SON SAYI
Temmuz-Ağustos sayımız yayındadır, satın alıp dijital okumak için buraya tıklayınız.
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
TURUNCUMOD
Dergilerim
Hesabım
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
Lookbook
Blog
Dergiler
Abone Ol
TURUNCU DERGİ
  • Giriş Yap
  • Kayıt Ol
No Result
View All Result
TURUNCU DERGİ
No Result
View All Result
Home Röportaj Genel Yazarlar Hilal Güler

Yönetilecek Algımız Yoktur

Turuncu Dergisi by Turuncu Dergisi
Kasım 7, 2020
4 min read
0 0
0
Yönetilecek Algımız Yoktur

Elektronik iletişimin yaygınlaşmasının toplumların düşünsel değişimlerindeki etkisi üzerine çalışan Kanadalı yazar Marshall Mcluhan, 1960’lı yıllarda Dünya’nın artık bir köyden farksız olduğunu ifade ediyordu. Aradan geçen 60 yılda Dünya deyimi yerindeyse eskisinden daha hızlı dönmeye başladı ve yazarın öngörüsü tam anlamıyla gerçek oldu. Dünya’da bir haberin yayılımı artık küçük bir köyden bile hızlı. Bununla birlikte bilgiye erişim de 20. yüzyıla göre oldukça kolay ve daha masrafsız. Ancak özellikle bazı toplumların kriz anlarında verdiği ani ve abartılı tepkiler, bir haberin yayılım hızının toplumsal bütünlüğü zedeleyebilir oluşu konusundaki birtakım endişeleri de haklı çıkarmakta. Bilginin erişilebilirliğinin, sadece birkaç on yıl öncesine göre ciddi anlamda kolaylaşmasının insanlık için ne kadar büyük bir fırsat olduğunu bir kenara bırakırsak haberlerin saniyeler içerisinde Dünya’nın bir ucundan diğerine yayılabilir oluşunun taşıdığı oldukça büyük bir riski de var!

RELATED POSTS

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

Sevgili okuyucu, bu ay sizlere sosyal medya üzerinden servis edilen yalan haberlerlerden, karalama kampanyalarından ve yürütülen algı çalışmalarının ne gibi sonuçlara yol açabileceğinden bahsetmek istiyorum. Malcolm X’in sarfettiği “Eğer dikkatli olmazsanız gazeteler mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur!” cümlesinden hareketle, çağımızda algı yönetiminin ne denli hassas bir konu olduğunun bu yazı vesilesi ile altını çizmek niyetindeyim.

Çoğumuz doksanları yaşamış bir nesil olarak Türkiye’de linç kültürünün hangi noktalara kadar ulaşabileceğine sanırım aşinayız. Siyasi tarihimizin yakın geçmişinde bırakılan kara lekelerden bir tanesi olan 28 Şubat süreci hafızalarımızda hâlâ yerini koruyor.

Bu süreçte bazı gazetelerin ve televizyon kanallarının yayın etiğini hiçe sayarak paylaştığı haberlerin, muhafazakar kesimin üzerinde oluşturulan travmaya olan katkısı oldukça büyüktü. O dönemde sözlü tacizlere, kötü bakışlara direnç göstermeye çalışan bu kesim için psikolojik zorbalık ne yazık ki yeni normaldi. Her yeni günde yeni bir yalana uyandırılan manşetler ve özel yayınlarla istenilen tepki topluma kazandırılmış ve birçok insan bu yıllarda kendi yurdunda parya edilmişti. Yakın tarihimize baktığımızda daha birçok örneğine rastlayacağımız bu gibi süreçler, algı yönetiminin sonuçlarını gözler önüne sermekteydi. Çabuk galeyana gelmesiyle tanınan toplumumuzun, gerçek dışı ve abartılı haberlerin de etkisiyle kitlesel olarak mantık çerçevesinden çıkarılarak duygularının harekete geçirilmesi toplumsal çözülme anlamında tam bir kriz demekti.

Bu algı yönetimi, sonraki yıllarda -siyasal iklim muhafazakarlardan yana döndüğünde- vesayet rejiminin yer yer kendini hissettirmesi ile geçerliliğini korumaya devam etmişti. 17-25 Aralık operasyonları, Gezi Parkı eylemleri ve 15 Temmuz kalkışması ile doğrudan Ak Parti iktidarı alaşağı edilmek istenirken; bu olaylarla eşzamanlı olarak binlerce asılsız haber, yerli ve yabancı medya tarafından servis edilmişti. Ancak bu operasyonların başarısızlığından sonra, iktidarı ele geçirme ihtimalini neredeyse tamamen kaybeden yerleşik seçkinler, FETÖ’den PKK’ya kadar devlet düşmanı tüm kesimlerle “ittifak” kurarak iktidardan kamuoyu desteğini çektirmek adına aşina olduğumuz algı yönetimlerine ciddi bir hız kazandırdılar.

Özellikle birkaç yıl içerisinde sosyal medyanın iyice yaygınlaşması kamuoyu algısında oynamalar yapılabilmesi adına yeni taktiklerin geliştirilmesini kolaylaştırdı. Günümüzde hem iç hem de dış aktörlerce sürekli Türkiye üzerine yeni bir suni gündem oluşturularak ortak bir nefret zemini yaratılmakta. Gerek ülkemizin gelişmesinden kaygı duyan gerek kendi meşruiyetlerini korumaya çalışırken çoğu zaman islamofobiyi yedek gündem olarak cebinde tutan ülkelerin; terör örgütlerinin yurt dışı ayakları tarafından fonlanan medya şirketleri ve derneklerin destekleri ile mevcut iktidara ve destekçilerine karşı resmen karalama kampanyası yürütülüyor.

Örneğin geçtiğimiz günlerde Hatay’da ciğerlerimiz yanarken failler açıklama yapana kadar yanan alanların imara açılacağı manipülasyonu sağır sultanın kulağına kadar ulaşmıştı. Bununla birlikte PKK’nın yangının sorumluluğunu üstlenmesinin ardından manipülasyona alet olan bazı aktörler “yere izmarit bile atmayan çiçek çocukların” sebep olduğu bu durumu sadece kulak ardı etmekle yetindiler.

Her yeni gün üzerine bin tanesi eklenen yalanlara inanmak gerçekten çok kolay. Gerçek dışı haberler, düzmece belgeler ve montajlı dökümanlar kasıtlı olarak servis edilip kamuoyu direnci oluşturulmaya çalışılırken düzeltme ve tekzipler ne yazık ki yeterince ilgi görmüyor. Bazen etnik kimlik üzerinden devlet ulusüstü boyutta sıkıştırılıyor bazen tarikat ve cemaatler suçlanarak Türkiye radikalleştiriliyor algısı yayılıyor. Deyimi yerindeyse gerçek ayakkabılarını giymeden yalan Dünya’yı dolaşıyor. Bu tür haberleri servis etmenin çeşitli yaptırımları olsa da haber kaynağının binlerce parçaya bölünmesi failin takibini zorlaştırarak zamanında kontrol sağlanmasını imkansız hâle getiriyor.

Tüm bu gerçekler doğrultusunda Dünya yeni toplumların inşası planlarıyla hızla savrulurken alınması gereken çeşitli önlemler de elbette yok değil. Öncelikle medyanın psikolojik savaş tekniği olarak kullanıldığını kabul ederek kitlesel olarak “sosyal medya okuryazarlığı” eğitimlerinin verilmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

Her yeni gün maruz kaldığımız bilgi kirliliği içerisinde haberin kaynağının güvenilirliğini teyit etmeden habere inanmamak; anında paylaşım yapmamak yeri geliyor hayati önem taşıyor. Bu anlamda bir farkındalığın oluşturulması ve “yönetilecek algımız yoktur” mesajının verilmesi toplumsal bağların bu teknikler ile kopartılmasını engelleyecektir. Zira kriz anlarında bir ülke için birlik olmayı başarabilmek kriz anını aşmanın en önemli kriteridir.

ShareTweetPin
Turuncu Dergisi

Turuncu Dergisi

Related Posts

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 
Gaye Yardımcı

KADIN BALIKÇILAR VE MAVİ PARADİGMA 

Ocak 6, 2021
Gülay Kurt

Aralık 11, 2020
Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak
Yaşam

Havva’nın kızları, meclise girip yılın manto modasını tartışacak

Aralık 7, 2020
Nasıl Minimalist Oldum?
Saliha Karaaslan

Nasıl Minimalist Oldum?

Aralık 7, 2020
DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK
Yaşam

DEPRESYONU FIRSATA ÇEVİRMEK

Aralık 7, 2020
Acuka
Mutfak

Acuka

Mart 7, 2021

Recommended Stories

Cep telefonu kullanmada omurganız için 12 kural

Cep telefonu kullanmada omurganız için 12 kural

Ocak 18, 2021
Aşırı alerjik çocuklar için neler yapılmalı?

Aşırı alerjik çocuklar için neler yapılmalı?

Aralık 17, 2021

Pandemi nedeniyle evde çalışıyorsanz dikkat…

Eylül 30, 2020

Popular Stories

  • Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    Çatalhöyük’ten bugüne Anadolu Motifleri ve anlamları

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Cumhuriyet’in ilk kadın muhtarı ve bilinmeyen hikâyesi

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Küçük ev’ akımı Türkiye’de yaygınlaşıyor: Tiny House

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Gezilecek Yerler Var! İşte Kocaeli’de Görmeniz Gereken 10 Yer

    2 shares
    Share 0 Tweet 0
  • Tuil dekor nasıl yapılır?

    0 shares
    Share 0 Tweet 0
TURUNCU DERGİ

Turuncu dergisi Türkiye’nin hikayesini omuzlayan, ülkesinin kaderini kendi kaderi bilen nadir dergilerden. Doğruların ve yanlışların birbirine karıştığı, bilgi kirliliğinin hızla çoğaldığı bir süreçte Turuncu her sayfada iyiye ve doğruya dair yeni bir şeyler söyleme çabasında.

Son Yazılar

  • Tatlılarda şeker yerine kullanılabilecek alternatifler
  • Fobi çeşitleri
  • Sonbaharda tatile çıkmak için en keyifli 6 neden

Kategoriler

  • Anne&Çocuk
  • Astroloji
  • Ayşegül Akyüz Yahşi
  • Betül Tat
  • Dekorasyon
  • Dosya
  • Emine Kibar
  • Esra Öztürk
  • Fatma Akgün
  • Fatma Karaman Süslü
  • Feride Şimşek Benli
  • Gaye Yardımcı
  • Genel
  • Gülay Kurt
  • Gülşen Özer
  • Güzellik
  • Halime Tezcan Tosun
  • Hilal Güler
  • Hüseyin Karaca
  • Kadın Hikayeleri
  • Kültür&Sanat
  • Merve Kuş Mataracı
  • Moda
  • Moda&Stil
  • Muradiye Şimşek
  • Mutfak
  • Nuran Sözen
  • Nuriye Ataseven
  • Psikoloji
  • Röportaj
  • Röportaj
  • Sağlık
  • Saliha Karaaslan
  • Seda Şişman
  • Senem Dinç
  • Seyahat&Tatil
  • Seyran Akdaş
  • Teknoloji
  • Tuğba Şahbaz
  • Tuğba Şahin
  • Ümmügülsüm Tat
  • Yaşam
  • Yasemin Batur
  • Yazarlar
  • Zahide Ceylan
  • Zehra Güveli
  • Zehranur Ceylan Demir
  • Zeliha Tamer

Sayfalar

  • Abonelik
  • Ana Sayfa
  • Dashboard
  • Dergiler
  • Gizlilik politikası
  • Hakkımızda
  • Hesabım
  • Mesafeli Satış Sözleşmesi
  • My Orders
  • Ödeme Sayfası
  • Sepetim
  • Store List
  • Teslimat ve İade
  • TURUNCUMOD
  • Yazarlar

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

No Result
View All Result
  • Hesabım
  • Dergilerim
  • Sağlık
  • Mutfak
  • Yaşam
  • Seyahat&Tatil
  • Kültür&Sanat
  • Dekorasyon
  • Kadın Hikayeleri
  • Anne&Çocuk
  • Yazarlar
  • Astroloji
  • Videolar
  • Üye Ol
  • Abone Ol
  • Dergiler
  • Psikoloji
  • Teknoloji
  • Güzellik

© 2020 Powered by NONSTOP TECHNOLOGIES

Tekrar hoşgeldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi mi unuttunuz? Kayıt Ol

Yeni Hesap Oluştur

Kayıt olmak için formları doldurun

Tüm alanlar zorunludur. Giriş Yap

Parolanızı Kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş Yap

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?
Go to mobile version