SON SAYI
Temmuz-Ağustos sayımız yayındadır, satın alıp dijital okumak için buraya tıklayınız.
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
TURUNCUMOD
Dergilerim
Hesabım
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Lookbook
Blog
Dergiler
Abone Ol
TURUNCU DERGİ
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
No Result
View All Result
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
Home Röportaj Genel Yazarlar Seyran Akdaş

Kendine Anne Olmak

Turuncu Dergisi by Turuncu Dergisi
Aralık 3, 2020
5 min read
0 0
0
Kendine Anne Olmak

Çocukluk, ergenlik, ilk gençlik evreleri birbirine bulanmış duygular, deneyimler, itilip çekilmelerle  geçer. Nehrimizin yatağı nereye akarsa oraya sürükleniriz. Bir yandan boşluk hissinden rahatsız olur, bir yandan da kalabalıklar arasında yuvarlanıp gitmek işimize gelir. Ta ki bir gün içimizde hiçbir şeye benzemeyen bir sızı baş gösterene kadar.

RELATED POSTS

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

Varlığa zimmetli canın…

Çoktan kaybolmuşuzudur. Hatta her bir parçamız başka bir yerde kayıp, bulunmayı bekliyordur. İşte bu derin sızı kayıp aranıyor alarmıdır. Peşine düşeriz ister istemez kendimizin. Artık sorumluluğunu alma vaktidir hayatın. Varlığa zimmetli canının sorulur senden. O vakit bakma zamanı gelmiştir aynalara.

En çok kaçanlar en yaralı ve zayıf olanlardır.

Fakat aynaya bakmak kolay değildir çoğu kez. Daha tanışmadan küsmüş, küstürülmüşüzdür benliğimize. Birçoğumuzun içinde küskün ya da yaralı çocuk parçalarımız. O iyileşmeden hiçbir türlü iyi olmaz yaşamlarımız. Dışarıda ikame iyilikler arar dururuz. Avuçlarımıza birikir hayal kırıklıkları. Tekrar döneriz arka bahçemize. Bakmaya cesaretleniriz artık eksiğimizle fazlamızla her halimize. Bazılarımız ise kaçmayı sürdürür kendinden delice. En çok kaçanlar en yaralı ve en zayıf olanlardır.

Hayatı kaçırmadan yüzleşme vakti… Evet, kalbimiz kırıklar, yaralarla dolu olabilir. Onlarla nasıl baş edeceğimizi bilmediğimiz için kaçmak ya da suçluyu dışarıda aramak, kendimizi korumaya dair olsa da; tüm yaşananlar bizi biz yapmak içindir. Hayatı kaçırmadan bu yüzleşme gerçekleşmelidir.

Anne karnında başlayan hikayemiz

Tekinsiz ve çaresiz var olduğumuz şu evrende aile denen yakın ilişkiler dairesinde başta anne-babamızdan destek bekleriz. Yaşamda kalmak için onlara hayati derecede muhtaç ve duyarlıyızdır. Her anne baba kendi bildiğinin en iyisiyle, kendilerini iyileştirebildikleri ölçüde bize faydalı olurlar. Bunu beceremedikleri yerde ruhsal yaralanmalar başlar.

Daha anne karnında, yaşama coşkuyla karşılandığımız mı yoksa zamansız gelen ya da fazlalık gibi görüldüğümüz bir canlı gibi mi kendimizi algıladığımız; doğumumuzun zor ya da kolay olması; içine girdiğimiz aile iklimi; diğerlerinin bize kendimizi nasıl hissettirdiğiyle kendimize dair yargılar oluştururuz. Yaramaz, iyi, kötü, çalışkan, sevecen, inat…

Anne ve babamın ayrı ayrı ve birlikte kendi yaralarını projekte ettikleri sahneye tutulmam sık sık; hayat, kimlikler ve ilişkilere dair karmakarışık ve tutarsız şemalar oluşturur  zihnimde.

Ağzımıza zorla sokulan mama kaşıkları ve sonrasında “Biraz daha ye doymadın” ısrarları kendimden şüpheye düştüğüm ilk deneyimlerdir. Zorla uyutulmalar, düşersin diye durdurulmalar, ne zaman, nerede, nasıl hareket edeceğime sürekli, bazen başımı okşayarak bazen kaşlarını çatarak o kocaman insanların karar vermesi kendimi yetersiz hissettiren, seçim hakkı tanımayan, atacağım her adımda tereddüte düşüren bir mekanizma oluşturur içimde.

Anne ve babamın ayrı ayrı ve birlikte kendi yaralarını projekte ettikleri sahneye tutulmam sık sık; hayat, kimlikler ve ilişkilere dair karmakarışık ve tutarsız şemalar oluşturur  zihnimde.

“Erkekler ağlamaz, kızlar çok gülmez, düştüysen dikkat etseydin, sesini çıkarma işinden olursun, anneye öyle denmez, bunda üzülecek ne var…“

En fenası da duyguların ifade bulamayışı elbette. İnsanın neredeyse tüm motivasyonu duygular iledir. Yakınlaşmak, uzaklaşmak, seçim yapmak ve tüm eylemler duyguların duyuları örgütlemesiyledir. Bu topraklarda duyguları hissetmek, adını koymak, böylece ihtiyacımız olanı fark edip harekete geçmek yerine sürekli bastırılan, yok sayılan, yanlış şekilde kanalize edilen baş belasıdır duygular.

“Erkekler ağlamaz, kızlar çok gülmez, düştüysen dikkat etseydin, sesini çıkarma işinden olursun, anneye öyle denmez, bunda üzülecek ne var…“  Hep susturulmaya çalışılır duygular. Ve de hep hasta eder bizi ifade bulmamış her şey gibi. Bu yine de iyi tablo. Bunun ihmal, istismar, ağır yaşam olaylarına maruz kalmış halini detaylandırmıyorum bile!

3 tip insan modeli…

Henüz psikolojik bağışıklık sistemi gelişmemiş insan canlısının bunca tutarsız mesaja maruz kalması ve sınırların keçe gibi birbirine geçmesi elbette sağlıklı bağlanma-ayrışma-bireyleşme sürecini sekteye uğratmaktadır. İnşaatın temeli sağlam olmadığında üst katların tüm dekoruna rağmen sağlamlığı daima tehlikededir.

Sonra üç tip insan modeli çıkar karşımıza. Birincisi kendini yok saymış, otoriteye uyumlanmış, onay arayan,  itaat ve idareci model (çocuk modda kalmış benlik). ikincisi isyankar, kıra döke, öfke ve arsızlıkla kendine özgürlük alanı açan model (ergen modda kalmış benlik). Üçüncü model ise azınlıkta olan grup; kendinin ve gerçeğin farkına varmış, yaşadıklarının hesabını içinde görmüş, yasını tutmuş, ayağa kalkmış, üzerine yapıştırılan etiketleri sökme cesareti göstermiş, hayatının sorumluluğunu üzerine almış ve kendisiyle dost olabilmiş model (yetişkin modda olan benlik).  Benliğimizi yeniden tanımak ve tanımlamak, bunun için de tadilattan geçirmek bizim görevimizdir.  Geçmişi ve ebeveynlerimizi suçlamak kolay olan ve yine sorumluluğu dışsal sebeplere teslim etmek demek. Buralarla yüzleşeceğiz, canımız yanacak, hüzne dalacağız belki. Fakat büyük planı göz ardı etmeyeceğiz. Değişip dönüşmek yani olgunlaşmak için geldiğimiz şu yaşam planında senaryomuza ve rolümüze kabul vermekle başlayabiliriz yeniden. Fakat bu sefer kurban gibi değil kahraman gibi.

Çünkü yaşam anladığında başlar. Anlamak ise sana düşen  sorumluluğu üstlenmektir.

Arkanda dur, güven kararlarına. Küçük hesaplardan kurtar paçanı. Dön yüzünü birlik ve içindeki biricikliğe. Ruhun da yoruldu seni çağırmaktan artık dinle.

Şimdi hiçbir çeliciye ve bahaneye kulak asmadan, zamanında kendin zannettiğin tüm yetersizlik, değersizlik, utanç ve sevgisizliklere rağmen; belki geç kalmışlığa, hatalara, kayıplara rağmen; korkulara, kaygılara, zora rağmen cesaretlen yeniden doğmaya.

İçindeki öz benine varmak asıl hedefin olsun. Kucakla kendini her halinle, yaran beren, gururlandığın, utandığın her bir yanınla. Can evinin dışına attığın gölgelerini al içeri aydınlat. Arkanda dur, güven kararlarına. Küçük hesaplardan kurtar paçanı. Dön yüzünü birlik ve içindeki biricikliğe. Ruhun da yoruldu seni çağırmaktan artık dinle. Hayat seni bu kadar desteklerken bağrını aç ve ilerle. Dışarıda yok bir şey. Her şey senin büyümen için vesile.

Alamadığın onayı, desteği, sevgiyi şefkati kendine sen ver. Başarılarını sen alkışla, yaramazlıklarını sen hoş gör.  Bırak bilmesinler ne kadar derin sızıların, uçsuz bucaksız hayallerin, kocaman cesaretin, yüzlerce kez düşüp kalkmaların olduğunu. Ve bunun için takdir etmesinler ne çıkar. Sen bil kıymetini. Yaralarına bakıp bakıp kendine acımak yerine öp onları iyileşsin. “Yaraların ışığın girdiği yerdir!”  Şifa da sensin, iyilik de, sevgi ve güzellik de sen…Kimse seni senden iyi bilemez, kimse sana senden çok yardım edemez. Ayna olur sadece. Berrak aynalar seç bakmak için özüne. Hayat seçimlerimizdir her solukta. İhtiyacın olanı, layık olanı, sana yaraşanı seç.

Sen kendinle dost olursan herkes ve her şey o vakit sana dost olur, unutma. Yaşamak anlam kazanır, kolaylaşır, aşkınlaşır. Tut ellerini sımsıkı öyleyse coşkuyla yürü kendi yolunu hayret ve şükürle…

ShareTweetPin
Turuncu Dergisi

Turuncu Dergisi

Related Posts

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 
Gaye Yardımcı

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Ocak 6, 2021
Gülay Kurt

Aralık 11, 2020
Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak
Yaşam

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

Aralık 7, 2020
Nasıl Minimalist Oldum?
Saliha Karaaslan

Nasıl Minimalist Oldum?

Aralık 7, 2020
DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK
Yaşam

DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK

Aralık 7, 2020
Acuka
Mutfak

Acuka

Mart 7, 2021

Recommended Stories

Gerçek tereyağını nasıl anlarız?

Gerçek tereyağını nasıl anlarız?

Ağustos 4, 2022

Elon Musk insan beyni çipleri için tarih verdi

Şubat 4, 2021
Pembe renkli Bugatti Chiron Sport göz kamaştırıyor

Pembe renkli Bugatti Chiron Sport göz kamaştırıyor

Haziran 2, 2021

Popular Stories

  • Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarı ve bilinmeyen hikâyesi

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Küçük ev’ akımı Türkiye’de yaygınlaşıyor: Tiny House

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Gezilecek Yerler Var! İşte Kocaeli’de Görmeniz Gereken 10 Yer

    2 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Tuil dekor nasıl yapılır?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
TURUNCU DERGİ

Turuncu dergisi Türkiye’nin hikayesini omuzlayan, ülkesinin kaderini kendi kaderi bilen nadir dergilerden. Doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı, bilgi kirliliğinin hızla çoğaldığı bir süreçte Turuncu her sayfada iyiye ve doğruya dair yeni bir şeyler söyleme çabasında.

Son Yazılar

  • Tatlılarda şeker yerine kullanılabilecek alternatifler
  • Fobi çeşitleri
  • Sonbaharda tatile çıkmak için en keyifli 6 neden

Kategoriler

  • Anne&Çocuk
  • Astroloji
  • Ayşegül Akyüz Yahşi
  • Betül Tat
  • Dekorasyon
  • Dosya
  • Emine Kibar
  • Esra Öztürk
  • Fatma Akgün
  • Fatma Karaman Süslü
  • Feride Şimşek Benli
  • Gaye Yardımcı
  • Genel
  • Gülay Kurt
  • Gülşen Özer
  • Güzellik
  • Halime Tezcan Tosun
  • Hilal Güler
  • Hüseyin Karaca
  • Kadın Hikayeleri
  • Kültür&Sanat
  • Merve Kuş Mataracı
  • Moda
  • Moda&Stil
  • Muradiye Şimşek
  • Mutfak
  • Nuran Sözen
  • Nuriye Ataseven
  • Psikoloji
  • Röportaj
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Saliha Karaaslan
  • Seda Şişman
  • Senem Dinç
  • Seyahat&Tatil
  • Seyran Akdaş
  • Teknoloji
  • Tuğba Şahbaz
  • Tuğba Şahin
  • Ümmügülsüm Tat
  • Yaşam
  • Yasemin Batur
  • Yazarlar
  • Zahide Ceylan
  • Zehra Güveli
  • Zehranur Ceylan Demir
  • Zeliha Tamer

Sayfalar

  • Abonelik
  • Ana Sayfa
  • Dashboard
  • Dergiler
  • Gizlilik politikası
  • Hakkımızda
  • Hesabım
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • My Orders
  • Ödeme Sayfası
  • Sepetim
  • Store List
  • Teslimat ve İade
  • TURUNCUMOD
  • Yazarlar

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

No Result
View All Result
  • Hesabım
  • Dergilerim
  • Sağlık
  • Mutfak
  • Yaşam
  • Seyahat&Tatil
  • Kültür&Sanat
  • Dekorasyon
  • Kadın Hikayeleri
  • Anne&Çocuk
  • Yazarlar
  • Astroloji
  • Videolar
  • Üye Ol
  • Abone Ol
  • Dergiler
  • Psikoloji
  • Teknoloji
  • Güzellik

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

Tekrar hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Parolanızı Kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
Go to mobile version