Cıvıl cıvıl kuş sesleri ve yemyeşil ağaçlar altında nefis bir kahvaltı, bol oksijen ve toprak kokusu çok uzaklarda değil. İstanbul’a yakın yürüyüş rotaları, şehirden kaçıp doğaya sığınmak için iyi bir fırsat. İşte birkaç öneri…
oğa tüm canlılığıyla bizi çağırıyor. Hafta içi mesai bitimini bekleyenlerin en büyük tutkusu doğa. Çünkü masmavi gökyüzünün altında, zamandan bağımsız nefes almak insana yaşadığını hissettiriyor. Yıllar önce günübirlik doğa gezilerine katılan bir arkadaşım “Klasik bir iş günüydü. Yağmurlu havada otobüse kendimi zar zor attım. Çantamdan kitabımı çıkarır çıkarmaz hafta sonu gittiğim doğa gezisinden kalan papatyayla göz göze geldim ve zaman durdu” diyerek büyük bir hevesle sonraki haftayı nasıl beklediğini anlatıyordu. Artık daha çok kişi kendini doğaya bırakıyor. İster kendi arabasına atlayıp gidiyor ister tur şirketlerinin mevsime uygun tur seçeneklerinden yararlanıyor.
Menekşe Yaylası
Havalar ısındıkça kamplı ve yürüyüş turlarına ilgi artıyor. Mart’ta başlayan doğa gezileri, Nisan ve Mayıs’ta devam ediyor. Bukla Tur, Keramet Geçidi, Sülüklügöl, İğneada Longoz Ormanları, Kapıdağ Yarımadası, Kayaüstü Yaylası, Erikli Yaylası ve Şelalesi, Babadağ Kerpe, Belgrad Ormanı bendleri, Sultanpınar Yaylası ve Suiçti Şelalesi’ne günübirlik ya da bir gün konaklamalı turlar düzenliyor.
Belgrad Ormanı ve bendleri
İstanbul’a yakın yerlere düzenlenen turlar için sabah erken saatlerde uyanmak şart. Florya, İncirli, Mecidiyeköy, Kadıköy, Kozyatağı ve Bostancı gibi duraklardan hareket ediliyor. Genelde birkaç saatlik yolculuktan sonra parkura ulaşılıyor. Parkura göre 2 ila 5 saat arasında yürüyüş yapılıyor ve akşam aynı duraklara bırakılacak şekilde 19.00 civarı İstanbul’a dönülüyor.
Ciddi hazırlık gerekiyor
Doğa gezileri kolay gibi gözükse de ciddi bir hazırlık gerektiriyor. Bukla Tur Kurucu Ortağı Bülent Saraloğlu, keyifli vakit geçirmek için giyim tarzının önemli olduğunu söylüyor. Çünkü ormanın ortasında aniden başlayacak bir yağmura karşı hazırlıklı değilseniz, ayakkabınız da uygun değilse keyfiniz kaçabilir. Bu nedenle özellikle doğa tatillerine ilgi duyanlara Almanların meşhur bir lafını hatırlatıyor Saraloğlu: “Kötü hava durumu yoktur, kötü malzeme vardır.” Mevsime göre bere, şapka, rüzgârdan koruyacak polar ve termal tişörtler yürüyüşler için en uygun giysiler. Özellikle sentetik kumaşlı pantolonları tercih etmek gerektiğini hatırlatan Saraloğlu, “Bu tür kumaş ıslansa bile çabuk kurur, ısıyı muhafaza eder. Pantolonların kargo tipi bol cepli olmasında fayda var. Mevsime göre kısa pantolonla da yürüyebilirsiniz. Kot pantolon ise tamamen konu dışında” diyor. Kişiye uygun tur da önemli tabii. Yürüyüşe yeni başlamış birine 4-5 saat yürümeli bir tur önerilmiyor. Geziciyak’ın günübirlik tur rotaları ağırlıklı olarak Adapazarı ve İzmit’e doğru… Bunlar, kısıtlı zamanı olanlar için pratik turlar. Geziciyak Operasyon Sorumlusu Aslı Kutcan’a göre mevsimi en güzel yaşayabileceğiniz rotalar: Sülüklügöl, Aytepe, Çubuk Gölü, Göynük, Taraklı, Kılıçkaya ve Taraklı Karagöl Yaylası. Konaklamalı olanlar ise daha çok İğneada, Bolu, Orhaneli, Bilecik, Çubuk Gölü Göynük tercih ediliyor. Kutcan uyarıyor: “Doğa turlarında ‘çok kolay’ denebilecek bir rota yok.” Yürümek çok kolay değil ama mönüler sağlam! Sade ama lezzetli görünüyorlar. “Doğada temiz hava ve bol gıda var. Yemek verdiğimiz yerlerde yöreye uygun ürünler sunuyoruz” diyen Kutcan, köy kahvaltısıyla bölge esnafını da kalkındırdıklarını anlatıyor. Gezilere 9 yaşında çocuklar da 65 yaşındakiler de katılıyormuş.
Suiçti Şelalesi
Kendi rotanızı oluşturun
“Ben turla uğraşamam, sabah çok erken de uyanamam” diyorsanız İstanbul’a yakın rota olarak adalara kaçabilirsiniz. Gerçi hafta sonları özellikle Büyükada inanılmaz bir turist yoğunluğu yaşasa da Kınalıada ve Heybeliada nispeten daha sakin. Büyük ada turu yapmak, bisiklete binmek, ormanın içinde yürümek, taze balık yemek, güzel köşklerin önünde fotoğraf çekmek için adalar keyifli vakit geçirmenizi sağlayabilir. Bostancı, Bakırköy, Eminönü’nden kalkan motorların saatlerine bakarak gününüzü planlayabilirsiniz. Arabanızla gitmek isterseniz de Ağva, Şile, İstanbul Boğazı ile Karadeniz’in kesiştiği Anadolu Feneri, Sapanca, Maşukiye ve Bolu sizleri bekliyor…
Aytepe
İyi bir yürüyüş için
Küçük sırt çantası: Yürüyüş esnasında sık kullanacağınız polar, matara, şapka, güneş kremi, kumanya ve suyunuzu koyabileceğiniz 20-30 litre kapasiteli, bel kolonu olan sırt çantası. Yürüyüş sırasında eliniz boş olursa daha kolay yürürsünüz.
Yürüyüş botu: Su geçirmez özelliğe sahip, sert tabanlı yürüyüş amaçlı bir bot. Yürüyüşler genellikle patikalardan geçeceği için sert tabanlı botların bileklerinizi sarmasına dikkat etmelisiniz.
Tozluk: Bileğinizden dizinize kadar kapatır ve botunuza taş, toprak, çamur ve kar girmesini engeller. Ayrıca olası çamurlu bir parkurda paçalarınız temiz kalır.
Yağmurluk: Yağmurluğunuzun tek kullanımlık çöp poşeti tarzı bir şey olmamasına özen gösterin. Eğer varsa su geçirmez ince mont/ ceket getirebilirsiniz. Yağmurluk olarak panço denen sırt çantanızla aynı anda giyebileceğiniz, bol ve diz altına kadar sizi koruyan özel amaçlı yağmurluklardan edinebilirsiniz.
Baton: Doğa turlarında özellikle inişlerde kolaylık ve denge sağlar. Doğru kullanma şeklini rehberinize danışabilirsiniz.
İlkyardım: Rehberlerimizde ilkyardım malzemeleri olmasına rağmen kendinize küçük bir ilkyardım çantası hazırlayın ve sürekli kullandığınız ilaçları bulundurun.
Deniz-Göl: Günübirlik gezilerin bazılarında şelale, göl veya doğal termal havuza girme fırsatı bulabilirsiniz. Yanınızda mayo-şort ve ince havlu bulundurmanızda fayda var.