Amerikan Hastenesi’nde görev yapan Klinik Psikolog Bilge Akarslan, çocukların evden eğitimi sürecinde ebeveynlerle olan ilişkisini ve online eğitim şeklini verimli hale getirmenin yollarını anlattı.
Pandeminin hayatımıza girmesiyle tanıştığımız uzaktan eğitim düzenlemesinde, ebeveyn-çocuk ilişkisi farklı sebeplerden dolayı etkileniyor.
İlk olarak, ebeveyn rolü ile eğitimci rolünün çatıştığını söyleyebiliriz. Bu durum, ebeveynin öğretim sırasında öğrencinin yani çocuğunun derse katılımını denetleme, garanti etme ve kontrol etme çabasıyla ortaya çıkar. Ebeveyn-çocuk ilişkisinin sınırlarında kalamayan diyaloglar, aradaki duygusal bağı sınayan ve öğrenci-öğretmen ilişkisindeki resmi bağı hatırlatan etkileşimler yaşanabilir ve şüphesiz ebeveyn-çocuk ilişkisini etkiler. Bunun yanında, çocuğun konfor ve serbesti alanı olan “ev”e ilişkin algısının yeniden şekillenmesine, çocuğun duygusal dünyasındaki bazı temsillerin değişmesine neden olabileceği düşünülebilir. Bu etkilerin olumlu yönde olmayacağını öngörmek zor değildir.
Uzaktan eğitimin doğası gereği, öğretmenin öğrenci üzerindeki kontrolü, kurulan ilişki ve etkileşim kısıtlı olmaktadır. Okula özgü çerçevenin yokluğu ve ev ortamındaki tanıdık uyaranların dikkat ve konsantrasyon üzerindeki olumsuz etkileri izlenebilir. Bu da okuldakine benzer bir disiplin sistemi kurmaya çabalayan ebeveynlerde aşırı kontrol etme çabası, başarıdan sorumlu hissetme ve takiben yetersizlik duygularına yol açabilir.
Yaşadığımız dönemde kaçınılmaz olan bu eğitim şeklini daha verimli kılabilmek için şu öneriler dikkate alınabilir:
-
Çalışma ortamının mümkün olduğunca izole edilmesi
-
Öğreticinin sınırlarına müdahale edilmemesi ve spontanitenin bozulmaması
-
Sınıf ortamına yaklaşmak adına hataya müsaade edilmesi
-
Mükemmel olmamaya tahammül edilmesi
-
Mevcut değişime adapte olmakta olan eğiticinin yönlendirmelerine uyumlu davranılması
-
Ebeveyn rolü sınırlarında kalarak öğretmen-öğrenci ilişkisini muhafaza edip, aynı anda ebeveyn-çocuk ilişkisinin de korunabilmesi.