Bazen güneşin etkisiyle bazen de çok farklı iç ve dış etken kaynaklarıyla oluşabilen lekeler ve cilt tonu eşitsizlikleri, etkili tedavi yöntemleri ile giderilebiliyor…
Hiperpigmentasyon nedir?
Yazın bitmesiyle beraber cilt lekeleri daha da görünür bir hal almaya başladı. Sadece güneş değil genetik yatkınlık, yanlış kozmetik ürün kullanımı, hamilelik ve bazı ilaçlar da lekelenmelere neden olabiliyor. Cildimize rengini veren melanin pigmenti, bir bölgede fazla olarak üretildiğinde ve biriktiğinde kahverengi lekeler ve cilt renginde bozukluklar oluşuyor. Buna hiperpigmentasyon deniyor.
Leke oluşumunu engellemek için neler yapabilirsiniz?
Öncelikle; yaz-kış demeden etkili ve yüksek koruma faktörlü bir krem kullanın. Kremi güneşe çıkmadan önce uygulayın. Cildinize parfüm sürmeyin, güneş ile kimyasallar bir araya gelerek leke oluşumuna neden olabiliyor. El üzerinde oluşan lekeler için elleri de güneş koruyucu ile korumayı ihmal etmeyin; otomobil kullanırken bile sürmelisiniz. Ayrıca telefon, bilgisayar gibi teknolojik aletlerin aşırı kullanımı sonucu bu aletlerden gelen zararlı ışınlara maruz kalmak da ciltte leke oluşumuna zemin hazırlayabiliyor, unutmayın!
Mezoterapi ile lekeleri yok edin!
Yüzde görülen kahverengi oluşumlara Melazma (Güneş lekesi) deniyor. Kadınlarda, erkeklere göre daha sık görülen bu lekelerin yaş ilerledikçe görülme oranı artıyor. Lekenin tedavisinden iyi yanıt alınıp alınamayacağının en önemli göstergesi ise lekenin derinliği oluyor. Leke ne kadar yüzeydeyse tedavi o kadar başarılı sonuç veriyor.
Yaz aylarının miras bıraktığı güneş lekelerini, kalıcı hale dönüşmeden tedavi etme yöntemlerinden biri ise mezoterapi. Uzm. Dr. Şafak Göktaş, plazma teknolojisi ile mezoterapi kombine olarak yapıldığında daha başarılı sonuçlar alındığını söylüyor ve yöntemin nasıl uygulandığını şöyle anlatıyor:
“Yüz mezoterapisi, cildin altına küçük iğneler ile yapılan hyaluronik asit, vitamin ve mineral karışımından oluşan bir kür. Bir diğer ismiyle mezotifting; cildin yenilenmesi, canlanması, kırışıklıkların azalması ve sarkmaların toparlanmasında da etki gösteriyor. Eller, dekolte bölgesi, boyun, gıdı ve tüm yüze uygulanabiliyor. Mezoterapi ile cildin altına enjekte edilen sıvı cildi uyarıyor, işlem yapılmaya başlandığı andan itibaren lifting yani yüzü yukarı çekme etkisi başlıyor. Öncesinde cilt krem ile uyuşturuluyor. İşlem yapılmadan önce yüz temizleniyor. İşlem yaklaşık yarım saat sürüyor. İşlem sonrasında kızarma, şişme, hafif morarma gibi yan etkiler oluşabiliyor. Yüz mezoterapisi cildin yapısına (Genç cilt, orta yaşlı cilt, yaşlı cilt) bağlı olarak 3 ile 6 seans arasında yapılıyor. 2 seans sonrası etkisi daha hızlı ve net bir şekilde görülüyor.”
Etkili teknolojik yöntemler ile leke temizliği
Dr. Ömür Tekeli ve Dr. Evşen Altunay, istenmeyen cilt lekelerinin tedavisinde teknolojik tedavilerin oldukça etkili olduklarını söylüyor ve ekliyor: “Çoğu insan cilt lekelerinden kurtulamayacağını düşünse de Q-Switched Lazer ile her türlü cilt lekesi azaltılabiliyor. Cilt tipi ve lekenin türüne göre sonuçlar değişmekle birlikte lekeler büyük oranda temizleniyor. Aynı zamanda kollajen üretimi uyarılarak cildinizin gençleşmesine yardımcı oluyor. Cildin yağ ve nem dengesi sağlanıyor, gözenekler sıkılaşıyor ve ton farkları azalıyor. Tedaviden sonra doğum lekeleri ve bazı inatçı ve derin yerleşimli güneş lekeleri, güneş koruyucu kullanımına dikkat edilmezse bazen birkaç ay veya birkaç yıl içinde geri dönebiliyor. Kişi cildini 15 dakika bile güneşten korumazsa leke yeniden ortaya çıkabiliyor. Bununla birlikte, tekrar lekelenme olması durumunda işlem yenilenebiliyor.”
Leke tedavisinde bir diğer teknolojik tedavi yöntemi ise Pico Genesis Lazer. Pico Genesis Lazer; istenmeyen çiller, güneş lekeleri ve yaşlılık lekelerinin görünümünü nazikçe, öngörülebilir ve hızlı bir şekilde iyileştirmek için geliştirilmiş. Bu uygulama ile cilt daha açık renkli, eşit tonlu, daha parlak ve daha pürüzsüz görünebiliyor. Dr. Ömür Tekeli ve Dr. Evşen Altunay; Pico Genesis Lazer’in fazla üretilmiş ve birikmiş melanin pigmentini azaltırken bir yandan da cilt altında büyüme faktörü içeren iyileşme odakları yaratarak önemli ölçüde anti-aging etki de yarattığını ifade ediyorlar.