık, sempati gibi kavramların sembolü kabul edilir şebboy çiçeği. İsmi Farsça şeb (gece) ve buy (koku) sözcüklerinin birleşmesinden oluşan şebboy özellikle geceleri çok güzel kokan bir kış çiçeğidir.
8. Açelya
Anavatanı Kuzey Amerika ile Asya’nın tepelik bölgeleri olan açelyaların çoğu; ormanlarda, kayalık akarsu kıyılarında, bataklık ve gölge yerlerde yetişir. Fundagiller (Ericaceae) familyasının ormangülü (Rhododendron) cinsinden olan açelyalar, aralık ayında tomurcuklanarak kış boyu pembe, beyaz ve kırmızı renkleriyle evlerimizi, balkonlarımızı süsler. Ne güzel anlatır Yeni Türkü de Açelya‘yı…
9. Sıklamen
Kış mevsiminde pembe, beyaz, kırmızı ve morumsu renkleriyle açan sıklamene halk arasında tavşan kulağı da denir. En belirgin özelliği, kalp veya böbrek şeklindeki yaprakları ve tavşan kulağına benzeyen çiçekleri olan bu yumrulu bitkinin, asıl yaşam alanı orman açıklıkları ve kayalık alanlar olmakla birlikte, saksılarda yetiştirilen siklamenler evlerimizi de süslemektedir.
10. Atatürk Çiçeği
Aslında bukalemun gibi tipik, renk değiştiren bir bitkidir, tepesindeki kırmızı renkler çiçek değil yapraktır. Çiçekler ise yaprakların arasında, gözle zor görülen minicik sarı olanlardır. İngilizce adı Poinsettia olan bu bitki; adını çiçeği 19. yüzyılda Meksika’dan ABD’ye götüren ve yaygınlaştıran ABD’li devlet adamı, psikiyatrist ve bitkibilimci Joel Roberts Poinsett’den alır.
“Atatürk” adı ise, bir süs bitkisi olarak Türkiye’de yetiştirilmesi ve tanınmasına ön ayak olan Mustafa Kemal Atatürk’ten gelir. Ancak çiçeğe ismi Atatürk vermemiştir. Yetiştirilmesi sırasında görev alan bitki bilimcilerden gelen öneri üzerine bu isim takılmıştır. Bu çiçeğin dışında dünyada devlet adamı ismi taşıyan herhangi bir bitki yoktur. Bitkinin diğer bir adı da “noel yıldızı”dır.
11. Yılbaşı Çiçeği
Kış mevsiminde, günler kısaldıkça çiçek açan bir başka bitki de Schlumbergera yani nam-ı diğer Atlas çiçeğidir. Halk arasında Aralık-Ocak aylarında çiçek açtığı için “yılbaşı çiçeği” olarak da bilinen kaktüs türü bu çiçek, aydınlık, yarı gölgeli alanlarda gelişen bir kaktüs türü olmasına karşın güneşi pek de sevmeyen bir çiçektir.
12. Mum Çiçeği
Mum çiçeği büyükannelerimiz zamanından beri evlerimizin baş tacı çiçeklerdendir ancak şimdilerde pek yetiştirilmeyen çiçek, adeta unutulmaya yüz tuttu. Halbuki dayanıklı koyu yeşil yaprakları, mumdan yapılmış hissini veren nefis kokulu zarif çiçekleri ve o çiçeklerin ucundan damlayan balıyla gayet dekoratif ve kolay yetişen bir bitkidir.
13. Sümbül
Anayurdu Doğu Akdeniz olan rengarenk minik çiçekleri ve mis kokusuyla edebiyata da ilham kaynağı olan sümbül, özellikle divan edebiyatında sevgilinin büklüm büklüm, mis kokulu saçını anlatmak için kullanılır.
Yunan mitolojisinde Sparta Kralı’nın genç oğlu olan ve yeniden doğuşu simgeleyen Hyacinthus, son derece yakışıklı bir delikanlıdır. Hem güneş tanrısı Apollon hem de batı rüzgarının tanrısı Zefirus bu delikanlıya derin bir aşk beslemektedir. Bir gün ona kendilerini beğendirebilmek için bir yarışa girerler, bu bir disk atma yarışıdır. Hikayenin sonu ile ilgili iki rivayet vardır; biri Apollon’un yanlışlıkla genci vurduğu ve onu öldürdüğü yönündedir; diğer bir rivayet ise Zefirus’un kıskançlığının gencin ölümüne sebep olduğudur. Zefirus bir rüzgar çıkararak Apollon’un diskinin gence isabet etmesini sağlar ve genç ölür. İşte Sümbül ismini bu talihsiz delikanlıdan almaktadır.