SON SAYI
Temmuz-Ağustos sayımız yayındadır, satın alıp dijital okumak için buraya tıklayınız.
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
TURUNCUMOD
Dergilerim
Hesabım
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Lookbook
Blog
Dergiler
Abone Ol
TURUNCU DERGİ
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
No Result
View All Result
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
Home Yaşam

Tıp Öğrencisi Zeynep’ten muthiş buluş!

Doğumda anneye geçen alyuvar miktarını hesapladı

Turuncu Dergisi by Turuncu Dergisi
Haziran 7, 2021
5 min read
0 0
0
Tıp Öğrencisi Zeynep’ten muthiş buluş!

RELATED POSTS

Fobi çeşitleri

Eylül ayı sebze ve meyveleri

Birinci sınıfa başlayan çocuğa nasıl davranılmalı?

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf öğrencisi olan Ümmühan Zeynep Bilgili’nin üzerinde çalıştığı TÜBİTAK destekli projesi, Türkiye’de ilk kez bebekten anneye geçen alyuvar miktarının tam olarak ölçülmesini sağlayacak ve kan uyuşmazlığı tedavisine kesin çözüm getirecek.

Türkiye’de her 100 gebelikten 2-3’ünde görülen ‘kan uyuşmazlığı’, özellikle ikinci gebelikten itibaren, bebeğin yaşamını tehdit ediyor.

Anne negatif, baba pozitif kan grubu olduğunda, doğacak bebeğin kan grubu da pozitifse, fetüsten anneye geçen kan (alyuvarlar) nedeniyle; bir sonraki gebelikte de bebek pozitif kan grubunda olursa, annenin bağışıklık sistemi fetüs ile savaşmaya başlıyor.

Bu da düşüklere, ölü doğuma veya bebeğin beyninde, kalp kaslarında hasarlara neden olabiliyor. Kan uyuşmazlığı riski bulunan tüm gebelere, bebekten anneye geçen kan miktarı ölçülmeden, rutin olarak ilk hamilelikte tek doz Anti D iğnesi yapılıyor. Ancak bu doz, her zaman yeterli gelmeyebiliyor.

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Mehmet Serdar Kütük’ün danışmanlığında, tıp fakültesi 5. sınıf öğrencisi Ümmühan Zeynep Bilgili’nin üzerinde çalıştığı TÜBİTAK destekli proje sayesinde, Türkiye’de ilk kez bebekten anneye geçen alyuvar miktarı tam olarak ölçüldü.

Danışman hocası Doç. Dr. Kütük ile birlikte yürüttüğü araştırma projesi hakkında açıklamalarda bulunan stajyer Dr. Ümmühan Zeynep Bilgili, şunları söyledi:

  • “Annelerin kan grubunun Rh negatif bebeğin kan grubunun Rh pozitif olduğu durumlarda, kan uyuşmazlığı dediğimiz olay ortaya çıkıyor. Bu, bebeğin sağlığını çok kötü etkileyebildiği gibi annenin sonraki gebeliklerini de riskli hale getirebiliyor. Neyse ki bunun için Rhogam adı verilen bir ilaç ile immünizasyonu yani annenin vücudunun tepki vermesini önleyip bu iki zararın ortadan kalkmasını sağlayabiliyoruz.
  • Ama bazı durumlarda bizim verdiğimiz ilaç dozu yeterli gelmiyor. Bu nedenle de annenin bir dahaki gebeliğinde yine bu riskler ortaya çıkabiliyor. Biz bu çalışmamızda, bu miktarı ölçebilecek bir test yaptık ve bu testi kliniğimizde de uyguladık. Verilen ilaç miktarının yetmediği durumlar var mı, bunları ortaya çıkarmaya çalıştık.”

Proje ile kan uyuşmazlığının ‘gözden kaçırılan‘ risklerini önlemeyi amaçladıklarını kaydeden Bilgili, şu bilgileri verdi:

  • “Bu testi yapmanın birden fazla yöntemi var. Biz dünyada da uygulanan ilk yöntemi tercih ettik. Mikroskopla anneden bebeğe geçen alyuvar miktarını belirledik. Bu, daha manuel bir yöntem. Yani insan gücüne dayanıyor. Bu testi yapmanın diğer bir yolu da Flow Sitometri cihazıyla bu ölçümü yapmak. Bunun metodunu oturtabilmek ve ülkemizde yaygınlaşabilmesi için de projemizle TÜBİTAK başvurusu yaptık.
  • O desteği de henüz yeni aldık. İlk metot, yani mikroskop altında bebekten anneye geçen alyuvar miktarını ölçtüğümüz metodun ulaşılabilirliği daha fazla. Çünkü ihtiyacınız olan sadece birkaç damla kan, birkaç kimyasal madde ve mikroskop. Ama bunun getirdiği zorlukların başında, insan gücüne çok bağımlı olması ve her bir testin vakit alması.
  • Tamamen yapan kişinin deneyimi ve vaktine bağlı. Flow Sitometri metodu ise daha otomatize. Bu cihaz genelde büyük hastanelerde olan ve başka testler için kullanılan bir cihaz. Türkiye’de bu kadar yaygın olarak kullanılan bir cihaz olduğu için biz de bu yöntemle bu testin yaygınlaşmasını istiyoruz. Çünkü işgücü sağlayamayacak, mikroskopta bu ölçümü yapacak tecrübesi olmayan ekiplerin olmadığı merkezlerde, bir çıkış yolu olacak.”

Öğrencisinin projesine sosyal medyada övgü dolu sözlerle destek veren Doç. Dr. Mehmet Serdar Kütük ise bu övgünün nedenini şu cümlelerle anlattı:

“Projenin okuma ve fizibilite çalışmaları esnasında, Türkiye’de bu konuda bilgi alışverişi yapabileceğimiz herhangi bir akademisyen olmadığını fark ettik. Araştırma öğrencimiz Zeynep Bilgili, birçok şeyi kendi imkanlarıyla öğrendi hakikaten ve çok başarılı oldu. Şu anda bebekten anneye geçen kanama miktarını, görsel olarak mikroskop altında hesaplayabilen Türkiye’deki tek araştırmacı. Bu açıdan bunu çok önemsiyorum.”

‘Hayatı boyunca gebeliklerini çok ciddi komplikasyonlarla sürdürmesine yol açabilir’

Kan uyuşmazlığının dünyada da oldukça yaygın bir durum olduğunu belirten Doç. Dr. Kütük, “Yüzde 0,5 ila yüzde 10’a kadar çıkabiliyor. Bizdeki yaygınlığı ise yüzde 2-3 civarında. Önemli bir problem, çünkü hala ‘perinatal mortalite’ dediğimiz, anne karnında veya doğum sonrası bebek ölümlerinin önlenebilir nedenlerinden birisi. Anti-D denilen ilaç, kan uyuşmazlığı olan bir anneye ilk doğumundan sonra yapılırsa, sonraki çocukların sağlıklı olmasına katkıda bulunabiliyoruz. Bunu yapmazsak ya da eksik bir şekilde yaparsak, dozu uygun şekilde vermezsek bu, bir anne adayının hayatı boyunca gebeliklerini çok ciddi komplikasyonlarla sürdürmesine yol açabilir” dedi.

Gebeliğin her 3 ayında bir tekrarlanan ‘indirekt coombs‘ testi ile bebekle anne arasındaki kan uyuşmazlığının belirlenebildiğini söyleyen Doç. Dr. Kütük, dünyada rutin olarak bakıldığı halde, ülkemizde halen bebekten anneye geçen kan miktarı ölçülmediği için, bu uyuşmazlığın önlenmesinde bazen yeterli doz ilaç uygulanamadığını söyleyerek şunları vurguladı:

“Gebeliğin 7. ayında bebek ile anne arasında bir uyuşmazlık reaksiyonu olup olmadığını anlamak için ‘indirekt coombs’ denilen bir tarama testi yapılır. Gebeliğin her üç ayında bir yapılıyor bu test. 28’inci haftada da bu test negatifse, bebeği koruyucu amaçlı ilk anti-D dozu anneye yapılıyor. Doğumdan sonra bebeğin kan grubuna bakılıyor, baba ile aynı, yani pozitif ise bu doz tekrarlanıyor. Ama burada problem şu: Gebeliklerin bir kısmında bebekten anneye, bir flakon anti-D dozunun derman olamayacağı kadar yüksek oranda kan geçişi olabiliyor. Dünyada aslında bu rutin olarak bakılıyor. Ancak bizde genellikle gebelere bir doz yapılıyor.”

‘Kan geçiş düzeyi belirlenip ilaç dozu buna göre ayarlanmalı’

Kleihauer-Betke test adı verilen mikroskop yöntemi veya Flow Sitometri ile bebekten anneye geçen kan miktarının tespit edilip, koruyucu dozun buna göre yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kütük, şunları söyledi:

“Bizim yaptığımız çalışmada, Türkiye’de ilk kez Kleihauer-Betke test ile fetal maternal kanama düzeyini tespit ettik. Gebelerin yüzde 2’sinde, bu kanamanın tahmin ettiğimiz miktarın üzerinde olduğunu, daha da ilginç olanı bu gebelerin klinik seyirlerinde de hiçbir belirti olmadığını gördük. Şayet bu yöntemi kullanmasaydık, 100 anneden iki tanesi eksik dozlarla evlerine gidecekti ve sonraki gebeliklerinde bizim immünizasyon dediğimiz, daha basit bir ifade ile annenin bağışıklık sisteminin bebeğin kan hücrelerine savaş açtığı bir durumla karşılaşacaktık. Bu da tedavisi hiç kolay olan bir durum değil”.

‘Ülkemizi 8-10 sıra yukarı taşıyabiliriz’

Flow Sitometri tekniği ile bu ölçümün Türkiye’de yaygınlaşmasının çok kolay olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Kütük, sözlerini şöyle noktaladı:

“Flow Sitometri, Kleihauer-Betke’den daha pratik bir yöntem. Ama şu ana kadar ülkemizde bunu yapan olmadı. Belki bizim bu çalışmamızla beraber, rutin olarak kullanıma girer ve diğer merkezleri de harekete geçirir. Perinatal mortalite, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini göstermesi açısından çok önemli bir parametredir. Perinatal mortalitenin 100 binde küsürlerle ifade edildiği bir ülkede yüzde 1-2 oranında bebek kaybını önlemek ise son derece önemli. Yani ülkemizi bu konuda bir anda 8-10 sıra yukarıya taşıyabilir. Bizim projemizin bu anlamda da tüm bilimsel camiayı harekete geçireceğini düşünüyoruz.”

ShareTweetPin
Turuncu Dergisi

Turuncu Dergisi

Related Posts

Fobi çeşitleri
Yaşam

Fobi çeşitleri

Eylül 1, 2023
Eylül ayı sebze ve meyveleri
Mutfak

Eylül ayı sebze ve meyveleri

Eylül 1, 2023
Birinci sınıfa başlayan çocuğa nasıl davranılmalı?
Yaşam

Birinci sınıfa başlayan çocuğa nasıl davranılmalı?

Eylül 1, 2023
Yeni Dekorasyon Fikirleri
Yaşam

Yeni Dekorasyon Fikirleri

Ağustos 31, 2023
Gece, bebeklerin uykusunun kesilmesine neden olan beş etken!
Yaşam

Gece, bebeklerin uykusunun kesilmesine neden olan beş etken!

Ağustos 31, 2023
İyot eksikliği nedir? Vücutta iyot eksikliği belirtileri nelerdir?
Yaşam

İyot eksikliği nedir? Vücutta iyot eksikliği belirtileri nelerdir?

Ağustos 31, 2023

Recommended Stories

Balkanların Az Bilinen Ülkesi Arnavutluk’ta Görülmesi Gereken 10 Yer

Kasım 25, 2019
Kafe ve Restoranlar Açılıyor: 1 Haziran İtibarıyla Geçerli Olacak Normalleşme Kararları Açıklandı

Kafe ve Restoranlar Açılıyor: 1 Haziran İtibarıyla Geçerli Olacak Normalleşme Kararları Açıklandı

Mayıs 31, 2021
İran’da kadınların stadyumlara girişine onay verildi

İran’da kadınların stadyumlara girişine onay verildi

Temmuz 4, 2023

Popular Stories

  • Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarı ve bilinmeyen hikâyesi

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Küçük ev’ akımı Türkiye’de yaygınlaşıyor: Tiny House

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Gezilecek Yerler Var! İşte Kocaeli’de Görmeniz Gereken 10 Yer

    2 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Tuil dekor nasıl yapılır?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
TURUNCU DERGİ

Turuncu dergisi Türkiye’nin hikayesini omuzlayan, ülkesinin kaderini kendi kaderi bilen nadir dergilerden. Doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı, bilgi kirliliğinin hızla çoğaldığı bir süreçte Turuncu her sayfada iyiye ve doğruya dair yeni bir şeyler söyleme çabasında.

Son Yazılar

  • Tatlılarda şeker yerine kullanılabilecek alternatifler
  • Fobi çeşitleri
  • Sonbaharda tatile çıkmak için en keyifli 6 neden

Kategoriler

  • Anne&Çocuk
  • Astroloji
  • Ayşegül Akyüz Yahşi
  • Betül Tat
  • Dekorasyon
  • Dosya
  • Emine Kibar
  • Esra Öztürk
  • Fatma Akgün
  • Fatma Karaman Süslü
  • Feride Şimşek Benli
  • Gaye Yardımcı
  • Genel
  • Gülay Kurt
  • Gülşen Özer
  • Güzellik
  • Halime Tezcan Tosun
  • Hilal Güler
  • Hüseyin Karaca
  • Kadın Hikayeleri
  • Kültür&Sanat
  • Merve Kuş Mataracı
  • Moda
  • Moda&Stil
  • Muradiye Şimşek
  • Mutfak
  • Nuran Sözen
  • Nuriye Ataseven
  • Psikoloji
  • Röportaj
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Saliha Karaaslan
  • Seda Şişman
  • Senem Dinç
  • Seyahat&Tatil
  • Seyran Akdaş
  • Teknoloji
  • Tuğba Şahbaz
  • Tuğba Şahin
  • Ümmügülsüm Tat
  • Yaşam
  • Yasemin Batur
  • Yazarlar
  • Zahide Ceylan
  • Zehra Güveli
  • Zehranur Ceylan Demir
  • Zeliha Tamer

Sayfalar

  • Abonelik
  • Ana Sayfa
  • Dashboard
  • Dergiler
  • Gizlilik politikası
  • Hakkımızda
  • Hesabım
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • My Orders
  • Ödeme Sayfası
  • Sepetim
  • Store List
  • Teslimat ve İade
  • TURUNCUMOD
  • Yazarlar

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

No Result
View All Result
  • Hesabım
  • Dergilerim
  • Sağlık
  • Mutfak
  • Yaşam
  • Seyahat&Tatil
  • Kültür&Sanat
  • Dekorasyon
  • Kadın Hikayeleri
  • Anne&Çocuk
  • Yazarlar
  • Astroloji
  • Videolar
  • Üye Ol
  • Abone Ol
  • Dergiler
  • Psikoloji
  • Teknoloji
  • Güzellik

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

Tekrar hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Parolanızı Kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
Go to mobile version