SON SAYI
Temmuz-Ağustos sayımız yayındadır, satın alıp dijital okumak için buraya tıklayınız.
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
TURUNCUMOD
Dergilerim
Hesabım
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Lookbook
Blog
Dergiler
Abone Ol
TURUNCU DERGİ
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
No Result
View All Result
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
Home Röportaj Genel Yazarlar Gülay Kurt

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü Ve Kriz

Turuncu Dergisi by Turuncu Dergisi
Kasım 7, 2020
4 min read
0 0
0
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü Ve Kriz

 

RELATED POSTS

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu bu seneki temasını  “KRİZ” olarak belirledi. Yaşanan pandemi süreci, şehircilik konusu üzerinde yoğunlaşan acil eylem planlarının bir önce hayata geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Tüm dünyayı saran bu pandemi sürecinin beklenen krize dönüşmüş olduğu gözlemlenerek, bunun bir “fırsat” olarak nasıl değerlendirilebileceği önem kazanmaktadır. Zira dünya tarihinde yaşanan her türlü “Krizler”  devrimci dönüşümler açısından yeni fırsatlar ve fikirler oluşturan elverişli bir ortam sunmuştur. Bu bağlamda yaşanan sorunların şehircilik ve mimari oluşum üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri son derece önemli olacaktır.

Her yıl düzenlenen 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü, ilk olarak 1949 yılında, Arjantin’de düzenlenmiş ve diğer ülkelere de yayılarak evrensel bir etkinlik olmuştur. Ülkemizde ise ilk olarak 1977 yılında etkinlikler başlatılmış ve her yıl farklı temalar üzerinden tekrarlanarak devam etmektedir.

Ne kadar faydalı olduğu tartışılsa da farkındalık oluşturmak adına önem kazandığı yadsınamaz.

Turgut Cansever mimarlığı “İnsanın dünyadaki esas vazifesi dünyayı güzelleştirmektir” hadisiyle çerçevelendirerek açıklamıştır. Bu bağlamda insan ne yapıyorsa güzel yapmalı, güzel bakmalı, etrafını güzelleştirmeli ki hayatını güzel yaşasın. İnsanlık güzel yaşamak için medeniyetler oluşturdu, şehirler meydana getirdi. Her ne kadar yaşanılan mekânlar; köy, kasaba, kentler etrafında şekillense de günümüzde dünya nüfusunun çoğu şehirlerde yaşamaktadır.

Bu şehirleşme ve kent nüfusunun artması önümüzdeki 20 yılda daha da artacaktır. Zira şehirleşme, medeniyetle neredeyse eşanlamlı olarak görülmektedir. Gerçekte ise tarihe baktığımıza kentler medeniyetin temeli olmuştur. Hatta kent devletleri –15 yy ’da Venedik, Floransa, Napoli gibi kent devletleri bugünkü İtalya’yı meydana getirmiştir- dünya tarihinde ilk medeniyet, yargı, hukuk, maliye, ticaret, yerleşim ağlarını belirleyen algıları ve yasaları net biçimde meydana getirmiştir.

Cansever Şehri ise; insanın, hayatını düzenlemek üzere meydana getirdiği en büyük fiziki ürün olarak tanımlar. Yine şehre biçimini veren tercihleri ise insanların yaşadıkları toplumsal olaylar, ilişkiler, inandıkları dinler, toplumu her türlü ilgilendiren hareketlerin şekillendirdiğini belirtir.

İslam kültürlerinde ise bir şehrin imajı cennet tasavvurunun bir yansıması olarak görülmektedir. Aslan yattığı yerden belli olur misali insan nasıl bir şehirde yaşıyorsa ya o şehrin kimliğine bürünür ya da o şehir orada yaşayan insanların bütününden bir parça olur. Bu karşılıklı etkileşim, şehrin organik yapısını sonsuza dek inşa eden bir denklemdir.

Şehirler, insanlar arası sosyal mesafenin en aza indiği mekânlar bütünüdür. Buna karşın yaşanılan son süreçte pandemiden korunmak için sıklıkla tekrarlanan sosyal mesafeyi koruma uyarısı, şehir hayatında uyulması zor bir durum olarak karşımıza çıkar. Sosyal hayatın en yoğun yaşandığı hatta neredeyse hiç duraksamadığı büyükşehirlerde ise durum daha da vahim hale gelmektedir. Özellikle metropol şehirlerde ulaşım ağlarında yaşanılan yoğunluk had safhadadır. Şehir içi ulaşım ağlarında yaşanılan “kriz” bazı yasaklarla ve cezalarla çözülmeye çalışılırken yoğun yaşamaya alışkın! şehir insanını seyreltilmiş bir toplum hayatına dönüştürmek ilk hedef olmalı kanımca.      

Kentler ilk ortaya çıktıklarından beri yenilenme ya da dönüşüm sorunuyla karşı karşıya kalmış, tarihin ilk dönemlerinden beri, depremler, yangınlar, hastalıklar, salgınlar, işgal ve buna benzer nedenlerle büyük yıkımlara uğramışlardır. Son olarak savaşla beraber dünyadaki değer algılarının sürekli değişimi ve buna bağlı olarak bozulan dengelerin pandemi sebebi ile yeniden kurulması acil bir hal olmuştur. Yaşanılan olaylar, en iyi kriz yönetimini gerçekleştiren kentlerin bu süreci en verimli şekilde atlatacağını göstermektedir.

Şehirlerin mevcut sağlık ve yapısal durumu, deprem gerçeği, planlama ve yeniden yapılanmada sürekli yeni arayışları beraberinde getirmektedir. Geçtiğimiz son on yılda dünya çapında ve ülkemizde farklı kentsel dönüşüm uygulamaları ile çöküntü alanlarının iyileştirilmesinin bu sürece ne kadar katkı sağlayacağını çok iyi hesap etmek gerekir. Zira artık kentsel dönüşüm sürecinde kullanılan araçlara “sağlıklı ve doğa dostu şehir” temelli yaklaşımlar eklenmiştir. Bu durumun krizi fırsata dönüştürmek isteyen “sağlıklı kent” veya “orman kent” vb reklamlarla konut satışlarının artmasını öngören inşaat firmalarının çabalarından çok öte bir konudur. Hatta hiç ilgisi yoktur.

Bütüncül bir yaklaşımla, bir an evvel dönüştürülmesi gereken çöküntü alanlarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda  “kriz yönetimi” sağlanmalıdır. Anlık çözümler yara merhemi sonucunu getirmekte olup gelecekte daha fazla sorunun çözülmesinde fayda sağlamayacaktır. Kalıcılık ve sürdürülebilir çözümler bizim için en akılcı olan yönetimlerdir.  Bunun için oldukça kafa yoran Worldwatch Enstitüsü “Dünyanın Durumu 2016” raporunda bir hayli uzun ve şehri ilgilendiren her konuda raporlar hazırlayarak gelecekteki kentlerin nasıl planlaması gerektiğine dair öneriler sunmuştur.   

Kentler toplumların ortak yaşam alanları olduğuna göre, yaşama ortamlarının kalitesini yükseltmek, şehir donatılarını eşit miktarda oluşturmak, çalışma alanlarını doğa dostu ve karbon emilimini en aza indirmeye çalışarak düzenlemek ilk hedef olmalı. Akabinde ise ulaşım, ticaret gibi bağlantıları yeniden gözden geçirip israfın önüne geçmek, kentlinin yaşam haklarına yönelik fırsatlar yaratacaktır. Doğal kaynakları doğru kullanabilmek ve yönetmek, sürdürülebilir kararlar ile bu yapılandırmayı oluşturabilmek ancak yeni kentsel planlama yaklaşımlarıyla mümkün olacaktır.

ShareTweetPin
Turuncu Dergisi

Turuncu Dergisi

Related Posts

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 
Gaye Yardımcı

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Ocak 6, 2021
Gülay Kurt

Aralık 11, 2020
Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak
Yaşam

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

Aralık 7, 2020
Nasıl Minimalist Oldum?
Saliha Karaaslan

Nasıl Minimalist Oldum?

Aralık 7, 2020
DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK
Yaşam

DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK

Aralık 7, 2020
Acuka
Mutfak

Acuka

Mart 7, 2021

Recommended Stories

Suyun rahatlatıcı etkisi nedir? Sıkıldığınızda neden yüzünüzü yıkama ihtiyacı hissedersiniz?

Suyun rahatlatıcı etkisi nedir? Sıkıldığınızda neden yüzünüzü yıkama ihtiyacı hissedersiniz?

Temmuz 17, 2021
Çinlilerin Genç Ve Sağlıklı Kalmak İçin Yüzlerce Yıldır Uyguladığı 7 Yöntem

Çinlilerin Genç Ve Sağlıklı Kalmak İçin Yüzlerce Yıldır Uyguladığı 7 Yöntem

Kasım 13, 2022

SUFLE FIRINDAN YENİ ÇIKTI!

Kasım 11, 2019

Popular Stories

  • Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarı ve bilinmeyen hikâyesi

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Küçük ev’ akımı Türkiye’de yaygınlaşıyor: Tiny House

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Gezilecek Yerler Var! İşte Kocaeli’de Görmeniz Gereken 10 Yer

    2 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Tuil dekor nasıl yapılır?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
TURUNCU DERGİ

Turuncu dergisi Türkiye’nin hikayesini omuzlayan, ülkesinin kaderini kendi kaderi bilen nadir dergilerden. Doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı, bilgi kirliliğinin hızla çoğaldığı bir süreçte Turuncu her sayfada iyiye ve doğruya dair yeni bir şeyler söyleme çabasında.

Son Yazılar

  • Tatlılarda şeker yerine kullanılabilecek alternatifler
  • Fobi çeşitleri
  • Sonbaharda tatile çıkmak için en keyifli 6 neden

Kategoriler

  • Anne&Çocuk
  • Astroloji
  • Ayşegül Akyüz Yahşi
  • Betül Tat
  • Dekorasyon
  • Dosya
  • Emine Kibar
  • Esra Öztürk
  • Fatma Akgün
  • Fatma Karaman Süslü
  • Feride Şimşek Benli
  • Gaye Yardımcı
  • Genel
  • Gülay Kurt
  • Gülşen Özer
  • Güzellik
  • Halime Tezcan Tosun
  • Hilal Güler
  • Hüseyin Karaca
  • Kadın Hikayeleri
  • Kültür&Sanat
  • Merve Kuş Mataracı
  • Moda
  • Moda&Stil
  • Muradiye Şimşek
  • Mutfak
  • Nuran Sözen
  • Nuriye Ataseven
  • Psikoloji
  • Röportaj
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Saliha Karaaslan
  • Seda Şişman
  • Senem Dinç
  • Seyahat&Tatil
  • Seyran Akdaş
  • Teknoloji
  • Tuğba Şahbaz
  • Tuğba Şahin
  • Ümmügülsüm Tat
  • Yaşam
  • Yasemin Batur
  • Yazarlar
  • Zahide Ceylan
  • Zehra Güveli
  • Zehranur Ceylan Demir
  • Zeliha Tamer

Sayfalar

  • Abonelik
  • Ana Sayfa
  • Dashboard
  • Dergiler
  • Gizlilik politikası
  • Hakkımızda
  • Hesabım
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • My Orders
  • Ödeme Sayfası
  • Sepetim
  • Store List
  • Teslimat ve İade
  • TURUNCUMOD
  • Yazarlar

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

No Result
View All Result
  • Hesabım
  • Dergilerim
  • Sağlık
  • Mutfak
  • Yaşam
  • Seyahat&Tatil
  • Kültür&Sanat
  • Dekorasyon
  • Kadın Hikayeleri
  • Anne&Çocuk
  • Yazarlar
  • Astroloji
  • Videolar
  • Üye Ol
  • Abone Ol
  • Dergiler
  • Psikoloji
  • Teknoloji
  • Güzellik

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

Tekrar hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Parolanızı Kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
Go to mobile version